Blog

29 Kasım

Pandemi sürecinde inşaat sektörü

Pandemi sürecinde inşaat sektörü

Tüm dünyada hızla yayılan ve Türkiye'yi de etkisi altına alan koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin arasında yer alan inşaat sektörü, gerek yarattığı istihdam gerekse de büyüklüğü açısından özellikle gelişmekte olan ülkelerde lokomotif görevini sürdürüyor. Türkiye’nin en önemli sektörlerinden birisi olan inşaat sektörü pandemi nedeni ile oldukça zor günlerden geçiyor. Birçok şantiyede işler yavaşladı ve birçok firma ya dönüşümlü ya da uzaktan çalışma ile işlerini tamamlamaya çalışıyor.

Pandemi sürecinde satış ofisleri ve şantiyelerde virüsün yayılmasını engellemeye yönelik alınan tedbirler inşaat sektöründe işleyişi önemli ölçüde aksatırken eve kapanan tüketicinin önemli ölçüde azalan gayrimenkul talebi sektörü zor durumda bıraktı. Bu durumun bir süre daha devam edeceği gerçeği ile, salgın devam ettikçe inşaat sektörü dışında özellikle tedarik zincirleri de tüm yönleri ile etkilenecektir. Tedarik zincirindeki sorunlar projelerin gecikmesine, tüketici memnuniyeti ve güveninin azalmasına ve geliştiricilerin ve yüklenicilerin finansal anlamda zor duruma düşmelerine neden olmaktadır.  Gayrimenkul sektöründe  ise yaz aylarında düşen faizler ve ekonominin toparlanmasıyla umut verici şekilde seyretmekteydi lakin salgının devam etmesi nedeniyle sektörde şu an için tekrar bir belirsizlik hakim. Son iki yıldır ertelenen konut talebinin tekrar canlanmasıyla bu yıl pandemi ilan edildiği Mart-Mayıs dönemi hariç geçen yıla göre belirgin bir iyileşme içine girmiş ancak salgının etkisinin artarak devam ettiği sonbahar aylarında sınırlı biçimde talep azaldı. Pandemi de durma noktasına gelen inşaat sektörü, gelen talepler doğrultusunda yaz ayların da yeniden toparlanma evresine geçerken şirketlerin yarım kalan projelerinin devam etmesi ve yeni projelere başlamaları istihdam açısından da sektöre önemli katkı sağladı.

Türkiye İMSAD Ekim ayı verilerine İnşaat malzemeleri sanayisinde faaliyetler geçtiğimiz ay önemli ölçüde arttı. İnşaat sektöründe kamu bankalarının teşvik paketleri ile kullanılan kredi olanaklarındaki artış ile inşaat malzemeleri iç talebindeki hızlı genişleme ekim ayında da devam etti. Faaliyet Endeksi ekim ayında bir önceki aya göre 3,1 puan daha yükseldi. Yaz aylarında faaliyetlerde görülen sıçrama sonbahar aylarında da devam ediyor. Böylece faaliyetler seviyesi salgın öncesi dönemin oldukça üzerine çıktı. İnşaat sektöründe mevcut işlerdeki yüksek tempo inşaat malzemeleri sanayi faaliyetlerinde de önemli bir ivme yarattı. Alıcıların Covid-19 salgınının ikinci dalgası endişesi ile hızlandırdığı ihracat siparişleri de faaliyetlere katkı sağladı. Faaliyetlerdeki ivmenin kasım ayı ortasından itibaren yavaşlaması bekleniyor.   

Pandemi sonrası normalleşmeye kadar devam edecek belirsiz süreçte gayrimenkul sektörünün yurtiçi ve yurtdışında sahip olduğu güçlü potansiyelini korumak ve geliştirmek adına ilk hedefi şirket içi organizasyonlarını korumak ve yaşatmak olmalıdır. Toplum sağlığıyla birlikte sosyal hayatı ve ekonomiyi etkileyen coronavirus salgını, etkisini yitirdiğinde dünya yeniden şekillenecektir. Önümüzdeki yıl normalleşmenin tahmin edilen trendde gerçekleşmesi, istihdam ve gelir yaratmada beklenen ivmenin ortaya çıkması durumunda 2021 yılının ilk çeyreğinde hükümetin ve gayrimenkul yatırımcılarının piyasaya desteği sektörün bu krizi daha hafif atlatması açısından son derece önemli olacaktır. Bu yıl olduğu gibi yine kamu bankaları tarafından sunulabilecek düşük faizin gayrimenkul ve inşaat sektörüne olumlu katkısı olacaktır. Ekonomik konjonktür kısa vade de konuta olan talebin yer yer azalmasına neden olmasına rağmen biriken talep ve şehirlerimizdeki kentsel dönüşüm gerçeği orta vade de sektöre olan ilginin tekrar ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

