Blog

20 Aralık

Pandemiye rağmen gayrimenkul sektörü!

Pandemiye rağmen gayrimenkul sektörü!
Ülkemizde artan nüfus, küçülen aile yapısı, evlilik yaşının yükselmesi gibi sosyal, demografik ve ekonomik nedenlerle gayrimenkul sektörü büyüme potansiyelini korumaya devam ediyor. Aşağı yönlü faiz hareketleri ve yabancı talebi, geçtiğimiz yaz aylarında kamu kaynaklı desteklerle birleşince sektörün tahminlerden daha hızlı bir toparlanma sürecine girmesini sağladı. Bu yıl dünyayı etkisi altına alan corona virüs salgınını Küresel Pandemi olarak ilan edilmesi ile birlikte dünya küresel finans piyasaları da ciddi bir şekilde etkilendi. Ülkemizde pandemi sürecinde konut satışları azaldı.  Ancak kısa vadeli kırılganlıkların kamu desteğiyle aşılma gayreti oluştu. Kalıcı bir toparlanmadan bahsedebilmek için finansal piyasalarda istikrarın ve güven endekslerindeki ivmelenmenin görülmesi gerekiyor. 2020 yılında sektördeki hareketlenme önce stokların erimesi yönünde kampanyalı ev satışlarıyla devam etti. Yeni projeler için ise geliştiriciler hazırlıklarını hızlandırmaya başladı. Proje geliştiren inşaat firmaları azalan stoklarının yerini doldurabilmek ve devam eden konut talebine cevap verebilmek için uzun süredir raflarda bekletilen arsalar ve yeni projelerini tekrar gündeme getirmeye başladı. İnşaat firmalarının pandemi sonrası süreçte hayata geçirecekleri projelerin; hem yerli hem de yabancı müşteri pazarına uygun özelliklerde şehrin merkezi akslarına yakın, ulaşım imkânları gelişmiş olan kentsel dönüşüm lokasyonlarında butik daha az konut içeren optimum sosyal alanlara sahip, tasarruflu ve az katlı konsept projelere yönelmesi bekleniyor.
Yıl sonunda rekor gelebilir?
Türkiye İstatistik Kurumu, son açıklanan konut satış verilerini göre Konut satışları Kasım'da 112.483 olarak gerçekleşti. Bu yıl ilk 11 ayda gerçekleşen toplan konut satış rakamı son on yılın en yüksek rakamı olarak kayıtlara geçti. Ocak-Kasım döneminde 1 milyon 393 bin 335 konut satışı gerçekleşerek, bir önceki yılın aynı dönemine göre %21,5 artış gösterdi. Ocak-Kasım döneminde ipotekli konut satışı %98,0 artarak 558 bin 706, diğer satış türlerinde ise %3,4 azalarak 834 bin 629 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar %0,8 azalarak 432 bin 842 oldu. İkinci el konut satışları da %35,2 artarak 960 bin 493 olarak gerçekleşti. Dünyayı etkisine alan küresel salgın koronavirüs nedeniyle mart ayında düşüşe geçen satışlar, Haziran-Ağustos ayları arasında kamu bankaları tarafından başlatılan faiz indirimiyle toparlandı. 11 ayda ulaşılan toplam konut satışı, yıl sonunda gelecek olan rekorun da habercisi oldu. Türkiye genelinde 11 ayda 2 milyon 464 bin gayrimenkul el değiştirirken, tapuda bu satışlarda 456 milyar liralık değer ibraz edildi. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı verilerine göre, ocak-kasım döneminde ülke genelinde satılan gayrimenkul (konut, iş yeri, arsa, tarla) sayısı 2 milyon 464 bin adede ulaştı. Söz konusu rakam geçen yılın tamamında 389 milyar 240 milyon lira olarak gerçekleşmişti. Tapuda, bu satışlarda ibraz edilen değer ise 456 milyar 224 milyon 472 bin lirayla tüm zamanların yıllık rekorunu kırdı.
Yabancı talebi artarak devam ediyor.
Özellikle 2018 yılındaki kur artışıyla zirveye ulaşan yabancı satışları, 2019’da dengelenmiş görünse de pandemiye rağmen bu yılda trend hâlâ yukarı yönde. Özellikle pandemi sürecinde ertelenen konut talebi sıkılaştırma önlemlerine rağmen Eylül ayından itibaren artarak devam ediyor. Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,4 artarak 4 bin 962 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, Kasım 2020'de ilk sırayı 2 bin 443 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 893 konut satışı ile Antalya, 297 konut satışı ile Ankara, 182 konut satışı ile Yalova ve 174 konut satışı ile Bursa izledi.
 
 
Soner Keleş
20.12.2020
 

DETAY

13 Aralık

İş hayatının yeni çalışma modeli Home-Office

İş hayatının yeni çalışma modeli Home-Office
Koronavirüs salgını, dünya genelinde toplumsal hayatı etkilemeye devam ediyor. Salgın nedeniyle alınan önlemlerin en çok etkilendiği alan ise iş hayatı oldu. Pandemi ile mu¨cadele su¨recinde çalışma hayatında dijitalles¸me o¨nemli bir enstru¨man halini almıs¸ olup hem o¨zel sekto¨r hem de kamuda kurumların is¸levlerini yerine getirebilmesine hizmet eden bir arac¸ olarak go¨ru¨lmeye bas¸ladı. Pandemiyle birlikte bireysel, sosyal ve ekonomik hayatta yaşadığımız kapanma süreci dijitalleşmenin de etkisi ile uzaktan çalışmaya geçişi hızlandırdı. Öncelikle teknoloji şirketleri ile birlikte, teknoloji altyapısını güçlendirmiş ve çalışanlarının becerilerine bu konuda yatırım yapmakta olan özel sektör kuruluşları da süreci rahat geçirdi. Özellikle finans, eğitim, turizm, bilişim, reklamcılık gibi sektörler bu sürece hızlı adapte oldu. Özel sektör bu süreçte hangi yönlerini güçlendirmesi gerektiğini, benzer bir durumla karşılaşıldığında hangi aksiyonları daha hızlı alması gerektiğini test etme imkanı buldu. COVID-19 vakaları arttıkça, dünya genelinde şirketler çalışanlarını korumak ve iş sürekliliğini sağlamak için beyaz yaka çalışanlarının evden çalışmasına karar verdi. 
Evden c¸alıs¸ma Covid-19’un bulas¸ma riskini azaltmak ic¸in tu¨m du¨nyada c¸es¸itli du¨zeylerde uygulamaya konuldu. Yeni tip koronaviru¨su¨n yakın temas, solunum ile bir insandan digˆerine gec¸mesi sosyal mesafe adını verdigˆimiz koruyucu tedbirlerin sosyal ve is¸ hayatında uygulanmasına neden olmaktadır. Pandemi, çalışanları fiziki ofislerden ve kurumsal iş hayatından giderek uzaklaştırdığı gibi home-office çalışma modeli, trend olmaktan çıkıp normalleşmeye doğru hızla yol alıyor. Bu süreçte uzaktan çalışma modeli, gün geçtikçe şirketlerin yeni normali haline geliyor. Özellikle küçük ve yeni kurulan girişimler bir ofis tutmak yerine evden çalışarak işlerini gerçekleştirerek, şirketlerini büyütmeye çalışmaya başladılar. Son verilere göre İstanbul’da ev ofis taleplerinin yüzde 60 arttığı ifade ediliyor. Esnek c¸alıs¸ma modellerinden biri olan uzaktan ya da home-office c¸alıs¸ma yo¨ntemi pandemi do¨neminde hem halk sagˆlıgˆını hem de bu su¨recin ekonomi u¨zerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek ac¸ısından o¨nem kazandı. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yüz binlerce insan artık evden çalışıyor. Çalışanların yeni sisteme ilişkin fikirleri değişse de, şirketlerin bir kısmının salgından sonra da evden çalışmaya devam edeceği öngörülüyor
Evden c¸alıs¸manın bu kadar o¨nemli oldugˆu bir do¨nemde s¸irketlerin verimliligˆi ic¸in evden c¸alıs¸ma uygulamaları ve c¸alıs¸anlar u¨zerindeki etkileri en az is¸yerindeki kadar o¨nemlidir. I·s¸ performansı ile ilgili çalışanların üzerinde olumlu-olumuz ne gibi sonuc¸lara yol açacağının işletmeler tarafından belirlenmesi de gerekmektedir. Evden çalışma modelinde; esnek çalışma saatleri, çalışma ortamını istenildiği gibi düzenlenebilmesi, trafikte geçen zamandan tasarruf, ulaşım maliyetlerinin ve ortak giderlerin azaltılması gibi avantajları görülse de işletmelerde sosyal hayattan ve iş hayatının rutinlerinden uzaklaşma, ekipleri arası uyum ve koordinasyonun sağlanmasında yaşanan zorluklar açısından eksiklilerin ortaya çıktığı görülmektedir.  Koronavirüs nedeniyle bilinen klasik ofis düzeninin tarihe karışması beklenmiyor ancak bu salgın tüm dünya çapında devasa ölçekte evden çalışma deneyimine neden oldu. Diğer taraftan evden c¸alıs¸manın istihdam u¨zerindeki etkisine bakıldığında bu durum büyük oranda yapılan işin içeriğine bağlıdır. Evden çalışma modeli için uygun sektörlerde mümkün  iken kis¸isel yakınlık ve temas gerektiren, o¨zel ekipmanların kullanılmasını gerektiren veya is¸gu¨cu¨ ile yapılması zorunlu olan is¸ler ic¸in evden c¸alıs¸ma modeli uygulanamamaktadır. Sagˆlık personelleri, emniyet gu¨c¸leri, tarım sekto¨ru¨nde c¸alıs¸anlar, yas¸amak ic¸in gerekli u¨ru¨nlerin u¨retim ve dagˆıtımını yapanlar, perakende alanında c¸alıs¸anların evden c¸alıs¸ma oranları c¸ok du¨s¸u¨ktu¨r.  
Strategy Analytics’in araştırmaları, dünya çapındaki uzaktan çalışan iş gücünün 2016 yılında tüm çalışanların yaklaşık yüzde 38,8’ini oluştururken, 2022’de bu oranın yüzde 42,5’e yükselebileceğini söylüyor. Diğer bir araştırmaya göre ise 10 yıl içinde, çalışanların üçte birinin evden çalışıyor olacağı öngörülüyor. 2030 yılına kadar Z kuşağının iş gücüne tam olarak girmesiyle şuan deneyimlemek durumunda kaldığımız uzaktan çalışma ya da esnek çalışma modeline olan talebin %30 artacağı belirtilmektedir.
Soner Keleş
13.12.2020
 
 
 

DETAY

29 Kasım

Pandemi sürecinde inşaat sektörü

Pandemi sürecinde inşaat sektörü

Tüm dünyada hızla yayılan ve Türkiye'yi de etkisi altına alan koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin arasında yer alan inşaat sektörü, gerek yarattığı istihdam gerekse de büyüklüğü açısından özellikle gelişmekte olan ülkelerde lokomotif görevini sürdürüyor. Türkiye’nin en önemli sektörlerinden birisi olan inşaat sektörü pandemi nedeni ile oldukça zor günlerden geçiyor. Birçok şantiyede işler yavaşladı ve birçok firma ya dönüşümlü ya da uzaktan çalışma ile işlerini tamamlamaya çalışıyor.

Pandemi sürecinde satış ofisleri ve şantiyelerde virüsün yayılmasını engellemeye yönelik alınan tedbirler inşaat sektöründe işleyişi önemli ölçüde aksatırken eve kapanan tüketicinin önemli ölçüde azalan gayrimenkul talebi sektörü zor durumda bıraktı. Bu durumun bir süre daha devam edeceği gerçeği ile, salgın devam ettikçe inşaat sektörü dışında özellikle tedarik zincirleri de tüm yönleri ile etkilenecektir. Tedarik zincirindeki sorunlar projelerin gecikmesine, tüketici memnuniyeti ve güveninin azalmasına ve geliştiricilerin ve yüklenicilerin finansal anlamda zor duruma düşmelerine neden olmaktadır.  Gayrimenkul sektöründe  ise yaz aylarında düşen faizler ve ekonominin toparlanmasıyla umut verici şekilde seyretmekteydi lakin salgının devam etmesi nedeniyle sektörde şu an için tekrar bir belirsizlik hakim. Son iki yıldır ertelenen konut talebinin tekrar canlanmasıyla bu yıl pandemi ilan edildiği Mart-Mayıs dönemi hariç geçen yıla göre belirgin bir iyileşme içine girmiş ancak salgının etkisinin artarak devam ettiği sonbahar aylarında sınırlı biçimde talep azaldı. Pandemi de durma noktasına gelen inşaat sektörü, gelen talepler doğrultusunda yaz ayların da yeniden toparlanma evresine geçerken şirketlerin yarım kalan projelerinin devam etmesi ve yeni projelere başlamaları istihdam açısından da sektöre önemli katkı sağladı.

Türkiye İMSAD Ekim ayı verilerine İnşaat malzemeleri sanayisinde faaliyetler geçtiğimiz ay önemli ölçüde arttı. İnşaat sektöründe kamu bankalarının teşvik paketleri ile kullanılan kredi olanaklarındaki artış ile inşaat malzemeleri iç talebindeki hızlı genişleme ekim ayında da devam etti. Faaliyet Endeksi ekim ayında bir önceki aya göre 3,1 puan daha yükseldi. Yaz aylarında faaliyetlerde görülen sıçrama sonbahar aylarında da devam ediyor. Böylece faaliyetler seviyesi salgın öncesi dönemin oldukça üzerine çıktı. İnşaat sektöründe mevcut işlerdeki yüksek tempo inşaat malzemeleri sanayi faaliyetlerinde de önemli bir ivme yarattı. Alıcıların Covid-19 salgınının ikinci dalgası endişesi ile hızlandırdığı ihracat siparişleri de faaliyetlere katkı sağladı. Faaliyetlerdeki ivmenin kasım ayı ortasından itibaren yavaşlaması bekleniyor.   

Pandemi sonrası normalleşmeye kadar devam edecek belirsiz süreçte gayrimenkul sektörünün yurtiçi ve yurtdışında sahip olduğu güçlü potansiyelini korumak ve geliştirmek adına ilk hedefi şirket içi organizasyonlarını korumak ve yaşatmak olmalıdır. Toplum sağlığıyla birlikte sosyal hayatı ve ekonomiyi etkileyen coronavirus salgını, etkisini yitirdiğinde dünya yeniden şekillenecektir. Önümüzdeki yıl normalleşmenin tahmin edilen trendde gerçekleşmesi, istihdam ve gelir yaratmada beklenen ivmenin ortaya çıkması durumunda 2021 yılının ilk çeyreğinde hükümetin ve gayrimenkul yatırımcılarının piyasaya desteği sektörün bu krizi daha hafif atlatması açısından son derece önemli olacaktır. Bu yıl olduğu gibi yine kamu bankaları tarafından sunulabilecek düşük faizin gayrimenkul ve inşaat sektörüne olumlu katkısı olacaktır. Ekonomik konjonktür kısa vade de konuta olan talebin yer yer azalmasına neden olmasına rağmen biriken talep ve şehirlerimizdeki kentsel dönüşüm gerçeği orta vade de sektöre olan ilginin tekrar ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

 

Soner Keleş

29.11.2020

 

 

 

 

 

DETAY

22 Kasım

Gayrimenkulde ivme aşağı döndü!