 

Soner Keleş

29.11.2020

 

 

 

 

 

DETAY

22 Kasım

Gayrimenkulde ivme aşağı döndü!

Gayrimenkulde ivme aşağı döndü!
Konut satış adetlerinde yaz aylarında görülen yukarı yönlü trend, sonrasında faizlerin yükselmesi ile birlikte yönünü aşağı çevirmişti. Bu da hem oturum hem de yatırım/birikim amacıyla yapılan konut alımlarının azalmasına neden oldu. Haziran 2020 itibarıyla konut kredisi faiz oranlarında başlayan gerilemenin yılın ikinci çeyreğinde devam etmesi konut satışlarını olumlu yönde etkilerken Ağustos ayı itibarıyla konut fiyatlarının reel getirisi de uzun bir aradan sonra tekrar pozitife döndü. Ancak, Eylül ayı  itibarıyla konut kredilerinin yükselmesi ve pandemi sürecinin ülkemizde olumsuz etkisinin devam etmesi ile birlikte konut talebi tekrar ivme kaybetmeye başladı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Ekim ayı konut satış istatistiklerini göre Türkiye genelinde konut satışları 2020 Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16.3 azalarak 119 bin 574 oldu.  Türkiye genelinde geçtiğimiz ay konut satışları Eylül ayına göre %13 azaldı. Konut satışlarında İstanbul 22 bin 270 konut satışı ve %18,6 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul'u 10 bin 624 konut satışı ve %8,9 pay ile Ankara, 6 bin 846 konut satışı ve %5,7 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 16 konut ile Ardahan, 24 konut ile Hakkari ve 71 konut ile Bayburt oldu
Geçtiğimiz yılın üzerinde beklenti yüksek!
2020 yılının toplamında ise Konut satışları 2020 yılını rekorla kapatmaya hazırlanıyor. Ocak-Ekim döneminde 1 milyon 280 bin 852 konut satışı gerçekleşerek, bir önceki yılın aynı dönemine göre %27,0 artış gösterdi. Ocak-Ekim döneminde ipotekli konut satışı %124,2 artarak 534 bin 256, diğer satış türlerinde ise %3,0 azalarak 746 bin 596 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar %2,3 artarak 396 bin 184 oldu. İkinci el konut satışları da %42,5 artarak 884 bin 668 olarak gerçekleşti.
Faizler yükseliyor ipotekli konut satışları düşüyor!
Kredi faiz oranlarında gerçekleşen artışlar insanları yatırım yapmaktan çekinir hale getirirken, bu durumun düzelmesinin zaman alacağı bekleniyor. Türkiye genelinde 2020 Ekim ayında ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %49,3 azalış göstererek 25 bin 566 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %21,4 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul 5 bin 494 konut satışı ve %21,5 pay ile ilk sırayı aldı. İpotekli konut satışının en az olduğu iller 4'er konut ile Ardahan ve Hakkari oldu. Diğer taraftan senetli konut satışları 2020 Ekim ayında Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı ayına göre %1,7 artarak 94 bin 8 oldu.
Projeden konut satışları azalıyor!
Türkiye genelinde ilk defa satılan birinci el konut sayısı 2020 Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %26,3 azalarak 36 bin 976 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı %30,9 oldu. İlk satışlarda İstanbul 6 bin 401 konut satışı ve %17,3 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul'u 2 bin 409 konut satışı ile Ankara ve bin 797 konut satışı ile İzmir izledi.
Yabancı talebi artıyor!
Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %23,1 artarak 5 bin 258 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı alıyor. Ekim 2020'de ilk sırayı 2 bin 458 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 928 konut satışı ile Antalya, 347 konut satışı ile Ankara, 187 konut satışı ile Yalova ve 186 konut satışı ile Bursa izledi. Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı ırak vatandaşlarına yapıldı. Ekim ayında Irak vatandaşları Türkiye'den 909 konut satın aldı. Irak'ı sırasıyla, 849 konut ile İran, 400 konut ile Rusya Federasyonu, 225 konut ile Afganistan ve 213 konut ile Kazakistan izledi.
Soner Keleş
22.11.2020
 

DETAY

15 Kasım

Konut Fiyatlarında Balon Var mı?

Konut Fiyatlarında Balon Var mı?
Türkiye’de son yıllarda gayrimenkul sektöründe konut fiyatları c¸ok tartışılır hale gelmiştir. Özellikle, büyük şehirlerde sürekli artarak çoğalan konut projeleri, alışveriş merkezleri, rezidanslar ve plazalar şehirlerin go¨ru¨nu¨mu¨nu¨ değiştirmiş ve konut fiyat artışlar yatırımcıların dikkatini çekmiştir. Konut fiyatlarında oluşan artışların balon olup olmadığı sürekli tartışılmaktadır. Finansal varlıkların piyasa değerlerinin temel değerlerinden sapması finansal piyasalarda balon olarak tanımlanır. Konut balonu, kişisel gelir veya konut maliyetlerinden bağımsız olarak, hane halkının beklentileri nedeniyle spekülatif bir şekilde konut fiyatlarında meydana gelen ani yükselişler ve düşüşler olarak tanımlanmaktadır. Konut piyasalarında fiyatları etkileyebilecek birc¸ok temel fakto¨r bulunmaktadır. I·stanbul ve yakın c¸evresinde konut fiyatları üzerine etki eden temel unsurlar olarak devam eden yabancı talebi, alt yapı yatırımlarının canlılık getirmesi, talep tarafında nüfus, gelir ve istihdamdaki artış, konut kredisi faiz oranı esnek bir arz-talep yapısına sahip olunması, maliyet artışlarının fiyatlara tam olarak yansıtılmaması ic¸ ve dıs¸ go¨c¸, ulaşım imkanları, tarihi ve kültürel özellikleri söylenebilir.
Tu¨rkiye genelinde ortalama konut fiyat endeksi 2020 yılı Agˆustos ayında bir o¨nceki aya go¨re yu¨zde 2,1 oranında artan KFE, bir o¨nceki yılın aynı ayına go¨re nominal olarak yu¨zde 26,2, reel olarak ise yu¨zde 12,9 oranında artmıs¸tır. U¨c¸ bu¨yu¨k ilin konut fiyat endekslerindeki gelis¸meler degˆerlendirildigˆinde, 2020 yılı Agˆustos ayında bir o¨nceki aya go¨re I·stanbul, Ankara ve I·zmir’de sırasıyla yu¨zde 2,2, 2,3 ve 2,1 oranlarında artıs¸ go¨zlenmis¸tir. Endeks degˆerleri bir o¨nceki yılın aynı ayına go¨re, I·stanbul, Ankara ve I·zmir’de sırasıyla yu¨zde 23,3, 26,2 ve 27,5 oranlarında artıs¸ go¨stermis¸tir. I·lgili rakamlar ‘konut balonu’ kavramından uzaktır. Son iki yıldır biriken talep ve ilgi yaz döneminde fiyatlarda artışa neden oldu. Her iki endekste enflasyondan arındırıldığında kabul edilir bir artıs¸ oranı sagˆlamıs¸lardır. Endekslerin artıs¸ı konut sekto¨ru¨nün ılımlı bir canlılıgˆı tas¸ıdıgˆı so¨ylenebilir. Kamuoyunda