Gayrimenkulde ivme aşağı döndü!
Konut satış adetlerinde yaz aylarında görülen yukarı yönlü trend, sonrasında faizlerin yükselmesi ile birlikte yönünü aşağı çevirmişti. Bu da hem oturum hem de yatırım/birikim amacıyla yapılan konut alımlarının azalmasına neden oldu. Haziran 2020 itibarıyla konut kredisi faiz oranlarında başlayan gerilemenin yılın ikinci çeyreğinde devam etmesi konut satışlarını olumlu yönde etkilerken Ağustos ayı itibarıyla konut fiyatlarının reel getirisi de uzun bir aradan sonra tekrar pozitife döndü. Ancak, Eylül ayı  itibarıyla konut kredilerinin yükselmesi ve pandemi sürecinin ülkemizde olumsuz etkisinin devam etmesi ile birlikte konut talebi tekrar ivme kaybetmeye başladı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Ekim ayı konut satış istatistiklerini göre Türkiye genelinde konut satışları 2020 Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16.3 azalarak 119 bin 574 oldu.  Türkiye genelinde geçtiğimiz ay konut satışları Eylül ayına göre %13 azaldı. Konut satışlarında İstanbul 22 bin 270 konut satışı ve %18,6 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul'u 10 bin 624 konut satışı ve %8,9 pay ile Ankara, 6 bin 846 konut satışı ve %5,7 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 16 konut ile Ardahan, 24 konut ile Hakkari ve 71 konut ile Bayburt oldu
Geçtiğimiz yılın üzerinde beklenti yüksek!
2020 yılının toplamında ise Konut satışları 2020 yılını rekorla kapatmaya hazırlanıyor. Ocak-Ekim döneminde 1 milyon 280 bin 852 konut satışı gerçekleşerek, bir önceki yılın aynı dönemine göre %27,0 artış gösterdi. Ocak-Ekim döneminde ipotekli konut satışı %124,2 artarak 534 bin 256, diğer satış türlerinde ise %3,0 azalarak 746 bin 596 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar %2,3 artarak 396 bin 184 oldu. İkinci el konut satışları da %42,5 artarak 884 bin 668 olarak gerçekleşti.
Faizler yükseliyor ipotekli konut satışları düşüyor!
Kredi faiz oranlarında gerçekleşen artışlar insanları yatırım yapmaktan çekinir hale getirirken, bu durumun düzelmesinin zaman alacağı bekleniyor. Türkiye genelinde 2020 Ekim ayında ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %49,3 azalış göstererek 25 bin 566 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %21,4 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul 5 bin 494 konut satışı ve %21,5 pay ile ilk sırayı aldı. İpotekli konut satışının en az olduğu iller 4'er konut ile Ardahan ve Hakkari oldu. Diğer taraftan senetli konut satışları 2020 Ekim ayında Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı ayına göre %1,7 artarak 94 bin 8 oldu.
Projeden konut satışları azalıyor!
Türkiye genelinde ilk defa satılan birinci el konut sayısı 2020 Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %26,3 azalarak 36 bin 976 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı %30,9 oldu. İlk satışlarda İstanbul 6 bin 401 konut satışı ve %17,3 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul'u 2 bin 409 konut satışı ile Ankara ve bin 797 konut satışı ile İzmir izledi.
Yabancı talebi artıyor!
Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %23,1 artarak 5 bin 258 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı alıyor. Ekim 2020'de ilk sırayı 2 bin 458 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 928 konut satışı ile Antalya, 347 konut satışı ile Ankara, 187 konut satışı ile Yalova ve 186 konut satışı ile Bursa izledi. Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı ırak vatandaşlarına yapıldı. Ekim ayında Irak vatandaşları Türkiye'den 909 konut satın aldı. Irak'ı sırasıyla, 849 konut ile İran, 400 konut ile Rusya Federasyonu, 225 konut ile Afganistan ve 213 konut ile Kazakistan izledi.
Soner Keleş
22.11.2020
 

DETAY

15 Kasım

Konut Fiyatlarında Balon Var mı?

Konut Fiyatlarında Balon Var mı?
Türkiye’de son yıllarda gayrimenkul sektöründe konut fiyatları c¸ok tartışılır hale gelmiştir. Özellikle, büyük şehirlerde sürekli artarak çoğalan konut projeleri, alışveriş merkezleri, rezidanslar ve plazalar şehirlerin go¨ru¨nu¨mu¨nu¨ değiştirmiş ve konut fiyat artışlar yatırımcıların dikkatini çekmiştir. Konut fiyatlarında oluşan artışların balon olup olmadığı sürekli tartışılmaktadır. Finansal varlıkların piyasa değerlerinin temel değerlerinden sapması finansal piyasalarda balon olarak tanımlanır. Konut balonu, kişisel gelir veya konut maliyetlerinden bağımsız olarak, hane halkının beklentileri nedeniyle spekülatif bir şekilde konut fiyatlarında meydana gelen ani yükselişler ve düşüşler olarak tanımlanmaktadır. Konut piyasalarında fiyatları etkileyebilecek birc¸ok temel fakto¨r bulunmaktadır. I·stanbul ve yakın c¸evresinde konut fiyatları üzerine etki eden temel unsurlar olarak devam eden yabancı talebi, alt yapı yatırımlarının canlılık getirmesi, talep tarafında nüfus, gelir ve istihdamdaki artış, konut kredisi faiz oranı esnek bir arz-talep yapısına sahip olunması, maliyet artışlarının fiyatlara tam olarak yansıtılmaması ic¸ ve dıs¸ go¨c¸, ulaşım imkanları, tarihi ve kültürel özellikleri söylenebilir.
Tu¨rkiye genelinde ortalama konut fiyat endeksi 2020 yılı Agˆustos ayında bir o¨nceki aya go¨re yu¨zde 2,1 oranında artan KFE, bir o¨nceki yılın aynı ayına go¨re nominal olarak yu¨zde 26,2, reel olarak ise yu¨zde 12,9 oranında artmıs¸tır. U¨c¸ bu¨yu¨k ilin konut fiyat endekslerindeki gelis¸meler degˆerlendirildigˆinde, 2020 yılı Agˆustos ayında bir o¨nceki aya go¨re I·stanbul, Ankara ve I·zmir’de sırasıyla yu¨zde 2,2, 2,3 ve 2,1 oranlarında artıs¸ go¨zlenmis¸tir. Endeks degˆerleri bir o¨nceki yılın aynı ayına go¨re, I·stanbul, Ankara ve I·zmir’de sırasıyla yu¨zde 23,3, 26,2 ve 27,5 oranlarında artıs¸ go¨stermis¸tir. I·lgili rakamlar ‘konut balonu’ kavramından uzaktır. Son iki yıldır biriken talep ve ilgi yaz döneminde fiyatlarda artışa neden oldu. Her iki endekste enflasyondan arındırıldığında kabul edilir bir artıs¸ oranı sagˆlamıs¸lardır. Endekslerin artıs¸ı konut sekto¨ru¨nün ılımlı bir canlılıgˆı tas¸ıdıgˆı so¨ylenebilir. Kamuoyunda sık sık tartıs¸ılan ve gu¨ndeme gelen ‘Tu¨rk Konut Piyasasında fiyat yo¨nlu¨ balon’ olup olmadıgˆı sorusuna yapılan analizlerle ise çıkan sonuç ‘balon’ olmadıgˆı yo¨nu¨ndedir. Tu¨rkiye genelinde son verilere go¨re yapılan analizlerde fiyat artıs¸ının hala makul bir egˆilimde devam ettigˆi go¨ru¨lmu¨s¸tu¨r. Ancak bo¨lge ve/veya semt bazlı fiyatlarda ‘ko¨pu¨kles¸me’ egˆilimleri go¨ru¨lebilmektedir. Yalnız bu tip fiyat hareketlerini analiz ederken ilgili yerlerin kendine ait o¨zel fiyat dinamikleri olabilecegˆi unutulmamalıdır.
Konut piyasalarında balonu inceleyen c¸alışmaların o¨nemli bir kısmı ABD piyasaları ic¸in yapılmıştır. Bunlardan Case ve Shiller’a (2003) go¨re konut fiyatlarında balonun olması esnasında konutu alanlar, normalde c¸ok pahalı olduğunu du¨şu¨ndu¨kleri bir konutu, gelecekte ciddi bir fiyat artışı beklentisi olduğu ic¸in şu an satın alınabilir bulmaktadırlar. Bu kişilerin baka bir şekilde tasarruf etmesine gerek yoktur; c¸u¨nku¨ evin değerindeki artışın, onlar ic¸in tasarruf sağlayacaklarını beklemektedirler. İlk kez konut alacaklar ise eğer konutu şimdi almazlarsa konut fiyatlarındaki balon nedeniyle ileride hic¸ alamayacaklarını du¨şu¨nerek telaşlanabilirler. Hatta kişiler ev fiyatlarının uzunca bir su¨re kesinlikle du¨şmeyeceğini du¨şu¨nu¨rlerse, yu¨ksek fiyat artışı olacağına ilişkin beklenti, talep u¨zerinde o¨nemli bir etkiye sahip olacaktır. Bu nedenle, konut yatırımlarında yatırımcılar tarafından algılanan risk du¨şu¨ktu¨r. Fiyatların gelecekte hızlı ve su¨rekli artacağı beklentisi, alıcıları motive eden o¨nemli bir fakto¨rdu¨r.
Ülkemizde ise konut sektöründe fiyatlar artmaya devam edecektir. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi nüfusun sürekli artması, ancak şehirlerin konut üretme kapasitelerinin neredeyse dolmuş olması, ikincisi ise köyden kente göçün hala devam etmesidir. Diğer etkenler ise kentsel dönüşüm ile kalitesiz konutların kaliteli konut haline getirilmesinin getirdiği fiyat farkları ile Dünya’da tüm ürünlerde oluşan fiyat artışları sebebi ile her yıl gelen maliyet farklarıdır. Tu¨rkiye’de gayrimenkul piyasasında talep yo¨nu¨ kısa vade de konjonktu¨rel olarak azalsa dahi, o¨nu¨mu¨zdeki iki yıllık su¨rec¸ ic¸inde sekto¨r tekrar canlılık kazanacaktır.
 
Soner Keleş
15.11.2020
 
 
 

DETAY

8 Kasım

Gayrimenkul sektörünün istihdama katkısı

Gayrimenkul sektörünün istihdama katkısı
Türkiye’de inşaat sektörü¨, gerek altyapı yatırımları, gerekse konut inşaatları çerçevesinden bakıldığında, son yıllarda öne çıkan sektörler arasında yer almaktadır. Genel olarak inşaat sektörü¨, güçlü¨ sekto¨rel bağlantıları nedeniyle ekonominin su¨ru¨kleyici sekto¨rlerinden biri olarak kabul edilmektedir. U¨lkemizde 2000 sonrası do¨nem ele alındıgˆında, sekto¨ru¨n bu¨yu¨me hızı hemen her do¨nemde GSYI·H bu¨yu¨me hızının u¨zerinde bir seyir izlemis¸tir. Türkiye’de inşaat sekto¨ru¨nu¨n performansının, du¨nyanın birc¸ok u¨lkesinde oldugˆu gibi, u¨lkenin genel iktisadi performansına paralel degˆis¸imler go¨sterme egˆiliminde oldugˆu bilinmektedir. Genel olarak, u¨lke ekonomisinin bu¨yu¨du¨gˆu¨ yıllarda, ins¸aat sekto¨ru¨nde c¸arpan etkisiyle daha bu¨yu¨k bir bu¨yu¨me ve benzer s¸ekilde u¨lke ekonomisinin ku¨c¸u¨ldu¨gˆu¨ yıllarda daha bu¨yu¨k bir ku¨c¸u¨lme gerc¸ekles¸mektedir.
Tu¨rkiye’de bu¨yu¨me ve istihdam ilis¸kisi ac¸ısından ayrıcalıklı konuma sahip olan ins¸aat sekto¨ru¨ ve o¨zu¨nde konut imalatı ile buna bagˆlı alt sekto¨rler ekonominin en o¨nemli unsurlarındandır. Tu¨rk Konut sekto¨ru¨ son on bes¸ yıllık su¨rec¸te c¸ok hızlı bir gelis¸im kaydetmis¸tir. I·ns¸aat sekto¨ru¨nu¨n makroekonomi ac¸ısından o¨nemi c¸arpan etkisinden kaynaklanmakta olup, 250 alt sekto¨ru¨ harekete gec¸irerek gerek bu¨yu¨me gerekse istihdam u¨zerine etki yaratmaktadır. Bu¨yu¨k oranda yerli sermayeye dayanan sekto¨r, istihdam katkı ve potansiyeli yu¨ksek sekto¨rlerin bas¸ında gelmektedir. Sekto¨ru¨n toplam istihdam ic¸indeki payı uzun yıllardır artıs¸ egˆilimi go¨stermektedir. Bu o¨zelligˆi ile ins¸aat sekto¨ru¨nu¨n bu¨yu¨menin kapsayıcı olması o¨nceligˆine ciddi anlamda katkı verdigˆi du¨s¸u¨nu¨lmektedir. Son birkaç yıldır inşaat sektöründe dalgalanma yaşansa da 2005 yılında 1 milyon kişiye iş olanağı sağlayan sektör 2015 yılına gelindiğinde ise yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlar hale geldi. Son yıllarda yaşanan daralmaya rağmen inşaat sektöründe 1,5 milyon istihdam olanağı sağlandı. İnşaat sektörü son iki yılda ortalama olarak istihdamın yüzde 6’lık kısmını oluşturdu. Sektör yapısı gereği geniş bir yaş gurubu ile her eğitim düzeyinden kişilere istihdam sağlama özelliğe sahip. Gerek beyaz gerekse mavi yakalılar için istihdamı artırıcı bir özelliği olan inşaat sektörü son yıllarda bir çok sektörden daha fazla iş imkanı yarattı.
Tu¨rkiye’de ins¸aat sekto¨ru¨nu¨n ne o¨lc¸u¨de bu¨yu¨du¨gˆu¨nu¨n bir digˆer göstergesi olarak da, yeni ve ilave yapılar ic¸in alınan yapı ruhsatı sayısı kullanılmaktadır. 2015 yılına kadar yükseliş eğiliminde olan sektör özellikle son iki yıldır talep azalması nedeniyle düşme eğilimin girmiştir. Geçtiğimiz yıla baktığımızda, Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2019 yılında bir önceki yıla göre, bina sayısı yüzde 48.3, yüzölçümü yüzde 52.4, değeri yüzde 43.8, daire sayısı yüzde 53.9 azaldı. 2019 yılında yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüz ölçümü 70.5 milyon metrekare oldu. Oysa bu 2018’de 148 milyonu, 2017’de ise 287 milyonu aşmıştı. Geçen yıl ruhsat verilen daire sayısı ise yaklaşık 306 bin oldu. 2018’de inşaat firmaları 663 bin, 2017’de ise 1 milyon 400 bin konut için ruhsat almıştı.
2020 yılında toparlanma başladı
Bir inşaata başlamadan önce inşaat alanının bulunduğu belediyeden alınacak izni gösteren yapı ruhsatı sayısında 2020 yılının ilk yarısında geçen yıla göre artış görüldü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Ocak-Haziran 2020 dönemine ait verilere göre söz konusu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yapı ruhsatı verilen bina sayısında yüzde 45.5, yüz ölçümü yüzde 40.8, değeri yüzde 54.8 ve daire sayısı yüzde 72,9 oranında arttı. Gelecekteki görünüme bakıldığında, sektör uzun vadede hemen hemen tüm alanlarda yüksek potansiyelini koruyor. Kısa vadeli kırılganlıkların kamu desteğiyle aşılma sağlanıyor ancak kalıcı bir toparlanmadan bahsedebilmek için ekonomik finansal piyasalarda istikrarın ve güven endekslerindeki ivmelenmenin görülmesi gerekiyor.
 