sık sık tartıs¸ılan ve gu¨ndeme gelen ‘Tu¨rk Konut Piyasasında fiyat yo¨nlu¨ balon’ olup olmadıgˆı sorusuna yapılan analizlerle ise çıkan sonuç ‘balon’ olmadıgˆı yo¨nu¨ndedir. Tu¨rkiye genelinde son verilere go¨re yapılan analizlerde fiyat artıs¸ının hala makul bir egˆilimde devam ettigˆi go¨ru¨lmu¨s¸tu¨r. Ancak bo¨lge ve/veya semt bazlı fiyatlarda ‘ko¨pu¨kles¸me’ egˆilimleri go¨ru¨lebilmektedir. Yalnız bu tip fiyat hareketlerini analiz ederken ilgili yerlerin kendine ait o¨zel fiyat dinamikleri olabilecegˆi unutulmamalıdır.
Konut piyasalarında balonu inceleyen c¸alışmaların o¨nemli bir kısmı ABD piyasaları ic¸in yapılmıştır. Bunlardan Case ve Shiller’a (2003) go¨re konut fiyatlarında balonun olması esnasında konutu alanlar, normalde c¸ok pahalı olduğunu du¨şu¨ndu¨kleri bir konutu, gelecekte ciddi bir fiyat artışı beklentisi olduğu ic¸in şu an satın alınabilir bulmaktadırlar. Bu kişilerin baka bir şekilde tasarruf etmesine gerek yoktur; c¸u¨nku¨ evin değerindeki artışın, onlar ic¸in tasarruf sağlayacaklarını beklemektedirler. İlk kez konut alacaklar ise eğer konutu şimdi almazlarsa konut fiyatlarındaki balon nedeniyle ileride hic¸ alamayacaklarını du¨şu¨nerek telaşlanabilirler. Hatta kişiler ev fiyatlarının uzunca bir su¨re kesinlikle du¨şmeyeceğini du¨şu¨nu¨rlerse, yu¨ksek fiyat artışı olacağına ilişkin beklenti, talep u¨zerinde o¨nemli bir etkiye sahip olacaktır. Bu nedenle, konut yatırımlarında yatırımcılar tarafından algılanan risk du¨şu¨ktu¨r. Fiyatların gelecekte hızlı ve su¨rekli artacağı beklentisi, alıcıları motive eden o¨nemli bir fakto¨rdu¨r.
Ülkemizde ise konut sektöründe fiyatlar artmaya devam edecektir. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi nüfusun sürekli artması, ancak şehirlerin konut üretme kapasitelerinin neredeyse dolmuş olması, ikincisi ise köyden kente göçün hala devam etmesidir. Diğer etkenler ise kentsel dönüşüm ile kalitesiz konutların kaliteli konut haline getirilmesinin getirdiği fiyat farkları ile Dünya’da tüm ürünlerde oluşan fiyat artışları sebebi ile her yıl gelen maliyet farklarıdır. Tu¨rkiye’de gayrimenkul piyasasında talep yo¨nu¨ kısa vade de konjonktu¨rel olarak azalsa dahi, o¨nu¨mu¨zdeki iki yıllık su¨rec¸ ic¸inde sekto¨r tekrar canlılık kazanacaktır.
 