Soner Keleş
08.11.2020
 

DETAY

1 Kasım

Kentsel Dönüşüm Şart!

Kentsel Dönüşüm Şart!
 
Ülkemizin yüzölçümünün % 42’si birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. 20.yy’ın başlarından beri yapılan istatistiki çalışmalar Türkiye’de yaklaşık olarak her iki yılda bir yıkıcı deprem, her üç¸ yılda bir de pek çok yıkıcı deprem olduğunu göstermektedir. Bu durum Türkiye’de kaçınılmaz bir doğal afet olduğunu ortaya koymaktadır. Hızla gelişen kentleşme sureci ülkemizin önemli sorunlarından birisi haline gelmektedir. Kentsel Dönüşüm, kentlerin fiziksel ve toplumsal anlamda dönüşmesine neden olan çok yönlü bir süreçtir.  Türkiye’de farklı dönemlerde  kentsel  dönüşüm  çalışmaları  denenmiş,  ancak  esas  anlamda  gündeme  gelmesi,  1999  Marmara  Depremi  sonrasında olmuştur. 2002 yılından itibaren kentsel dönüşüm çalışmaları hükümet programlarına dahil edilmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6306 sayılı Afet Riskli Yapıların Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre, kentteki afet riski taşıyan alanların belirlenip, sağlıklı ve de yaşanılabilir hale getirilmesidir. Kanun, Türkiye’nin her tarafındaki kent ve köylerdeki ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma riski taşıyan binaların devletin  sağladığı yapım kredisi, kira yardımı, belediye harç - vergi avantajlarını da kullanarak yeniden yapılmasını öngörmektedir. Kentsel dönüşümle kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi, depreme dayanıklı olmayan, ekonomik ömrünü doldurmuş binaların yeniden yapılarak olası doğal afetler sonucu oluşacak zararların en aza indirilmesi amaçlanmaktadır. 
 
Kentsel dönüşüm riskli binaların yıkılıp yeniden yapılması yanında, yerleşim yerlerinin kongre ve kültür merkezleri, park ve eğlence alanları gibi modern ihtiyaçlarının karşılanmasını da içermektedir. İstanbul aldığı yoğun göçler ve nüfus artışı  sonucunda; gecekondulaşma, kaçak yapılaşma ve bunlara bağlı olarak  ortaya çıkan çarpık kentleşme sorunlarını yaşayan  kentlerimizin  en  büyüğüdür. 
2000 yılı sonrasında kentsel dönüşüm eylemleri sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel boyutlar arasındaki dengeyi sağlayan deprem riski taşıyan riskli ve eski binaların yıkılıp yerlerine daha modern, sağlam ve sağlıklı binaların yapılmasına dayanan bir çok proje uygulaması oldu. Özellikle son zamanlarda ülkemiz genelinde yaşanılan ve büyük kayıpların verildiği depremler, eski ve depreme dayanaksız binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması fikrinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
 
Kentsel yenileme projeleri, “yaşanabilir sağlıklı kentlerin oluşturulması” genel hedefiyle birlikte; kaçak yapılaşmış alanların dönüştürülmesi, doğal afetlerle doğrudan etkilenecek olan sakıncalı alanlarda yer alan konut veya başka kullanım alanlarının dönüştürülmesi, kent içinde niteliksiz, sağlıksız alanların ve yaşanabilir kent standartları dışında kalan alanların dönüştürülmesi, İşlevini yitirmiş¸ tarihi mekânların, koruma alanlarının dönüştürülmesi süreçlerini kapsamaktadır. Günümüzde önemi daha çok artan kentsel dönüşüm konusunda toplum eski ve güvensiz yapılardan dönüşüme teşvik edilmelidir. Bu noktada devletin denetleyici ve koruyuculuğunun daha fazla devreye girmesi, müteahhitlik standartlarına uyulması toplum ile geliştiriciler arasında uyum süreçlerinin hızlandırılması gerekmektedir.
 
Soner Keleş
01.11.2020
 

DETAY

25 Ekim

Konut Sektöründe Rekabet Artıyor!

Konut Sektöründe Rekabet Artıyor!
Konut projeleri ülkemizde son yıllarda daha profesyonel bir biçimde ele alınmaya başlandı. Gayrimenkul sektöründeki sürekli değişim, geliştiricilerin, müşteri beklentilerini karşılamak üzere, daha bilimsel çalışmaya zorlamaktadır. Artık yapılan projelerin ölçekleri büyümekte ve karma projeler haline gelmektedir. Yapılan projeler büyüdükçe, buna bağlı olarak riskleri de orantılı olarak artmaktadır. Bu nedenle geliştiriciler, rekabetten ayrışmak ve riskleri azaltmak için, proje öncesinde yapılan pazar analizi çalışmalarına daha fazla önem vermeye başladılar. Gayrimenkul projeleri geliştiren inşaat firmalar sürdürülebilir olmak için artık çok daha profesyonel olmak zorundalar, pazarda rakip sayısı çok fazla, müşteri çok daha bilinçli ve beklentileri çok daha yüksek. Konut sektörü ekonomik durgunluktan en yoğun etkilenen sektörlerden birisi, konut kredi faizlerinin yükselmesi, ekonomideki hızlı değişimler talebi azaltıyor. Mevcut piyasa koşulları inşaat firmaları için rekabetçi bir ortam doğuruyor.
 
Pandemi sürecin dede gördük ki müşteri beklentileri ve yaşam standartlarının değişmesine bağlı olarak insanlar daha iyi yaşama, çalışma ve dinlenme alanları talep etmeye başlamıştır. Önceleri sadece konut ihtiyacı süreciyle başlayan gayrimenkul projeleri, daha sonraları insanların beklentilerine bağlı olarak konsept projeler olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Geliştiricilerin, müşteri beklentilerinin çok hızlı bir şekilde değişmesinden ve gayrimenkul sürecinin uzun bir yol olmasından dolayı, talep gören bir proje geliştirebilmek için ayrıntılı bir çalışma yapması zorunluluk haline gelmiştir. Proje geliştirilecek pazarın çok doğru analiz edilmesi, konut tipolojisi, satış alanlarının nasıl olması gerektiği, malzeme kalitesi ve maliyeti, sosyal donatı alanları ve projenin ihtiyaçlarını karşılayacak ticari alanların kurgusunun çok doğru yapılması gerekiyor. Talep gören projelerde pazar analizinde ilk adım hedef kitlenin doğru belirlenmesidir. Şehrin çeperlerinde henüz gelişimini tamamlamamış bölgelerde müşteri beklentilerinin üzerinde projeler geliştirmek ve yüksek satış fiyatları hedeflemek doğru değildir. Tüketici ihtiyaçları, bölgenin değeri, müşteri satın alma fiyatı ve ödeme gücünün doğru tespit edilmesinden sonra beklentiye uygun proje geliştirilmelidir.
 
Öncelikli olarak proje geliştirilecek olan bölgeden oturum veya yatırım amacıyla konut satın alabilecek olan hedef müşteri kitlesinin gelir seviyesi tespit edilmelidir. Bu hedef kitlenin bölge için verebileceği üst fiyat sınırının altında kalacak proje maliyetleri hedeflenmelidir. Ancak bu noktada konsept projelerin içerisinde hedef kitle yaşam tarzına uygun sosyal alanlar mutlaka yer almalıdır. Diğer taraftan konutta ulaşılabilir fiyatlara ulaşmak için konut tiplerinin ve konut karmasının da doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Yatırım amacıyla proje geliştirilen bölgelerde daha küçük konut tipleri hedeflenirken oturumcu hedef kitlesi olan projelerde beklentiler değişebilir. Özellikle büyük şehirlerde arasa maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle geliştirilen konut tiplerinde oda dağılımı ve oda büyüklüklerinde optimum alanlar oluşturulmalıdır. Tüketiciler konut m2 sinden ziyade fonksiyonel oda sayısına daha fazla önem vermektedirler. Daha küçük m2 li ve kompakt yaşam alanları içeren konut tipleri daha uygun fiyatlara ulaşılabilir.
 
Gayrimenkul sektörünün gelişimi ile birlikte yeni yapılacak olan projeler öncesi bilimsel ar-ge çalışmaları yapılmaktadır. Hedef kitlenin sosyo ekonomik durumu, demografisi, müşteri ihtiyaçları ve alım gücünün doğru tespit edilmesi ile birlikte en etkin arazi kullanımı ile en verimli, talep gören başarılı konsept projeler ortaya çıkmaktadır.
Soner Keleş
25.10.2020
 

DETAY

18 Ekim

Konut Talebinde Azalma Başladı?

Konut Talebinde Azalma Başladı?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),eylül ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. Türkiye genelinde konut satışları 2020 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 azalarak 136 bin 744 oldu. Konut kredisi oranlarının yükselmesi ile birlikte ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,5 azalış göstererek 35 bin 576 oldu. Konut satışlarında, İstanbul 25 bin 399 konutla (yüzde 18,6) ilk sırada yer aldı. İstanbul'u, 12 bin 677 konut satışıyla (yüzde 9,3) Ankara, 8 bin 153 konut satışıyla (yüzde 6) İzmir izledi. En az satış olan iller 17 konutla Hakkari, 24 konutla Ardahan ve 63 konutla Bayburt olarak kayıtlara geçti.
İpotekli konut satışları azaldı!
Geçtiğimiz aylarda kamu bankaları öncülüğünde konut kredi faizlerinde indirime gidilmiş; ilk el konutlara %0,64 ikinci el konutlara %0,74 faiz oranı ile bir yıl ödemesiz, 15 yıla kadar vade hayata geçirilmişti. Bunun sonucunda yaz aylarında konut satışlarında aylık bazda tarihi rekorlar kırıldı. Ancak Ağustos ayında kampanyanın son bulması ile birlikte ipotekli satışlarda azalma başladı. Türkiye genelinde 2020 Eylül ayında ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,5 azalış göstererek 35 bin 576 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 26,0 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul 7 bin 527 konut satışı ve yüzde 21,2 pay ile ilk sırayı aldı. İpotekli konut satışının en az olduğu il 1 konut ile Hakkari oldu.
Birinci el satış oranı değişmedi
Geçtiğimiz son iki yılda birinci el (ilk el) satışın payı giderek azaldı. Döviz kurlarında yaşanan hareketlilik ve küresel pandemi ilan edilmesinin ardından konut satışlarında yaşanan düşüş Nisan ve Mayıs ayı verilerine de yansıdı.  Ancak Haziran ve Temmuz ayı ile birlikte müteahhitten ve projelerden birinci el konut satış oranı canlandı ve toplam konut satış rakamları içerisinde ilk el satışların payı %30 a yükseldi.  Ancak ülke ekonomisine katkısı açısından baktığımızda birinci el konut satışlarının yeni inşaat projelerini teşvik etmesi nedeniyle kamu bankaları tarafından yapılacak olan kampanyalarda bu konuya dikkat edilmesinde fayda var. Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı 2020 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,5 azalarak 41 bin 376 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 30,3 oldu. İlk satışlarda İstanbul 7 bin 99 konut satışı ve yüzde 17,2 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul'u 3 bin 99 konut satışı ile Ankara ve 2 bin 266 konut satışı ile İzmir izledi.
Yabancı yatırımcıya konut satışı yükselişe geçti!
Pandemi sürecinin ülkemizde ilk başladığı mart ayında yurtdışına giriş ve çıkışlar ile ilgili alınana önlemler sonucunda gerilemeye başlayan ve nisanda da 790 adetlik satışla son 7 yılın en düşük seviyesini gören yabancıya konut satışları, mayıs ayıyla birlikte tekrar yükselişe geçti. Mayıs ayı ile birlikte üst üste 5 ay artış gösteren yabancıya konut satışı, eylülde 5 bin 269 adetle hem bu yılın en yüksek hem de tarihin en fazla satış yapılan ikinci eylül ayı verisi olarak kayıtlara geçti. Türkiye'den eylülde en fazla konutu ise 908 adet ile İranlılar aldı. İranlıları 826 konutla Iraklılar ve 448 konutla Ruslar izledi. Yılın ilk üç çeyreğinde liderliği 4 bin 716 konutla İranlılar sürdürdü. Söz konusu dönemde Iraklılar 4 bin 165, Ruslar 1895, Afganlar 1277 ve Azeriler 711 konutun sahibi oldu. Eylül ayında yabancıya konut satışı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 26,1, bir önceki aya göre yüzde 35,3 arttı. Böylece yabancıya konut satışı, pandemi öncesi yüksek seviyelerine dönmüş oldu. Ancak yine de geçtiğimiz yıl gerçekleşen toplan satış rakamının yakalaması kolay olmayacak.
Yarattığı katma değer ve istihdam olanaklarıyla ülke ekonomileri için çoğu zaman bir kaldıraç görevini üstlenen İnşaat Sektörü ülkemiz içinde büyük bir öneme sahiptir. Büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanan Türkiye İnşaat Sektörü, yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesi nedeniyle istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkilemektedir. Ulusal ve uluslararası alanlarda büyük bir deneyime ve potansiyele sahip olan sektör, kendisine bağlı 200'den fazla alt sektörü harekete geçirme özelliğiyle 'lokomotif sektör' olarak adlandırılmaktadır. Bu nedenle sektör için geçtiğimiz yaz aylarında yapılan kredi kampanyalarının tekrarlanmasında ve konut kredisi faiz oranlarının %1 seviyelerinin altına inmesinde büyük önem vardır.
Soner Keleş
18.10.2020
 
 

DETAY

11 Ekim

Konut Pazarlamasında Doğru Bilinen Yanlışlar?

Konut Pazarlamasında Doğru Bilinen Yanlışlar?
Ev satın alırken, fiyattan konuma, sosyal aktivite imkânlarından bölgenin gelişimine kadar farklı çok sayıda kriter geliştiren müşterilerin yansıra; büyüyen pazarın rekabet ortamında hem karını artırmak hem de imajını güçlendirmek isteyen ve bunun için yeni pazarlama stratejilerine ihtiyaç duyan firmalar bulunmaktadır. Gayrimenkul sektöründeki rekabet ortamı ve tüketicilerin değişiklik gösteren proje beklentileri, Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de hedef pazar kitlesinin seçimi ve bu hedef kitlenin talepleri doğrultusunda modern konut pazarlama stratejilerinin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak buna rağmen konut pazarlamasında firmaların sadece birbirini taklit ederek projelerini satmaya çalışması başarıyı getirmediği görülmektedir. Satışta başarı asla tesadüf değildir ve izlenmesi gereken sistematik bir yol vardır. Bu yol proje geliştirilmesinden itibaren başlayarak projenin pazarlanmasını, satışını ve en nihaide müşteriyi tutundurmaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Etrafımıza baktığımızda konut pazarlamasında doğru zannedilerek yapılan birçok çalışmanın neticesinde doğru sonuca ulaşılamadığı harcanan bütçelerin ve emeğin boşa gittiği görülmektedir.
Müşteriyi yanlış yerde aramak
Gayrimenkul pazarlarken ne kadar çok para o kadar çok müşteri erişimi olarak düşünülür. Ancak projeyi talep edecek müşteriyi yani doğru hedef kitleyi tespit edemedikten sonra harcanan para ve emek çöpe gidebilir. Belki de potansiyel müşteriler yakın çevrede olabilir ve onlara ulaşmak için geniş ölçekli reklam yapılmasına gerek yoktur. Bunun için başlangıçta projelerin geliştirildiği yakın çevrede çalışan veya ticari faaliyet gösteren insanlara ulaşmak daha uygundur. Geliştirilen projenin çevresinde çalışan ancak buraya her gün ulaşmak için saatlerce trafik çeken potansiyel müşterilere tüm imkânların içerisinde yer aldığı projeler tanıtabilir.
Proje kendisini satar zannetmek
Çok iddialı projeler ve yüksek paralar harcanarak yapılan satış ofisleri ve örnek daireler her zaman için yeterli olmayabilir. Tanıtım ofislerinde görev yapan satış ekipleri deneyimsiz veya motivasyonu düşük ise yapılan tüm yatırım heba olur. Konut satışı bilimsel bir süreçtir ve motivasyon işidir. Emlak satışında akademik eğitim veren üniversite sayısı çok azdır. Kaldı ki bu bölümlerde de konut satış yöntemleri ders müfredatı içerisinde yoktur.  Bunun için ekiplerine yatırım yapan, çeşitli satış eğitimleri aldıran ve doğru prim sistemleri ile ekibini motive edebilen firmalar hem personellerini uzun vadede elinde tutabilir hem de başarıyı daha kısa sürede yakalayabilir.
Birbirini taklit eden reklamlar yapmak
Proje pazarlamasında kulaktan dolma bilgiler ile işin kolayına kaçma çabaları sonucunda kendi projenizi ve müşterinizi tanımadan rakiplerin yaptıklarını taklit etme çabaları başarısız sonuçlar getirebilir. Her bölgenin ve her projenin hedef kitlesi aynı değildir. Yapılan reklam çalışmalarında da attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmeyebilir.
Hedef kitleyi doğru belirlememek
Öncelikli olarak projeden hangi neden ile kimler ev sahibi olmak isteyebilir bunu çok iyi anlamak gerekir. Bu doğrultuda hedef kitleyi tespit eder, çalışılan çözüm ortaklarına doğru brief verilerek ortaya çıkacak olan reklamın daha etkili olması sağlanabilir. Diğer taraftan ülkemizde ekonomik konjonktüre uygun olarak yerli müşterinin yanı sıra yabancı müşteri pazarını da hedefleyen projeler daha başarılı olabilir.
Rakipler ile aynı zamanda pazarlama yapmak
Konut sektöründe yıllardır doğru bilinen yanlış ev satışlarının mevsimsel sadece ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde olduğudur.  Bu istatistik olarak doğru olabilir ancak konut alıcısı yılın her ayı satın almaya hazırdır. Herkesin pazarlama çalışmalarına hız verdiği dönemlerde reklam mecralarında görünür olmak hem zor hem de daha pahalıdır. Rekabetin azaldığı sektörün sakinleştiği aylarda reklam çalışmaları yapmak uygun fiyat ve daha fazla görünürlük sağlayabilir.
Yoğun reklam yapmak
Bugün birçok firma çok yüksek reklam harcamaları yaptığı halde yeterli müşteriye ulaşamamakta ve hedeflediği satışı yapamamaktadır. Doğru pazarlama planı yapmak başarıyı getirir. Konut alıcısı kimdir? Nerede yaşar? Ne iş yapar? Projeden ev satın almak için nasıl bir ödeme planı ister? Neleri okur takip eder? Bunları anlamadan reklam kampanyası ve mecra planlaması yapmak başarıyı getirmez. Projeden ev satın almak isteyen müşterileri tespit eder ve sadece onlara uygun görünür olabileceğiniz doğru mecralarda reklam yapmak yeterlidir. Diğer taraftan doğrudan pazarlama faaliyetleri de ihmal edilmemelidir.
Fiyatı arttıran kampanyalar yapmak
Gayrimenkul sektöründe rekabette ödeme planları savaşı hızla devam ediyor. Geçtiğimiz dönemlerde yapılan kampanyalarda vade farksız 100 aya varan senetli satış imkânları sunuluyordu. Bu noktada müşteriye sunulan cazip ödeme planlarının satış fiyatına yansıtılması tüketici tarafından olumsuz yönde algılanabilir. Unutulmaması gereken nokta konut alıcısının yoğun ve uzun süreler devam eden bir araştırma içerisinde olduğu ve hedefledikleri projelerin fiyat değişimlerini yakından takip ettikleridir. Yapılan satış kampanyalarında konut müşterisine gerçek anlamda avantajı sağlayan ve menfaatine olan kampanyalar başarılı sonuç verebilir.
 
Buraya kadar belirttiklerimiz içerisinde en tepede olması gereken ve yukarıda yer alan tüm pazarlama faaliyetlerinin başarılı olmasını direkt olarak etkileyen birincil konu; gayrimenkul geliştirme işinde öncelikle olarak satılabilir ve hedef kitlenin beklentisine uygun ulaşılabilir fiyatlarda bir proje tasarlamak ile başlar. Ardından doğru pazarlama ve satış süreci ile gayrimenkul projeleri başarıya ulaşabilir.
 
 
Soner Keleş
11.10.2020
 
 
 
 

DETAY

4 Ekim

Pandemi Konut Tercihinde Trendlerini Değiştirdi!

Pandemi Konut Tercihinde Trendlerini Değiştirdi!
Pandemi salgınından sonra rutin hayatın kuralları da değişmeye başladı. Sosyal mesafe ve hijyen, alışkanlıkların yanı sıra bir çok alanda olduğu gibi konut tercihleri anlayışını da şekillendirdi. Pandemi süreci ile birlikte, tu¨m toplum ve günlük hayatımız en azından bu su¨reci atlatana kadar bir uyum dönemine girdi. Toplumumuzda ev bir kültür ürünüdür. Tarih boyunca insanlar örf, adet, gelenek ve inanç gibi kültürel öğelerini evlerine yansıtarak mimariyi biçimlendirdiler. Bugünse standartlaşmış, tek-tip apartmanlar, toplu konutlar hatta şehirler aslında sahip olduğumuz dünya tasavvurunun bir sonucudur.
Koronavirüsle birlikte konut tercihleri de değişti. Değişen talebe ayak uydurmak isteyen inşaat firmaları yeni bir döneme geçiş yapıyor. Deprem sonrası gelen deprem kriteri gibi şimdi de sağlıklı yaşam kriterleri gündemde. Yatay mimari, bahçe ve balkonlar, doğru havalandırma, kaliteli malzeme ve çalışma odalı evler bundan sonra ana kriterler olacak. Geçtiğimiz yıllarda sıkça gördüğümüz Fransız balkonlarının yerini de daha geniş balkonlar almaya başladı. Son dönemde şehir içinde müstakil evlere yönelik özellikle kiralık olanlarla ilgili talep artmış durumda. Hem sağlık endişesinden hem de şehir içindeki dairelerini yüksek fiyata satıp şehrin çeperlerinde daha uygun fiyata olan kalabalık siteler yerine müstakil evlere, şehrin merkezi yerine de şehir dışı lokasyonlar daha fazla talep görmeye başladı.
Müstakil ev talebi arttı!
 
Koronavirüs pandemisi insanların ev tercihlerini değiştirdi. Bu dönemde açık hava ile toprağa temas gibi ihtiyaçlar ön plana çıkarken, bahçeli ve müstakil evler büyük talep gördü. Salgın sonrası büyük şehirlerden diğer şehirlere ve müstakil konutlarda %35 e varan oranda talep artışı yaşandı. Artan talep ile birlikte müstakil konutlar için satış fiyatı yüzde 25, kira fiyatı ise yüzde 18 yükseldi. Salgının etkilerinin ülkemizde görülmeye başlanmasından sonra konut talebinin büyük şehirlerden diğer şehirlere ve özellikle yazlık bölgelere ve yayla evlerine kaydığını görüldü. Yeni dünya düzeninde virüslerin hayatın bir parçası olacağını düşünenler gayrimenkulde farklı arayışlara girdi. Virüsün ilk çıktığı dönemde araştırmasını bahçeli villalardan yana yapan alıcıların, sonraki ilgi odağı ise arsa talebi oldu. 
 
Ev ofis çalışma modeline geçildi!
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yüz binlerce insan artık evden çalışıyor. Çalışanların yeni sisteme ilişkin fikirleri değişse de, şirketlerin yüzde 60’ının salgından sonra da evden çalışmaya devam edeceği öngörülüyor. Bir süredir çalışma mekanlarını biçimlendiren açık ofis sistemleri, ortak kullanım alanları ve sosyal alanlar, hele ki farklı zaman dilimlerinde çok sayıda kişi tarafından kullanılabilen paylaşımlı ofisler bugün öncelikle kaçınmak zorunda kaldığımız mekanlar haline geldi. Pek çoğumuzun evlerimizden çalışmak zorunda kaldığı bu dönemde, uzaktan ve esnek çalışma sistemlerinin üretken ve sürdürülebilir olduğunun daha geniş kitleler tarafından anlaşılması halinde ofislere olan ihtiyaç azalabilir ve çalışma mekanları mevcut dinamiklere göre yeniden biçimlenebilir. Koronavirüs pandemisi nedeniyle evde geçirilen zamanın artması, buna ek olarak uzaktan çalışma modelinin de giderek kalıcı hale gelmesi, konut arayışında olanların daha büyük seçeneklere yönelmesine yol açtı. Evinde böyle bir alan bulunmayan kişiler, sürece uyum sağlamakta zorlandı. Evinde çalışma odası olmayan, çalışma alanı kurmak için yeri olmayan, çocuklar için yeterli alan olmadığını fark eden kişiler, bu alana ihtiyaç duyduklarını gördü ve imkanları dahilinde ev değiştirme kararı aldı.
 
Soner Keleş
05.10.2020
 
 
 
 
 
 
 
 

DETAY

27 Eylül

Konut Kredisi Faizleri Yükselişe Geçti!

Konut Kredisi Faizleri Yükselişe Geçti!
 
Piyasalarda son dönemde yaşanan dalgalanmalar ve kurdaki artışın ardından Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma adımları, piyasa faizlerinde yükselişi de beraberinde getirdi. Merkez Bankası politika faizini yüzde 8.25 seviyesinden 200 baz puan artışla yüzde 10.25 seviyesine yükseltti. Pandemi sürecine bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Son dönemde ticari kredilerde gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de başladı. Eylül ayının son haftasına girilmesiyle birlikte konut kredisi faiz oranlarında yeni bir sürece de girildi. Yaşanan yükselişin ardından konut kredisi faiz oranlarında yüzde 1 olarak kabul edilen psikolojik eşikte yıkıldı. Dolar kurunda ve enflasyon rakamlarında yaşanan artışın sürmesi durumunda konut kredisi faiz oranların da yukarı yönlü hareket etmesi öngörülüyor.
Mevduat tarafında yaşanan faiz artışının benzeri kredi tarafında da kendini gösterdi. Konut kredilerinde kamu bankalarının başlangıçta yüzde 0.64 olan kampanya faizi sıfır konut için aylık yüzde 1.09 olurken, ikinci el konutta faizlerin yüzde 1.29'a çıktığı görüldü. Özel bankalarda ise konut kredisi faizleri yüzde 1.15 ile 1.69 arasında değişiyor. Ancak buna rağmen konut satışında hareketli geçen süreci devam ettirmek isteyen gayrimenkul geliştirici firmalar, yaptıkları kampanyalar ile bu oranı sübvanse etme yoluna gidiyor. Bankalarla ya da şirket bünyelerinde yapılan çalışmalar uzun vade dönemleri ve mevcut kredilere göre daha düşük faiz oranları içeriyor. Özellikle konut kredisi faiz oranlarının yüzde 3’leri aştığı geçmiş yıllarla kıyaslandığında şuan hala iyi bir seviyede. Konut kredisi ile ev sahibi olmak isteyenler, fiyatı uygun ve zarar etmeyecekleri bir ev bulurlarsa yükselişe geçmesine rağmen faiz oranları hala oldukça avantajlı.
Konut Fiyatları Düşer mi?
 
Salgının Türkiye'de etkisini göstermeye başladığı mart ayında, konut satışlarında ciddi düşüş yaşandı. Ancak kamu bankalarının 1 Haziran'da açıkladığı kredi paketi, enflasyonun altında faiz oranları ve bir yıl ötelemeli ödeme fırsatı sunmasıyla konut alıcılarının alıma geçmesini sağladı ve gayrimenkul fiyatlarında %30 varan artışlar yaşandı. Koronavirüs salgını nedeniyle uygulamaya sokulan ve bankalar tarafından verilen ucuz konut kredisi ile ilgili kampanyalar da yavaş yavaş sonlanmaya başladı. Müteahhitler elinde ki konut rezervini eritmek için de kampanyalar ve kişiye özel ödeme seçenekleri yapıyor. Ancak piyasa koşullarında kredi faizlerinin yükselmesi ve talebin azalması ile birlikte yoğun rekabetin yaşandığı 2.el piyasalarda konut fiyatlarında düşme yaşanabilir. Ancak bu düşüş yeni konut stokunun azalması ve inşaat maliyetlerinin arması nedeniyle sınırlı kalabilir.