Soner Keleş
15.11.2020
 
 
 

DETAY

8 Kasım

Gayrimenkul sektörünün istihdama katkısı

Gayrimenkul sektörünün istihdama katkısı
Türkiye’de inşaat sektörü¨, gerek altyapı yatırımları, gerekse konut inşaatları çerçevesinden bakıldığında, son yıllarda öne çıkan sektörler arasında yer almaktadır. Genel olarak inşaat sektörü¨, güçlü¨ sekto¨rel bağlantıları nedeniyle ekonominin su¨ru¨kleyici sekto¨rlerinden biri olarak kabul edilmektedir. U¨lkemizde 2000 sonrası do¨nem ele alındıgˆında, sekto¨ru¨n bu¨yu¨me hızı hemen her do¨nemde GSYI·H bu¨yu¨me hızının u¨zerinde bir seyir izlemis¸tir. Türkiye’de inşaat sekto¨ru¨nu¨n performansının, du¨nyanın birc¸ok u¨lkesinde oldugˆu gibi, u¨lkenin genel iktisadi performansına paralel degˆis¸imler go¨sterme egˆiliminde oldugˆu bilinmektedir. Genel olarak, u¨lke ekonomisinin bu¨yu¨du¨gˆu¨ yıllarda, ins¸aat sekto¨ru¨nde c¸arpan etkisiyle daha bu¨yu¨k bir bu¨yu¨me ve benzer s¸ekilde u¨lke ekonomisinin ku¨c¸u¨ldu¨gˆu¨ yıllarda daha bu¨yu¨k bir ku¨c¸u¨lme gerc¸ekles¸mektedir.
Tu¨rkiye’de bu¨yu¨me ve istihdam ilis¸kisi ac¸ısından ayrıcalıklı konuma sahip olan ins¸aat sekto¨ru¨ ve o¨zu¨nde konut imalatı ile buna bagˆlı alt sekto¨rler ekonominin en o¨nemli unsurlarındandır. Tu¨rk Konut sekto¨ru¨ son on bes¸ yıllık su¨rec¸te c¸ok hızlı bir gelis¸im kaydetmis¸tir. I·ns¸aat sekto¨ru¨nu¨n makroekonomi ac¸ısından o¨nemi c¸arpan etkisinden kaynaklanmakta olup, 250 alt sekto¨ru¨ harekete gec¸irerek gerek bu¨yu¨me gerekse istihdam u¨zerine etki yaratmaktadır. Bu¨yu¨k oranda yerli sermayeye dayanan sekto¨r, istihdam katkı ve potansiyeli yu¨ksek sekto¨rlerin bas¸ında gelmektedir. Sekto¨ru¨n toplam istihdam ic¸indeki payı uzun yıllardır artıs¸ egˆilimi go¨stermektedir. Bu o¨zelligˆi ile ins¸aat sekto¨ru¨nu¨n bu¨yu¨menin kapsayıcı olması o¨nceligˆine ciddi anlamda katkı verdigˆi du¨s¸u¨nu¨lmektedir. Son birkaç yıldır inşaat sektöründe dalgalanma yaşansa da 2005 yılında 1 milyon kişiye iş olanağı sağlayan sektör 2015 yılına gelindiğinde ise yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlar hale geldi. Son yıllarda yaşanan daralmaya rağmen inşaat sektöründe 1,5 milyon istihdam olanağı sağlandı. İnşaat sektörü son iki yılda ortalama olarak istihdamın yüzde 6’lık kısmını oluşturdu. Sektör yapısı gereği geniş bir yaş gurubu ile her eğitim düzeyinden kişilere istihdam sağlama özelliğe sahip. Gerek beyaz gerekse mavi yakalılar için istihdamı artırıcı bir özelliği olan inşaat sektörü son yıllarda bir çok sektörden daha fazla iş imkanı yarattı.
Tu¨rkiye’de ins¸aat sekto¨ru¨nu¨n ne o¨lc¸u¨de bu¨yu¨du¨gˆu¨nu¨n bir digˆer göstergesi olarak da, yeni ve ilave yapılar ic¸in alınan yapı ruhsatı sayısı kullanılmaktadır. 2015 yılına kadar yükseliş eğiliminde olan sektör özellikle son iki yıldır talep azalması nedeniyle düşme eğilimin girmiştir. Geçtiğimiz yıla baktığımızda, Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2019 yılında bir önceki yıla göre, bina sayısı yüzde 48.3, yüzölçümü yüzde 52.4, değeri yüzde 43.8, daire sayısı yüzde 53.9 azaldı. 2019 yılında yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüz ölçümü 70.5 milyon metrekare oldu. Oysa bu 2018’de 148 milyonu, 2017’de ise 287 milyonu aşmıştı. Geçen yıl ruhsat verilen daire sayısı ise yaklaşık 306 bin oldu. 2018’de inşaat firmaları 663 bin, 2017’de ise 1 milyon 400 bin konut için ruhsat almıştı.
2020 yılında toparlanma başladı
Bir inşaata başlamadan önce inşaat alanının bulunduğu belediyeden alınacak izni gösteren yapı ruhsatı sayısında 2020 yılının ilk yarısında geçen yıla göre artış görüldü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Ocak-Haziran 2020 dönemine ait verilere göre söz konusu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yapı ruhsatı verilen bina sayısında yüzde 45.5, yüz ölçümü yüzde 40.8, değeri yüzde 54.8 ve daire sayısı yüzde 72,9 oranında arttı. Gelecekteki görünüme bakıldığında, sektör uzun vadede hemen hemen tüm alanlarda yüksek potansiyelini koruyor. Kısa vadeli kırılganlıkların kamu desteğiyle aşılma sağlanıyor ancak kalıcı bir toparlanmadan bahsedebilmek için ekonomik finansal piyasalarda istikrarın ve güven endekslerindeki ivmelenmenin görülmesi gerekiyor.
 