Bu dönemde Konut kredisi nasıl kullanılır?
Faizlerin yükselişe geçmesi ile birlikte talebin azalması ve 2.el piyasalarda konut fiyatlarının düşme eğilimine girmesi bekleniyor. Konut fiyatlarında talebin azalması ile beraber bir dengelenme yaşanacak ve fiyatlar üzerinde talebin belirleyeceği bir etken olacaktır. Faizler düşükken yükselen fiyatlardan ev almak mı? Yoksa kredi oranları yükselince düşen fiyatlardan ev almak mı daha mantıklı olur? Bu noktada kredili satın alınacak olan konutun toplam maliyeti büyük önem arz ediyor. Her iki durumda da evin toplam maliyeti aynı olabilir bu nedenle konut kredisi fazileti yükselme eğilimine girmişken fırsat fiyatlardan ev sahibi olma imkanı oluşabilir. Yatırım amacıyla konut arayışı içerisineyseniz gayrimenkul piyasalarında yaşanan talep azalması nedeniyle ortaya çıkan fırsatları ve fiyat avantajlarını da takip etmekte fayda var. Özellikle gelecek vaat eden doğru lokasyonlarda inşaatı devam eden projelere yatırım yapılabilir. Diğer taraftan gayrimenkul firmalarının sunduğu peşinatsız, ara ödemeli ve vade farksız ödeme planları cazip olabilir.
Soner Keleş
26.09.2020
 

DETAY

20 Eylül

Konut Satışında 1 Milyon Barajı Aşıldı!

Konut Satışında 1 Milyon Barajı Aşıldı!
 
Tüm dünyayı sarsan  pandemi sürecinin etkilerini azaltmak için hayata geçirilen önlem ve teşvikler ile geçtiğimiz aylarda kamu bankalarının düşük faizli konut kredileri başta olmak üzere son iki yıldır biriken talep,  gayrimenkul sektöründeki kampanyalar ve normalleşme adımları ile birlikte Haziran-Ağustos ayları arasında konut satışlarına olumlu yönde yansıdı. İnşaat sektöründe yüzde 1,5 seviyesinde yaşanan gerileme ise hızlı yaşanan küçülmelerden sonra eğilim değişiminin ilk işareti olarak görüldü. Alınan tedbirlerle özellikle ikinci çeyreğin sonu itibarıyla sektörde gözle görülür bir toparlanma yaşandı. Söz konusu toparlanma konut satış rakamlarına da yansıdı. 2020 yılının ilk 8 ayında satışlar tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüse rağmen geçtiğimiz yıla göre yüzde 42.6 arttı. Ülke genelinde 8 ayda 1 milyon 24 bin 534 kişi ev sahibi oldu. Konut satışları küresel salgın koronavirüse rağmen geçen yılın üzerine çıktı. Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre konut satışları yüzde 42.6 arttı. Geçen yılın ocak-ağustos döneminde 718 bin 570 konut satılırken bu yıl 1 milyon 24 bin 534 kişi ev sahibi oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Ocak-Ağustos döneminde ipotekli konut satışı yüzde 263.7 artarak 473 bin 114 adete, diğer satış türlerinde ise yüzde 6.3 azalarak 551 bin 420 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar yüzde 11.2 artarak 317 bin 832'ye, ikinci el konut satışları da yüzde 63.3 artarak 706 bin 702'ye yükseldi. Türkiye genelinde konut satışları Ağustos'ta yıllık bazda yüzde 54.2 artarak 170 bin 408 adete çıktı. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları da Ağustos'ta yıllık bazda yüzde 122.6 artarak 76 bin 19'a yükseldi ve toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 44.6 olarak hesaplandı. Diğer konut satışları da aynı dönemde yüzde 23.6 artarak 94 bin 389'a çıktı. Bu dönemde ilk kez satılan konut sayısı yüzde 28.3 artarak 52 bin 123'e yükseldi ve toplam konut satışları içindeki payı yüzde 30.6 oldu.
En çok konut satışı İstanbul’da görüldü
Konut satışlarının şehirlerdeki oranlarına bakıldığında en yüksek pay, %17,8 ile İstanbul’da görüldü. İstanbul’da toplamda 30 bin 292 konut satışı gerçekleşti. İstanbul’dan sonra 17 bin 131 konut satışı ve %10,1 pay ile Ankara ikinci sıraya yerleşti. Bu iki büyük şehrin ardından %6,5 pay oranı ve 11 bin 145 konut satışıyla İzmir’de üçüncü sırayı aldı. En düşük konut satışı ise Hakkari’de görüldü. Temmuz ayında Hakkari’de sadece 13 konut satıldı. Hakkari’yi 22 konut satışıyla Ardahan ve 99 konut satışıyla Şırnak izledi.
Konut stokları hızla azalıyor!
Normalleşme döneminin başlaması ve kampanyalarla faizlerin tarihî dip seviyelere gelmesi inşaat sektörünü hareketlendirdi. Stoklar hızla erirken yatırım planları da devreye alınıyor. Proje geliştiren inşaat firmaları azalan stoklarının yerini doldurabilmek ve devam eden konut talebine cevap verebilmek için uzun süredir raflarda bekletilen arsalar ve yeni projelerini tekrar gündeme getirmeye başladı. İnşaat firmalarının pandemi sonrası süreçte hayata geçirecekleri projelerin; hem yerli hem de yabancı müşteri pazarına uygun özelliklerde şehrin merkezi akslarına yakın, ulaşım imkânları gelişmiş olan kentsel dönüşüm lokasyonlarında butik daha az konut içeren optimum sosyal alanlara sahip, tasarruflu ve az katlı konsept projelere yönelmesi bekleniyor. Geliştirilen yeni konut projelerinin artan inşaat maliyetleri ile üretilecek olması önümüzdeki yıllarda ev sahibi olmayı daha da zorlaştırabilir. Bu nedenle inşaat ve arsa maliyetlerindeki artışın ve döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın henüz konut fiyatlarına daha fazla yansımadan bugün özellikle elinde biraz birikimi olan tüketiciler için çok avantajlı düşük faiz oranları ile ev sahibi olabilmeleri için en uygun zamandır
 
Soner Keleş
20.09.2020
 

DETAY

13 Eylül

Krediyle Ev Sahibi Olmak İçin Zamanlama Önemli!

Krediyle Ev Sahibi Olmak İçin Zamanlama Önemli!
 
Günümüzde insanların ev satın almak istedikleri zaman başvurdukları pek çok farklı yöntem bulunuyor. Bu yöntemler arasından, herkes kendi tercihlerine göre değerlendirme yaparak uygun olan yöntemi seçebiliyor. Konut sahibi olmak isteyenlerin en çok dikkat ettikleri konulardan bir tanesi de konut kredisi faiz oranlarıdır. Bireylerin ev sahibi olmak için en çok tercih ettikleri yöntemler arasında, banka kredisi kullanmak bulunuyor. Ev satın almak isteyen kişilerin birçoğu, mevcut durumda kirada oturan kişiler olduğundan, kira masrafından kurtulmak için değerlendirilen konu ise kredi çekerek ev satın almak oluyor. Bu noktada, doğru tercihin yapılabilmesi için tüm noktalar düşünülerek değerlendirme yapılması gerekiyor. Kira masrafı ile birlikte kredi çekerek ya da başka yöntemler kullanma masraflarının gerektiği şekilde değerlendirilmesi ve buna göre karar verilmesi gerekiyor.
Konut kredisi faizlerinin yaz aylarında geldiği nokta rekor sayılabilecek avantajlı seviyelere ulaşmış durumdaydı. Kamu bankalarının kredi kampanyaları ile oldukça cazip hale gelmiş ve kredili konut satışlarında rekorlar kırılmıştı. Belli bir birikimi olup, bu birikimi kredi ile tamamlamak suretiyle konut sahibi olmak isteyen tüketiciler için daha iyi bir zamanlama olmayacağı kesin. İçinde bulunduğumuz bu sürecin ne kadar devam edeceği de ayrı bir merak konusu. Ancak hem kredi genişlemesinin kademeli olarak geri çekilmesi hem de Merkez Bankasının sıkılaştırma adımları konut kredisi faizlerinin de yükselmesinde sebep oldu. Zira  pandemi sürecinin uzaması ile birlikte gayrimenkul sektöründe kredi faiz oranlarında tekrar yukarı yönlü hareketlenme başladı. Geçtiğimiz dönemde Kamu bankaları tarafından yapılan faiz indirimlerinde şahit olduk; faiz indiğinde mevduat faizleri çok süratli bir şekilde indirimlere paralel olarak gerilerken, bu indirimlerin kredi faizlerine yansıtılması biraz zaman aldı. Şimdi faiz artırımı gündemde oluşmaya başladı, bankaların bu oranları konut kredisi başta olmak kaydıyla tüketici kredilerine çabuk yansıtacaklarını düşünebiliriz. Zira geçmiş performanslarından da görebileceğiniz gibi, bankaların en önemli motivasyonlarından biri paradan para kazanırken karlarını muhafaza, müdafa ve maksimize edecek aksiyonları süratli bir şekilde almak. Bu nedenle kredi ile konut almayı düşünenlerin; faizler daha da yükselmeden avantajlı faiz oranlarında yararlanmak istiyorlarsa arayışlarını süratli bir şekilde neticelendirerek, alım aşamasına geçmeleri gerekmektedir.
Kamu bankaları tarihi düşük seviyelere çektiği konut ve diğer tüketici faiz oranlarını döviz kurları ve enflasyonda meydana gelen artışlar nedeniyle tekrar yükseltmeye başladı. Konut kredisi faizlerini yükseltmeye başlayan bankalar vatandaşların uygun maliyetlerle ev sahibi olmalarını zorlaştırıyorlar. Kredi faizlerinden yana büyük bir endişe yaşayan tüketicilerin faizlerin daha çok artmasının yarattığı kaygıyla konut kredilerine ilgi göstermeye devam ediyorlar. Ekonomik konjonktüre baktığımızda bize faizin orta vade de düşmeyeceğini gösteriyor. Psikolojik sınır olan yüzde 1'in altına düşmesi zaman alacak gibi. Unutulmaması gereken kredi oranları bugünkü oranların altına uzun bir süre daha düşmez. Çünkü bankalar geçtiğimiz aylarda kardan fedakarlık ederek bir nevi damping yaptılar. Tüketicilerin bu fırsatı değerlendirmesi, iyi araştırma yaparak bütçesine en uygun olan konutu fiyatların olması gerekenin altında olduğu şu dönemde düşük kredi faizlerinden yararlanarak ev sahibi olunabileceği bir dönemden geçiyoruz. Yatırım için değil ancak gerçek anlamda evi olmayan, özellikle oturum için ev sahibi olmak isteyenler bu dönem fırsat kovalayabilirler. Gayrimenkul piyasasında fiyat anlamında cazip fırsatlar bulabilirsiniz.
 
Soner Keleş
13.09.2020
 

DETAY

6 Eylül

Yabancı Gayrimenkul Yatırımcısının Ekonomiye Katkısı?

Yabancı Gayrimenkul Yatırımcısının  Ekonomiye Katkısı?
 
Türkiye’de konut piyasasının cazibesini koruması yabancılara konut satışlarında farkını gösteriyor. Konut satışlarında yabancı yatırımcı oranındaki artış sürüyor. Geride bıraktığımız 2019’da yabancıya 45 binin üzerinde konut satışı ile yabancıya satışta tarihin en yüksek yılı olarak kayıtlara geçti. 2020’de ise pandemi sonrası yılın son çeyreğinde satışların katlanarak artması bekleniyor. Uluslararası gayrimenkul yatırımında 2012 yılın da mütekabiliyet yasasının çıkması bir başlangıç oldu.  Mütekabiliyet yasasının çıktığı 2012 yılından itibaren yabancıların Türkiye’ye olan ilgisi hızlı yükselişe geçti ve halen artarak devam ediyor. Özellikle son iki yılda yapılan düzenlemeler ile vatandaşlık alt limitinin düşürülmesi ve KDV muafiyeti gibi teşvikler, ve diğer taraftan dövizdeki yükselişin ortaya çıkardığı yatırım fırsatı ile birlikte 2019 yılında uluslararası yatırımcıya konut satışında tarihi rekor gerçekleşti.. Geçtiğimiz yıl toplam 45.500 konut satışına karşılık yaklaşık olarak 6 milyar dolar üzerinde ülkemize doğrudan döviz girişi sağlandı..  Özellikle 2017 den 2018 yılına geçişte %78 lik bir artış ile birlikte sektör çok hızlı bir büyüme trendi yakalandı..
Gidilecek çok yol var!
Ancak buna rağmen ülkemizde konut sektöründe yabancıya konut satışının gerçekleşen toplam satış içerisindeki payı halen %3,5 seviyelerinde. Amerika ve Avrupa ülkeleri için de bugün yabancıya konut satışı ciddi bir gelir kaynağı. İspanya’da yıllık 100 bine yakın konut yabancıların mülkiyetine geçiyor, toplam pazarın içinde yabancıya satışın oranı yüzde 10’un üzerinde Türkiye’de ise bu sene yabancıya konut satış adedinin en iyi ihtimalle geçtiğimiz seneye yaklaşmasını bekleniyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de henüz kat edilmesi gereken daha çok yol var. Yabancıların ağırlıklı olarak konsept projelerden birinci el konut satın aldıkları görülüyor. Önümüzdeki dönemde özellikle İstanbul’daki konut stokunu eritmekte yabancının payının giderek artması bekleniyor. Bunu fark eden markalı konut projeleri geliştiren firmaların son yıllarda yabancıya gayrimenkul pazarlamasına önemli yol kat etmeye başladı.
Teşvikler genişletilmeli..
 
Yabancıya konut satışının ihracat kapsamına alınması ise sektörün satışlarını fazlasıyla katlayacak gözüyle bakılıyor. Özellikle sağlık ve tekstil sektöründe yakın zamanda böyle bir düzenleme yapılması gayrimenkul sektörü için de umut oldu. Artık Türkiye’de yabancıya tekstil ürünü satıldığında bu ihracat kapsamında değerlendiriliyor. Ülkemize yapılan uluslararası doğrudan yatırımlar toplamında yabancı yatırım girişi 2018 yılında 13 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Gayrimenkul sektörünün bu tutar içindeki payı 5,9 milyar ABD doları (%45) olmuştur.  Ülkemize doğrudan döviz girişi sağlayan gayrimenkul sektörü buna rağmen ihracat ve döviz kazandırıcı hizmet ticareti kapsamında yer almamaktadır. Dolayısıyla; sektör döviz girişi sağlamasına rağmen, döviz kazandırıcı hizmet ticareti kapsamına dahil olmadığı için  diğer sektörlerin faydalandığı teşviklerden yararlanamamaktadır. Turizm, sağlık, danışmanlık, bilişim, eğitim, film gibi bir çok sektör teşviklerden yararlanıyor iken  yabancıya gayrimenkul satışı yaparak doğrudan döviz girdisi sağlayan kurumlarda bu kapsamda değerlendirilebilir. Hükümetin yabancının konut edinimindeki teşviklerinin genişletmesi ve yabancıya ev pazarlayan şirketlere ihracatçılar gibi fuar, tanıtım ve pazarlama desteği verilmesi ile birlikte sektörün daha da hızlı büyüyecektir.
Tanıtım Fonu Kurulabilir..
Türkiye, jeopolitik konumu, doğal ve kültürel zenginlikleri, ulaşım imkanları, havaalanları, gelişmiş turizmi, eğlence, kongre ve sağlık turizmi ile yabancılar için oldukça cazip bir ülke konumunda. Türkiye gayrimenkul sektöründe uluslararası yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor. Sektörün hedefi yıllık ortalama 6 milyar dolar civarındaki döviz girdisini 20 milyar dolarlara çıkartmak. Bunun için kurulan ve öncülük eden Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği (GİGDER) yoğun olarak çalışmalarına devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, TOKİ, Emlak Konut ve büyük gayrimenkul geliştiricilerinin öncülüğünde bir fon veya tanıtım birimi kurulabilir.. Tanıtım bütçeleri olan bir fon veya müdürlük oluşturularak potansiyel ülkeler için pazarlama çalışmaları yapılabilir.  
Soner Keleş
06.09.2020
 

DETAY

30 Ağustos

Ev Satın Almak mı Kiralamak mı Mantıklı?

Ev Satın Almak mı Kiralamak mı Mantıklı?
 
 
Hayatınızın önemli bir kısmını sürdürdüğünüz evinizin sizin mi olacağı yoksa kira olarak mı kalacağı, vereceğiniz kararlar ve elbette bütçeniz doğrultusunda şekillenir. Türkiye ev sahipliği oranında dünya ortalamasının bir hayli gerisinde. Yani ev sahipliği konusunda henüz daha yolun başındayız. Ülkelerin ekonomik verilerini analiz eden tradingeconomics.com raporuna göre, Türkiye’de bireylerin yüzde 60.4’ü oturduğu evde ev sahibi. Türkiye bu oranla, araştırmanın yapıldığı 47 ülke arasında 41’inci sırada yer alıyor. Ülkemizde her geçen yıl ev sahipliği oranı artmakta. Geçtiğimiz aylarda konut kredi faizlerinin düşmesiyle birlikte ev satın almak isteyenlerin sayısı arttı. Kira öder gibi ev sahibi olabilme imkanını kaçırmak istemeyenler kredi başvurularını yaptı.
Ev sahibi olma süreci heyecan verici ve bazen de stresli geçer. Ayrıca bilgisizlik, acelecilik ve yüzeysel inceleme de yanlış kararlar almanıza sebep olabilir. Çoğu kiracı ise ev satın alırken mekanın estetik görünümü ve fiyatı ile ilgilenerek diğer önemli noktaları gözden kaçırabilir. Bu önemli noktalardan biri de evin bulunduğu konum ve bölgedeki sosyal yaşantıdır. Belki de uzun yıllar yaşayacağınız yerin hayat standartlarınıza ve aile yapınıza uygun olması, size güven sağlaması, ulaşım konusunda işinizi kolaylaştırması ve ileriye dönük yatırım sağlayabileceğiniz bir noktada olması çok önemlidir. Sonuçta her mülk bir yatırımdır ve ileriki yıllarda değeri artabilecek bir mülke sahip olmak yatırımınızı katlamanız ve daha çok mülk sahibi olmanız anlamına gelir.
Birçok kişi kira derdinden kurtulmak ve bir an önce ev sahibi olmak istese de kriterler ve sebepler kişiden kişiye göre değişir. Dolayısıyla ev satın almak ve kirada oturmak arasında seçim yaparken, kendi kriterlerinizi göz önünde bulundurup her iki durumun avantajlarını da düşünmelisiniz. Örneğin; yaşamak istediğiniz bölgede ev sahibi olmak çok daha pahalıya mal olabilir ve kirada oturmak daha mantıklı gözükebilir. Bunun yanı sıra yıllar boyunca aynı parayı bankaya ödeyecek ve hep aynı evde aynı yaşamı sürdürecek bir düşüncede olmayabilirsiniz. Bu da sizi ev sahibi değil kiracı olmaya daha yatkın yapar. Dolayısıyla kira mı ev mi diye düşündüğünüzde yalnızca sayısal durumları değil diğer tüm faktörleri de göz önünde bulundurmalısınız.
Kirada iseniz ve bir ev sahibi olmak istiyorsanız gelir ve kredi notu gibi konularda da sorununuz yoksa almak istediğiniz ev için konut kredisi çekerek satın alabilirsiniz. Detaylı bir hesap yaptığınızda ilk etapta kiralık evde yaşamanın daha mantıklı olduğunu ve size maddi açıdan daha az külfet getirdiğini düşünebilirsiniz. Ancak kenarda bir birikiminiz var ise üzerine bankadan alacağınız düşük faizli kredinin sabit geri ödemeli yapısını ve ödemenizin tamamlanmasına müteakip artık bir ev sahibi olmanızı göz önünde bulundurursanız, ev almanın daha doğru bir karar olacağını düşünebilirsiniz. Kiracılar, peşinatları varsa ödedikleri aylık kira bedelinin üzerine bir miktar daha ekleyerek kredi taksitlerini ödeyebilir. Parası mevduat hesabında olanlar ise faizden elde ettikleri gelirle kiralarını ödeyebilir. Ancak mevduat faizleri yani aylık getirinin çok yükselmemesi ve ana paranın erimesi diğer taraftan konut fiyatlarının yüksek artışı karşısında değer kaybedebilir. 
Evin bedeli 250 aylık kira değerini geçmesin
Evin satış bedeli ile kiralama bedeli arasındaki orana dikkat edilmelidir. Bir evi satına alma fiyatını belirlerken amortisman süresine bakmak gerekir. Türkiye genelinde bir konutun amortisman süresi yani gerçek değeri ortalama 250 aylık kiraya eşittir. Yani standart bir apartman dairesine ilişkin yatırımı 250 aylık kira geliriyle, yaklaşık 20 yılda amorti etmek mümkündür. Şehrin merkezi yerlerinde bu süre 25 yıl ve üzerine çıkarken yeni gelişen bölgelerde  ve şehrin çeperlerinde 18 yıl ve altına düşmektedir. 2.000 TL kira değeri olan bir konutun fiyatı yaklaşık olarak 500 Bin TL dir.
Örnek verecek olursak; ortalama 2 bin lira kira ödediğinizi ve kenarda 100 bin lira birikmiş paranızın olduğunu varsayalım. Bu parayı peşinat yapıp 400 bin liralık bir ev almak istediğinizde, 300 bin lira kredi çekeceksiniz. Bankadan bugünkü konut kredisi oranları ile yüzde 0.99 dan 15 yıllık kredi çektiğinizde aylık taksitleriniz 3 bin 577 lira olur. Yani kira tutarınızın üzerinde aylık tasarruf sağlayarak ev sahibi olabilirsiniz. Bu durumda kiranıza bir miktar daha ekleyerek 15 yıl boyunca ödemelerinizi kendi eviniz için yapabilirsiniz. 15 yıl sonunda kredi geri ödemeniz 643 bin 927 lira olacak. Ancak ev satın almak yerine 15 yıl boyunca kira ödemeye devam ederseniz, kiranız da yılda yüzde 10 zamlanırsa 15 yılın sonunda kiraya ödediğiniz toplam tutar, yaklaşık kredi maliyetiniz kadar olacak ve bu para geri dönmeyecektir.
Soner Keleş
30.08.2020
 

DETAY

23 Ağustos

Konut fiyatları bir yılda yüzde 25 yükseldi!

Konut fiyatları bir yılda yüzde 25 yükseldi!
Pandemi sürecinin yeni normal hayata geçmesinin ardından konut satışları arttı, gayrimenkul sektörü eski canlı günlerine geri döndü. Kamu bankalarının düşük faizli konut kampanyasıyla birlikte konut fiyatları da fırladı. Temmuz ayında rekor seviyede konut satışı gerçekleşti ve Türkiye genelinde konut satış fiyatları %25,7 arttı. Geçen sene haziranda 400 bin TL olan bir konutun fiyatı bu yıl aynı dönemde 500 bin TL'yi aştı. Merkez Bankası’nın yayınladıgˆı Konut Fiyat Endeksi (KFE 2017=100) verilerine go¨re, konut fiyatları 2020 yılının Haziran ayında bir o¨nceki yılın aynı ayına go¨re Tu¨rkiye’de %25,7 I·stanbul’da ise %20,1 oranında arttı. Aynı do¨nemde enflasyon %11,39, Tu¨rk lirasının ABD doları kars¸ısındaki degˆer kaybı %14,9; bir yıla kadar olan yıllık mevduat faizlerinin getirisi de %11,23 oldu. 2017 yılı bas¸ından itibaren alternatif yatırım arac¸ları getirilerinin ve enflasyonun altında kalmaya bas¸layan konut fiyatlarındaki artıs¸, 2020 yılının ilk yarısında enflasyonun ve mevduat faiz oranlarının u¨zerine c¸ıktı.
Konut fiyatları en çok Antalya’da arttı!
Nüfus yoğunluğuna göre konut değer artışının en yüksek olduğu iller ise sırasıyla Antalya, Zonguldak ve Gaziantep oldu. Antalya’da konut fiyatları %35 seviyelerinde yükseldi. Diğer taraftan üc¸ bu¨yu¨k ilin konut fiyat endekslerindeki gelis¸meler degˆerlendirildigˆinde, 2020 yılı Haziran ayında bir o¨nceki aya go¨re I·stanbul, Ankara ve I·zmir’de sırasıyla yu¨zde 2,6, 2,7 ve 3,0 oranlarında artıs¸ go¨zlenmis¸tir. Endeks degˆerleri bir o¨nceki yılın aynı ayına go¨re, I·stanbul, Ankara ve I·zmir’de sırasıyla yu¨zde 20,1 26,4 ve 28,0 oranlarında artıs¸ go¨stermis¸tir. Üç büyük şehirde en yüksek artış İzmir’de gerçekleşti. Türkiye genelinde konutta metrekarede birim fiyat 3 bin 401,7 TL’ye yükseldi. Bu rakam İstanbul’da 5 bin 523,1 TL, Ankara’da 2 bin 558,1 TL, İzmir’de 3 bin 987,2 TL’ye ulaştı.
Antalya’da yazlık bölgelere talep arttı
Pandemi sürecinde toplumun tatil anlayışı da değişti. 'Her şey dahil' konseptli otelleri tercih edenler bu dönemde kalabalık ortamlara girmek istemediği için yazlık ev kiralamayı veya satın almayı tercih etti. Fazla talep artışı ile bazı bölgelerdeki yazlık konut fiyatlarında yüzde 35 lere varan artışlar görüldü. Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden birisi olması ile birlikte ekonomik, demografik ve sosyal özellikleri itibari ile de Türkiye'nin en gelişmiş illerinden olan Antalya’ya göç artarak devam ediyor. Son 4 yıldır konut fiyatları sürekli artış gösteren Antalya, pandeminin etkisi ile yazlık bölgelere olan konut talebinin de artması ile daha da ön plana çıktı. Diğer taraftan büyükşehirlerin dışındaki yazlık ve turistik bölgelerde villa kiralarında da yüksek artış görüldü. Antalya ilçeleri içerisinde en fazla kira artışı görülen bölgeler Aksu, Kemer, Alanya, Konyaaltı ve Muratpaşa oldu. Yapılan araştırmalara ve sürece bakıldığında pandeminin sona ermesi halinde dahi insanların eski hayatlarına dönmelerinin zaman alacağı bu nedenle 5 yıldızlı oteller yerine denize yakın, müstakil havuzlu, mobilyalı, sezonluk kiralık villalara yoğun talep devam edecektir.
İstanbul’un en değerli ilçesi Beşiktaş
 

İstanbul'un ilçelerine göre konut fiyatlarını ele alan ve geçtiğimiz sene yapılan araştırmaya göre ise, en pahalı konutlar Beşiktaş'ta olurken, en düşük fiyatlı konutlar ise Esenyurt'ta yer aldı. İstanbul'da en düşük konut fiyatında 2 bin 209 liralık ortalama metrekare fiyatıyla başı Esenyurt çekerken, bu rakam Beşiktaş'ta 10 bin 632 liraya çıkıyor. Kamu bankalarının konut kredi faizlerini aylık yüzde 0,64'e çekip vadeleri 180 aya uzatması, bir süredir beklemeye geçen konut talebini hareketlendirdi. Vatandaşların uygun maliyetli ve uygun fiyatlı konut arayışında ise en uygun fiyatlı evlerin Esenyurt ve Arnavutköy'de olduğu görüldü. En değerli konutların yer aldığı Beşiktaş ilçesinde ortalama metrekare fiyatları 10 bin 632 liraya kadar yükselirken, Beşiktaş'ı bu alanda 9 bin 195 lirayla Sarıyer, 8 bin 407 lirayla Bakırköy, 7 bin 94 liraya Kadıköy, 7 bin 69 lirayla Beykoz, 6 bin 224 lirayla Adalar, 5 bin 841 lirayla Beyoğlu, 5 bin 212 lirayla Şişli izliyor.

Soner Keleş
23.08.2020
 
 

DETAY

16 Ağustos

DEPREM GERÇEĞİ VE KONUT SEKTÖRÜ!

DEPREM GERÇEĞİ VE KONUT SEKTÖRÜ!
 
Ülkemiz, bulunduğu coğrafi konum itibari ile birçok bölgesinde deprem riskini barındırmaktadır. Türkiye’nin coğrafik yapısı itibarı  ile yüzölçümünün yaklaşık %93’ü,  nüfusunun ise  %98’i deprem riski taşıyan  bölgelerde  yaşamaktadır (Mevcut  Yapıların  İncelenmesi  ve  Yapı  Denetimi  Komisyonu  Raporu,2004) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre 22 milyon konut içindeki 6-6,5 milyon konutun depreme dayanıksız olduğunu ifade edilmektedir. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde riski depremin değil güvensiz yapıların oluşturduğunun bilinciyle hareket edilmelidir. Deprem gerçeği artık hayatımızın her aşamasına girmiş ve insanların kendisini güvende hissetmesi için son yıllarda daha bilinçli bir toplum yaratmak amacı ile çalışılmalara hız verilmiştir. Depremlerin yıkıcılıgˆı ile ilgili sıkc¸a dile getirilen bir tespit, depremlerde can kaybına yol ac¸an asıl unsurun depremin kendisi degˆil, binaların oldugˆudur. Bu da depreme dayanıklı binalar ins¸a etmenin depreme kars¸ı alınması gereken en o¨nemli tedbirlerden biri oldugˆu anlamına gelmektedir. Depremi önlemek mümkün olmadığına göre deprem konusunda bilinçli ve duyarlı bireyler yetiştirmek büyük önem taşımaktadır.
 