Soner Keleş
08.11.2020
 

DETAY

1 Kasım

Kentsel Dönüşüm Şart!

Kentsel Dönüşüm Şart!
 
Ülkemizin yüzölçümünün % 42’si birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. 20.yy’ın başlarından beri yapılan istatistiki çalışmalar Türkiye’de yaklaşık olarak her iki yılda bir yıkıcı deprem, her üç¸ yılda bir de pek çok yıkıcı deprem olduğunu göstermektedir. Bu durum Türkiye’de kaçınılmaz bir doğal afet olduğunu ortaya koymaktadır. Hızla gelişen kentleşme sureci ülkemizin önemli sorunlarından birisi haline gelmektedir. Kentsel Dönüşüm, kentlerin fiziksel ve toplumsal anlamda dönüşmesine neden olan çok yönlü bir süreçtir.  Türkiye’de farklı dönemlerde  kentsel  dönüşüm  çalışmaları  denenmiş,  ancak  esas  anlamda  gündeme  gelmesi,  1999  Marmara  Depremi  sonrasında olmuştur. 2002 yılından itibaren kentsel dönüşüm çalışmaları hükümet programlarına dahil edilmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6306 sayılı Afet Riskli Yapıların Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre, kentteki afet riski taşıyan alanların belirlenip, sağlıklı ve de yaşanılabilir hale getirilmesidir. Kanun, Türkiye’nin her tarafındaki kent ve köylerdeki ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma riski taşıyan binaların devletin  sağladığı yapım kredisi, kira yardımı, belediye harç - vergi avantajlarını da kullanarak yeniden yapılmasını öngörmektedir. Kentsel dönüşümle kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi, depreme dayanıklı olmayan, ekonomik ömrünü doldurmuş binaların yeniden yapılarak olası doğal afetler sonucu oluşacak zararların en aza indirilmesi amaçlanmaktadır. 
 
Kentsel dönüşüm riskli binaların yıkılıp yeniden yapılması yanında, yerleşim yerlerinin kongre ve kültür merkezleri, park ve eğlence alanları gibi modern ihtiyaçlarının karşılanmasını da içermektedir. İstanbul aldığı yoğun göçler ve nüfus artışı  sonucunda; gecekondulaşma, kaçak yapılaşma ve bunlara bağlı olarak  ortaya çıkan çarpık kentleşme sorunlarını yaşayan  kentlerimizin  en  büyüğüdür. 
2000 yılı sonrasında kentsel dönüşüm eylemleri sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel boyutlar arasındaki dengeyi sağlayan deprem riski taşıyan riskli ve eski binaların yıkılıp yerlerine daha modern, sağlam ve sağlıklı binaların yapılmasına dayanan bir çok proje uygulaması oldu. Özellikle son zamanlarda ülkemiz genelinde yaşanılan ve büyük kayıpların verildiği depremler, eski ve depreme dayanaksız binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması fikrinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
 
Kentsel yenileme projeleri, “yaşanabilir sağlıklı kentlerin oluşturulması” genel hedefiyle birlikte; kaçak yapılaşmış alanların dönüştürülmesi, doğal afetlerle doğrudan etkilenecek olan sakıncalı alanlarda yer alan konut veya başka kullanım alanlarının dönüştürülmesi, kent içinde niteliksiz, sağlıksız alanların ve yaşanabilir kent standartları dışında kalan alanların dönüştürülmesi, İşlevini yitirmiş¸ tarihi mekânların, koruma alanlarının dönüştürülmesi süreçlerini kapsamaktadır. Günümüzde önemi daha çok artan kentsel dönüşüm konusunda toplum eski ve güvensiz yapılardan dönüşüme teşvik edilmelidir. Bu noktada devletin denetleyici ve koruyuculuğunun daha fazla devreye girmesi, müteahhitlik standartlarına uyulması toplum ile geliştiriciler arasında uyum süreçlerinin hızlandırılması gerekmektedir.
 