Yeni projeler depreme dayanıklı inşaa ediliyor!
 
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektörü özellikle 2000 yılından sonra ülkenin deprem gerçeğini göz önüne alarak deprem yönetmeliğine uygun yeni projeleri hayata geçirdi. Ülkemizde deprem yönetmelikleri 1940 yılından itibaren uygulanıyor ancak kapsamlı uygulanmaya başlaması 1975 yönetmeliği ile oldu. Sonrasında 1998 yönetmeliği ile çağdaş ülkelerin deprem yönetmeliklerine uygun hale getirildi. 1998 yılında yenilenen bu yönetmelik ve 1999 depremlerinin ardından yapı denetimi, müteahhitlik hizmetleri ve malzeme kalitesindeki hızlı gelişmeler ile 2000 yılından sonra yapı kalitesinde kayda değer bir artış oldu. Bu tarihten sonra değişen yönetmelikle yeni konutlara getirilen 9 şiddetindeki depreme dayanıklı olma zorunluluğuyla yapı malzemeleri ve teknikler de aynı doğrultuda geliştirildi. Deprem gerçeğine göre şekillendirilen yeni düzenlemeler doğrultusunda denetim firmaları inşası başlayan ve devam eden inşaatları her beton atılmadan önce demir karkasını kontrol edip, beton numunesi alıp laboratuvardan test ettirip kontrolünü sağlıyorlar. Projeye uygun olup olmadığına bakıyorlar ve inşaatın kaba yapısının sağlam ve düzgün yapılmasını sağlıyorlar.
Bugu¨n u¨lkemizde gayrimenkul sektöründe yeni projelerde, kamu ve o¨zel sekto¨r binalarında en yaygın kullanılan betonarme tas¸ıyıcı yapı sistemleri ile, maliyeti c¸ok fazla yu¨kseltmeden depremlere dayanıklı binalar ins¸a edilebilmektedir. Son versiyonu 2018’de yayımlanan ve 2019'da yu¨ru¨rlu¨gˆe giren Tu¨rkiye Bina Deprem Yo¨netmeligˆi bu konuyla ilgili yasal yaptırım aracı olarak mevcuttur. So¨z konusu yo¨netmeligˆin hem yeni ins¸a edilen hem de mevcut binalara etkin bic¸imde uygulanması ve kac¸ak yapılas¸manın olabildigˆince engellenmesi depremlerde yas¸anan can ve mal kaybının en aza indirgenmesi ac¸ısından büyük o¨nem tas¸ıyor.
Deprem güvenliği için konut alırken dikkat etmemiz gerekenler!
Deprem kuşağında yer alan bir ülkede yaşıyor olmamız ev satın alma alışkanlıklarını da büyük oranda değiştirdi. Konut satın almak isteyenlerin dikkat etmesi gereken konular arasında finansman kolaylığının yanı sıra deprem gerçeği ve yaşam kalitesi de önem arz etmektedir. Son yıllarda binanın sağlamlığı, yaşı, zemini, inşaat malzemesinin kalitesi gibi unsurlarında konut tercihinde önemi arttı. Günümüzde ev satın alırken depreme dayanıklılık önemli bir kriter haline geldi. Öncelikle binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığı kontrol edilmeli. Konutun bağlı olduğu belediyeden binanın projesine ulaşabilirsiniz. Bina yaşına dikkat edilmeli ve 2000 yılından sonra yapılan binalar ve projeler tercih edilmeli. 2000 yılından önce yapılmış binalar için varsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onaylı kuruluşlarca yapılmış bina ‘Deprem Dayanıklılık Raporu’ incelenmeli. Tecrübeli müteahhitlik hizmeti veren firmaların, yetkin mimar ve mühendislerin görev aldığı inşaat firmaları ve projeler tercih edilmeli. Bağımsız yapı denetim hizmeti alınmış olmalı. Binada nitelikli malzeme kullanılmış, doğru uygulanmış olmalı. Binalarda korozyon ve rutubete karşı tedbirler alınmış ve uygulanmış olmalı. Bina ağırlığını azaltmak için hafif yapı elemanlarından faydalanılmış olmalı ve projesine uygun şekilde inşa edildiği kontrol edilmelidir.
 
Soner Keleş
25.07.2020
 

DETAY

7 Ağustos

Gayrimenkul mü? Mevduat mı?

Gayrimenkul mü? Mevduat mı?
 
Bu sorunun cevabı beklentilerinizin ne olduğu ile ilgilidir. Amacınız birikimlerinizden yatırım yapmak mı yoksa uzun yıllardır hayalini kurduğunuz içinde oturabileceğiniz bir konut sahibi olmak mı? Her ikisinde de içerisinde bulunduğumuz fırsatlar döneminde gayrimenkul sahibi olmak daha karlı olabilir.
Günümüzde birikiminizi değerlendirebileceğiniz birbirinden farklı yatırım seçenekleri vardır. Bunlar arasında konut, dükkan, ofis, arsa gibi gayrimenkul yatırımları olabileceği gibi döviz, vadeli hesap, altın gibi menkul değerler üzerine de olabilir. İnsanlar kazançlarını korumak ve kendilerine ek gelir sağlamak için birçok yatırım aracını kullanırlar. Ülkemizde en çok rağbet gören yatırım ise genellikle gayrimenkul veya bir bankada vadeli mevduat hesap seçeneğidir. Bu yılın ilk yarısında sonra vadeli mevduat faizlerinin yıllık %8-10 seviyelerine gerilediği bir ortamda konut getirisi son iki yıldan sonra tekrar mevduat faiz getirisinin üstüne çıktı.
Genel bir kanı olarak birikiminizi gayrimenkul almak yerine vadeli mevduat hesabında tutmak daha avantajlı gibi görünmektedir. Mevduat hesaplamak kolay, ana para belli, faizi belli. Ama unutmayın ki faizi kullanacaksanız ana paranızın alım gücü düştükçe değersizleşecektir. Yatırım yapan birey; ekonomik durumu, giderleri, yaşam şekli gibi faktörleri göz önünde bulundurarak uygun yatırıma yönelmelidir. “Konut kirası mı faiz mi daha avantajlı?” kararsızlığı yaşayan birikim sahibi, her iki yatırım tercihinin de avantajları kadar riskleri de olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Ancak bu yılın ikinci çeyreğinde gayrimenkul piyasalarında kamu bankalarının sunduğu düşük kredi oranları ve 12 ay geri ödemesiz avantajları nedeniyle konut fiyatlarında kaçırılmayacak cazip fırsatların ortaya çıktığı  göz ardı edilmemelidir.
 
 
Ev almak yerine parayı mevduata yatırıp, mevduattan elde edilen gelir ile kirada oturmak mı? 
 
Oturum amacıyla ev arayışı içerisinde olanlar için ise bazı dönemlerde mevduat faizlerin yüksek olması ve aylık mevduat geliri ile rahatça kirada oturulabileceği düşünülebilir. Kısa vadede mantıklı gibi görünse de kendi evinizde oturabilmeniz için günümüzde sunulan uygun fiyat ve ödeme koşulları ile ev sahibi olmak daha cazip olabilir. Öte yandan birikiminiz ve mevduat getirisi hem kira karşısında hem de enflasyonist ortamda değer kaybederken diğer taraftan konut stoklarının azalması ve yeni başlayacak olan projelerde inşaat maliyetlerinin artması ile birlikte gayrimenkul fiyatlarının sürekli artışı ise gelecekte gayrimenkul edinimini zorlaştırabilir. Bu nedenle henüz fiyatlar artmadan imkanlarınız çerçevesinde oturabileceğiniz evi satın almak için detaylı bir araştırma sonucunda 2.el piyasalardan veya markalı konut projelerinin sunduğu cazip avantajlar ile konut sahibi olabilirsiniz.
 
Soner Keleş
 
07.08.2020
 

DETAY

2 Ağustos

EMLAK OFİSLERİ ONLINE OLACAK!

EMLAK OFİSLERİ ONLINE OLACAK!
 
Toplum sağlığıyla birlikte sosyal hayatı ve ekonomiyi etkileyen coronavirus salgını, etkisini yitirdiğinde dünyayı yeniden şekillendirecektir. Coronavirus sonrası gelecekte üretim, ithalat, ihracat ve perakende satış stratejileri, pazarlama ve uygulamalarında köklü değişiklikler söz konusu olacak, bu değişim ile birlikte gayrimenkul sektöründe de konut pazarlama ve satış yöntemlerinde yenilikler ortaya çıkacaktır. Dijital platformlardan pazarlama ve uzaktan tanıtım faaliyetleri emlak sektörünün olağan bir parçası haline gelecektir. Haber alma, bilgi edinme, alışveriş yapma, iletişim ve haberleşme amaçlarıyla internet kullanan insanlar, gayrimenkul alımı ya da satımı için de internetin nimetlerinden faydalanmaktadır.
Günümüzde tüketiciler konut satın almadan önce geniş ve kapsamlı bir araştırma yapma sürecine girmektedirler. Bu süreçte tüketiciler konut satın alma kararını verene kadar birçok firma ve projeyi detaylı olarak araştırmaktadırlar. Teknolojinin insan hayatındaki yerinin artması ile birlikte gayrimenkul sektöründe de tüketici davranışlarında farklıklar ortaya çıkmaktadır. Konut satın alma ihtiyacı olan tüketicilerin proje satış ofislerini ziyaret etmeden önce internet üzerinden projeler hakkında detaylı araştırma yaptıkları gözlenmektedir. İstatistikler göre gayrimenkul alma ya da satma niyetinde olan insanların %90’ı ilk teması internet ile yapıyor. Ayrıca internet üzerinden yapılan detaylı araştırma yapan kullanıcılar, gayrimenkul ofisleri ya da danışmanları ile iletişime geçiyorlar. Özellikle son yıllarda internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte projelerin web sayfası ziyaretçi sayıları hızla artmaktadır. Müşteriler tanıtım ofislerine gitmeden önce web sayfalarından projeler hakkında detaylı bilgi edinmektedirler. Yoğun rekabetin olduğu Gayrimenkul sektöründe projeleri tanıtan web sayfaları müşterilerin karar verme sürecinde büyük önem taşımaktadır.
Satış Ofisleri Evlerimize Gelecek!
Mevcut şartlarda gayrimenkul sektöründe konut satışları projelerin satış ofislerinden yapılmaktadır. Bu ofislerdeki süreçler de tüm projelerde ortaktır. Pazarlama ve P&R faaliyetleri ile talep oluşturulur, potansiyel müşteriler web üzerinden beklentilerine uygun olan projeleri inceler , satış ofislerine arar ya da ziyaret ederek rezervasyon yapar ve satış işlemini gerçekleştirmektedir. Önümüzde dönemde  “zamandan tasarruf, verimlilik, bilgiye kolay ve hızlı ulaşılabilirlik, ihtiyaçları karşılayan hizmetleri tek bir kanaldan edinebilmek” gibi kavramların önemi daha da artacak, konut alıcıları pandemi sonrası yaşamlarının ve çalışma biçimlerinin içine daha çok giren teknoloji ve pazarlamada dijital yöndeki gelişmelerin sonucunda ihtiyaç duydukları konutla ilgili aramaları daha çok internet üzerinden yapacaklardır.
Teknolojiyi yakından takip eden, yenilikçi fikir ve uygulamaları hayata geçiren gayrimenkul ve emlak firmalarında ise müşteriler ile yüz yüze ve telefon üzerinden yapılan tüm görüşme ve satış işlemlerinin gelecekte görüntülü online satış platformları üzerinden de yapılabilecektir. Online pazarlama platformları ile birlikte müşteriler evlerinden veya işyerlerinden çıkmadan satış ofislerine canlı olarak bağlanabilecektir.  Proje web sitelerini ziyaret eden tüm potansiyel müşteriler tek tıkla satış ofislerine canlı/görüntülü olarak bağlanabilecek ve satış uzmanlarıyla yüz yüze görüşmede olduğu gibi görüntülü olarak uzaktan görüşebilecektir. Şirketlerin CRM sistemleri ile bağlantılı çalışacak online satış ofislerinde görev alan emlak danışmanları müşterilerin beklentilerine uygun daire seçeneğini , vaziyet planını, dairenin fiyatını ve ödeme alternatiflerini müşterileri ile paylaşabilecek, tüm bu bilgileri müşterinin talebi doğrultusunda tek bir tık ile müşterilerine teklif dosyası olarak gönderebilecektir. Kapsamlı araştırmalar sonucu edindiği bilgiler ışığında tüketici, gayrimenkul alım niyetine de bağlı olarak seçtiği gayrimenkul hakkında daha detaylı bilgi almak, gayrimenkulü fiziksel olarak görmek ve nihayetinde satın almak için harekete geçecektir.  
 
Soner Keleş
29.07.2020
 
 
 

DETAY

17 Temmuz

KONUT SATIŞLARINDA TARİHİ REKOR KIRILDI!