Soner Keleş
01.11.2020
 

DETAY

26 Kasım

Konut Satışlarında Artış Trendi Başladı!

Konut Satışlarında Artış Trendi Başladı!

 
Satış Çözümleri kurucusu Soner Keleş “son üç aydır düşen konut kredisi faiz oranları ile birlikte konut satışlarında artış trendinin yeniden başladığını” değerlendirdi:
 
 
Ağustos ayında kamu bankaları öncülüğünde başlayan ve yüzde 1 in altına gerileyen konut kredisi faiz indirimleri Ekim ayında ipotekli konut satışlarının ciddi oranda artmasını sağladı. Kasım başından itibaren bir çok özel bankanın da konut kredisi faizlerini yüzde 1 in altına çekmesi ile birlikte bu yılın son çeyreğinde özellikle devam eden projelerden konut satışlarında artış bekleniyor.

Projeden Satışlar Artıyor!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2019 yılının Ekim Ayı konut satış istatistikleri yayınlandı. Türkiye genelinde konut satışları 2019 Ağustos-Ekim arası dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 400 bin 251 oldu. Rapora göre, son üç ayda konut satışlarında yaşanan artış ipotekli satışlardan kaynaklanırken, konut kredisi faiz oranlarının aylık yüzde 1'in altına çekilmesi ve konut fiyat endeksinde artış trendinin etkisiyle konut satışlarında olumlu etki konuşulmaya başlandı. İpotekli satışlarda, geçen yılın aynı dönemine göre adet bazında yaklaşık yüzde 92,8'lik artış, ipotekli satışların dışında diğer satışlarda yüzde 15,6 aşağı yönlü hareket izlendi. Ağustos 2019'da faiz indirimlerinin etkisiyle ipotekli satışlara ilgi yükseldi ve geçen yılın aynı ayına göre 5 kat artış yaşandı. Bu durum aynı zamanda 1.el projeden konut satışlarını da arttırdı. 
Kamu bankalarının konut kredisi faiz oranlarını indirmesinin getirdiği ivmeyle satışların hız kesmeden artmaya devam ederken bir süredir ertelenen konut talebi konut kredisi faiz indirimi sonrası canlandı ve tüketiciler yeniden konuta alımına yöneldi. Hem ülke ekonomisine hem de gayrimenkul sektörü için moral verici bu gelişme neticesinde, yılın ilk yarısında yaşanan düşüş toparlanma ivmesi kazandı.

Konut Fiyatları Yükselebilir?

Konut kredisi faiz oranlarındaki düşüş de göz önünde bulundurulunca 2.eldeki mevcut konutların değerinde artma gözlemlendi. Projelerde ise henüz maliyet artışlarının ev fiyatlarına yansıtılmadığı bu süreçte ev sahibi olmak isteyen tüketiciler için uygun fiyat ve oranlardan yararlanarak yeni projelerden ciddi bir kazanç elde edilebilir.
Toplam satış içinde 1. el konut satışının artması inşaat sektörünü tekrar canlandıracak ve dolayısıyla ülke ekonomisini hızlandıracak ve hem büyümeye hem de istihdama katkı verecektir. İnsanlar 1. el konutlarda yaşamaya başladıkça enerji verimliliği ve deprem tehdidine yönelik de çok ciddi bir fayda temin edilmiş olacaktır. 
 

Yabancının Konut Talebi Artarak Devam Ediyor!

Ekim ayında yabancıya konut satışının 4 bin 272 adet olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yabancıya konut satışının yüzde 20 ye yakın artış gerçekleşti. Geçen yıl yabancıya konut satışında vatandaşlık imkanının 250 bin dolara çekilmesiyle 2018'de yabancıya yaklaşık 40 bin konut satıldı. Bu yıl sonuna kadar yabancıya konut satışında 2018 rakamlarını rahatlıkla geçmesi beklenirken 45 bin adetlere çıkacağı tahmin edilmektedir. 
 
 
Soner Keleş
Satış Çözümleri-Kurucu
 

DETAY