KONUT SATIŞLARINDA TARİHİ REKOR KIRILDI!
Tüm dünyayı sarsan  pandemi sürecinin etkilerini azaltmak için hayata geçirilen önlem ve teşvikler ile kamu bankalarının düşük faizli konut kredileri başta olmak üzere son iki yıldır biriken talep,  gayrimenkul sektöründeki kampanyalar ve normalleşme adımları ile birlikte Haziran ayında konut satışlarında rekorların görülmesini sağladı.
Tuik verilerine göre Türkiye'de konut satışları Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %209,7 artarak 190.012 oldu. Böylece konut satışları tarihinde haziran ayındaki en yüksek seviyesine ulaşarak haziran ayı rekorunu kırdı. Geçtiğimiz ay kamu bankaları öncülüğünde konut kredi faizlerinde indirime gidilmiş; ilk el konutlara %0,64 ikinci el konutlara %0,74 faiz oranı ile bir yıl ödemesiz, 15 yıla kadar vade hayata geçirilmişti. Bazı gayrimenkul firmaları da proje bazında 2 yıl ödemesiz, 20 yıl vade gibi kampanyaları gerçekleştirdi. Oturum amacıyla konut satın almak isteyenler için düşük peşinatlı ve düşük konut kredisi faizli uygun şartların oluşması ile birlikte diğer taraftan azalan mevduat faizleri nedeniyle yatırımcıların yatırım enstrümanı olarak konuta yönelmesi haziranda kaydedilen rekor satışlarda etkili oldu.
TÜİK'in açıkladığı verilere göre konut satışlarında, İstanbul 28 bin 799 konut satışı ve %15,2 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul'u 21 bin 915 konut satışı ve %11,5 pay ile Ankara, 11 bin 690 konut satışı ve %6,2 pay ile İzmir izledi. Düşen faizler ile ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %1286,9 artış göstererek 101 bin 504 oldu. Böylece uzun zamandır düşük seyreden konut kredili satışlarda rekor kırılmış oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %53,4 olarak gerçekleşti.
Yeni Konut Satışları Teşvik Edilmeli?
I·ns¸aat sekto¨ru¨, yarattıgˆı katma degˆer ve istihdam ac¸ısından u¨lke ekonomimizin en dinamik sektörlerinden birisidir. Bu¨yu¨k o¨lc¸u¨de yerli sermayeye dayanan ins¸aat sekto¨ru¨ yu¨zlerce meslek dalını ilgilendirmekte olup istihdam ve u¨retim su¨recini olumlu yo¨nde etkilemektedir. İnşaat sektörü, kendisine bağlı 200'de fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep oluşturan bir konumda olması açısından “ekonominin lokomotifi” özelliğine sahip bir sektör olmakla birlikte Türkiye ekonomisin büyüme performansına yaptığı katkıdan dolayı da önemi gittikçe artan bir sektör konumundadır. Diğer taraftan ülkemizde yeni konut ihtiyacını zorunlu kılan en önemli etkenlerden bir tanesi de deprem gerçeğidir. U¨lkemizin c¸ok bu¨yu¨k bir kısmının birinci derece deprem alanında bulunması durumun daha ciddiyetle ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle inşaat sektörünün tekrar canlandırılması, eski konut yapı stoklarının yenilenmesi ve kentsel dönüşüm projelerinin devam etmesi için yeni konut satışlarının (birinci el) teşvik edilmesi ve daha da cazip hale getirilmesi gerekiyor.
Türkiye’de konut stokunu eritmede her geçen yıl birinci el (ilk el) satışın payı giderek azalıyordu, döviz kurlarında yaşanan hareketlilik ve küresel pandemi ilan edilmesinin ardından konut satışlarında yaşanan düşüş Nisan ve Mayıs ayı verilerine de yansıdı.  Ancak Haziran ayı ile birlikte müteahhitten ve projelerden 58 bin konut satışı gerçekleşti. Haziran ayı toplam konut satış rakamları içerisinde ilk el satışların payı %30 a yükseldi.
Sektör Tekrar Canlanıyor!
Son iki yıldır Türkiye gayrimenkul piyasasında talep yönünde düşüş yaşansa dahi, önümüzdeki dönemde sektörün tekrar canlılık kazanacağı aşikardır. Düşen konut kredisi faiz oranları ve biriken talebin harekete geçmesi ile beraber hem inşaat hem de konut sektöründe tekrar canlanma başladı.
Kentsel dönüşüm, nüfus artışı ve temel ihtiyaçlar nedeniyle Türkiye’deki konut talebi hiçbir zaman bitmeyecektir. Kısa dönemli yüksek faiz oranları veya döviz yatırımları daha ilgi çekici gibi görünse de, konut yatırımı uzun vadede daha çok kazandırmaya devam edecektir. Özellikle prim potansiyeli yüksek bölgelerden gayrimenkul alımı değerli ve sürdürülebilir bir yatırım aracı olduğu için yerli ve yabancı yatırımcıların konuta olan ilgisi artarak devam edecektir. Türkiye’de nitelikli konut alımının kolaylaşması ve sektörün sürdürülebilir bir büyümeyle ekonomiye katkı sağlayabilmesi için kalıcı teşvikler çok faydalı olacaktır. Son yıllarda yeni yapı ruhsat sayısı düşmesi, mevcut konut stoklarının azalması ile birlikte tüketici tarafında konut fiyatları artmadan ve tamamlanan projelerde değer artışı yaşanmadan önce alım yapmakta fayda vardır.
 
Soner Keleş
17.07.2020
 

DETAY

12 Temmuz

YABANCILARIN KONUT YATIRIMI ÜLKEMİZDE CARİ AÇIĞI AZALTABİLİR!

YABANCILARIN KONUT YATIRIMI ÜLKEMİZDE CARİ AÇIĞI AZALTABİLİR!
 
TÜİK verilerine göre yabancılara konut satışı geçen yıl her ay düzenli olarak artış göstermektedir. Gayrimenkul sektörünün yaptığı kampanyalar başta olmak üzere döviz kurlarındaki artışın da etkisiyle yabancılara konut satışı rekor seviyeleri gördü. Mütekabiliyet yasasının çıktığı 2012 yılından bugüne ülkemizde yabancıya gayrimenkul satışı artarak devam etmektedir. Son on yılda olduğu gibi geçtiğimiz yılda yabancıların gayrimenkul alımları arttı.
Türkiye genelinde geçen yıl yabancılara 45.483 adet konut satılmıştır.  2019 yılındaki yabancı satışları bir önceki yıla oranla %15 oranında artış göstermiştir. İl bazında yabancılara yapılan konut satışlarında 2019 yılında ilk sırayı 20.857 konut ile İstanbul, ikinci sırayı 8.951 konut ile Antalya, Antalya’yı 2.539 konut satışı ile Ankara ve 2.213 konut satışı ile Bursa izlemektedir. Geçtiğimiz yıl yabancıya konut satışında tarihin en yüksek yılı olarak kayıtlara geçti ve  gerçekleşen döviz girişi 4.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Cari Açığın Finansmanında Konut Satışının Payı Artıyor!
 
Uluslararası doğrudan yatırımlar; bir ülke sınırları dışındaki yatırımcıların ilgili ülkeye fabrika gibi üretim tesisleri kurarak, gayrimenkul edinerek veya var olan bir şirketi tamamen ya da kısmen satın alarak yaptıkları yatırımlardır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler uluslararası doğrudan yatırımları çekmeye uğraşırlar. Gelişmiş ülkeler de geliştirmek istedikleri sektörlere, benzer biçimde uluslararası doğrudan yatırımları çekmeye çabalarlar. Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılı ile küresel krizin çıktığı 2008 yılı dahil Türkiye, tarihinin en yüksek uluslararası doğrudan yatırım miktarını çekmeyi başarmıştır. Ancak izleyen yıllarda Türkiye’ye yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında belirgin bir yavaşlama yaşanmış, buna karşılık 2016 yılından itibaren yabancıların gayrimenkul yatırımlar artarak ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu durum, ülkemizde cari açığın finansmanının önemli bir değişime işaret etmektedir. Yabancıya konut satışları, son yıllarda cari açığın finansmanında giderek daha büyük pay alıyor. Türkiye’nin cari işlemler hesabındaki açık, geçmiş yıllara kıyasla doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına göre her geçen yıl daha yüksek oranda yabancıya konut satışından sağlanan döviz girişiyle finanse ediliyor. 2019 yılı cari işlemler hesabındaki doğrudan yabancı yatırımlar girişinin toplamı 8,4 milyar dolarla son 15 yılın en düşük seviyesine gerilerken, bu miktarın 4,5 milyar dolarla yüzde 55’i gayrimenkul satışı yoluyla elde edilen döviz girişi oluşturdu. Gayrimenkul gelirlerinin toplam doğrudan yatırımlar içindeki payı 2018’de yüzde 45, 2017’de 42 ve 2016 yılında da yüzde 28 seviyesindeydi.  Bu oran her geçen yıl giderek artmaktadır.
Diğer taraftan ödemeler dengesi hesabında cari açığın finansmanında yabancıya gayrimenkul satışından elde edilen gelirler önemli bir noktaya yükseldi. Türkiye’de ihracat dışı döviz getirisinde potansiyeli en yüksek ürünlerinden birisi olan yabancıya gayrimenkul satışı geçtiğimiz yıl 4,5 milyar dolarlık döviz girdisi ile 2019 yılında ülkelimizdeki dış ticaret açığının kapanmasındaki katkısı yüzde %16 ya yükseldi. 2017’de cari açığın yüzde 10’unu kapatan net gayrimenkul gelirleri, 2018’de de açığın kapanmasına %21 oranında katkı verdi. Yabancıya konut satışlarından oluşan gelirler 2019 yılında ise cari dengenin fazlaya dönmesinde önemli bir rol oynadı.
Yabancıların Gayrimenkul Yatırımlarının Diğer Etkileri?
 
Özellikle bu yıl covid 19 salgını  Türkiye dahil tüm dünya ekonomilerini sarsıyor. Pandemi ile birlikte İçinde Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan piyasalar ise salgının yol açtığı "belirsizliğe" yüksek nakit (döviz) ihtiyacı, yetersiz döviz rezervleri, ciddi bütçe açıkları ve çoğunlukla özel sektörün yüksek döviz borçlarıyla yakalandı. Bu noktada turizm gelirlerinin de azaldığı bir süreçte, Türkiye için yabancıya gayrimenkul satışı ile döviz girdisine büyük katkı sağlanabilir.
Türkiye’den konut alan yabancıların diğer sektörlere de sağlayacağı faydalar ile bu sektör geniş bir alana hitap edecektir. Gayrimenkul satın alan yabancılar evi ile ilgili alışverişini ülkemizden yapacak olmasının yanı sıra, çocuğunu Türkiye’de okutacak, tedavisini Türkiye’de olacak, ticaretini Türkiye ile yapacaktır. Türkiye'nin cari açığını azaltarak yönetilebilir bir düzeye çekebilmesi için gayrimenkul sektör ününde katkıda bulunması amacıyla yabancıya gayrimenkul pazarlanmasında hükümet tarafından orta ve uzun vadeli yeni teşvik programları hazırlanması gerekmektedir. Yabancıya satışın döviz kazandırıcı hizmetler ticareti kapsamına alınması ve yabancıya konut pazarlayan şirketlere ihracatçılar gibi fuar, reklam, tanıtım ve pazarlama desteği verilmesi ile birlikte sektör daha hızlı büyüyecektir.
Soner Keleş
10.07.2020
 

DETAY

5 Temmuz

Konut Sektöründe Yeni Projeler Yolda!

Konut Sektöründe Yeni Projeler Yolda!
 
Gayrimenkul sektörü, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ekonominin önemli bir kalemini oluşturmaktadır. Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren diğer sektörlerin katkısı da dikkate alındığında inşaat sektörünün GSMH içindeki payının yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olduğu görülmektedir. İnşaat sektörü, kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olup, bu yaygın etki, sektörün “ekonominin lokomotifi” olma vasfının en temel göstergesidir. Ayrıca, yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesinden ve büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanmasında dolayı istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkiliyor. inşaat sektörü GSMH içindeki payı çok yüksek olduğu için ekonomik büyümeyi de olumlu yönde etkilemektedir. Geçtiğimiz yıllarda büyümeye etkisini daha net olarak gördüğümüz sektörün işsizlik oranlarını azaltmaya büyük bir faydası dokunuyor. Günümüzde birçok sektörde olduğu gibi konut sektöründe de rekabetle beraber ürün farklılaştırılmasına gidilerek tüketicilere tercih yapma imkânları verilmiştir. Bu bağlamda konut, insanların sadece barınma ihtiyaçlarını karşılayan bir olgu olmaktan çıkmış aynı zamanda önemli bir yatırım enstrümanı olarak da yerini sağlamlaştırmıştır.
 
2018 yılının son çeyreğinde döviz kurlarında yaşanan artış yatırımcının döviz ve altına yönelmesine yol açmıştır. Tırmanan döviz kurları, yükselen faizler ve altında yaşanan değer artışı özellikle 2018 ve 2019 yılı içerisinde konut piyasalarını durma eşiğine getirmiştir. Bu noktada Gayrimenkul geliştiricileri daha önceden hiç sunmadıkları kadar cazip ödeme planlarını ve büyük indirimlere varan avantajlı fiyatları konut alıcılarının lehine sunmaya başladılar. Son iki yıldır konut sektöründe yaşanan daralma sonrasında Haziran Ayı başında devlet bankaları tarafından açıklanan Türkiye tarihinin en düşük oranlı konut kredi faiz oranları ile Haziran Ayında tüm zamanların aylık satış rekorunun gerçekleşmesi bekleniyor. Oturmak amacıyla ev sahibi olmak isteyenler, kiradan çıkmak isteyenler, finansal varlığı olanlar yatırım amacıyla tekrar konut, arsa, arazi yatırımı yapmaya başladı.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Haziran ayının 27 günlük döneminde kredili konut satışları 6.658’den 93.704’e çıktı. Haziran Ayında kredili konut satışlarında yeni bir rekor geleceği görünüyor. Satış ofisleri ev sahibi olmak isteyenlerin yoğun talebiyle karşılaşırken, gayrimenkul sektörü 4 yıl önceki parlak günlerine döndü.
 
 
2018 yılında inşaat maliyetlerinin %50-%60 yükselmesi, son iki yıldır gayrimenkul sektöründe yaşanan durgunluk ve devam eden projelerde konut stoklarının birikmesi sonucunda sektörde yeni başlayacak olan bir çok proje ertelendi veya rafa kaldırıldı. Türkiye İstatistik Kurumu 2019 yılı Ocak-Aralık dönemine ilişkin yapı ruhsat istatistiklerine göre Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2019 yılında bir önceki yıla göre, bina sayısı yüzde 48.3, yüzölçümü yüzde 52.4, değeri yüzde 43.8, daire sayısı yüzde 53.9 azalma yaşandı.
 
Ancak geçen yılın son çeyreğinde konut kredisi faiz oranlarının %1 in altına gerilemesi, corona sonrası geçtiğimiz ay konut sektöründe hayata geçirilen dev kampanya sonucunda biriken konut talebi çok hızlı bir şekilde tekrar satışa dönmeye başladı. Özellikle devam eden ve tamamlanan konut projelerinde yer alan birinci el ilk konut satışları için sağlanan düşük konut kredisi imkanı ile özellikle Emlak konut projeleri ve markalı konut projelerinde konut stokları hızla erimeye başladı. Bazı firmalar satışın bu hızla devam etmesi halinde ellerindeki stokların tükeneceğini açıkladı. Proje geliştiren inşaat firmaları azalan stoklarının yerini doldurabilmek ve devam eden konut talebine cevap verebilmek için uzun süredir raflarda bekletilen arsalar ve yeni projelerini tekrar gündeme getirmeye başladı. İnşaat firmalarının pandemi sonrası süreçte hayata geçirecekleri projelerin; hem yerli hem de yabancı müşteri pazarına uygun özelliklerde şehrin merkezi akslarına yakın, ulaşım imkânları gelişmiş olan kentsel dönüşüm lokasyonlarında butik daha az konut içeren optimum sosyal alanlara sahip, tasarruflu ve az katlı konsept projelere yönelmesi bekleniyor.
 
 
Geliştirilen yeni konut projelerin artan inşaat maliyetleri ile üretilecek olması önümüzdeki yıllarda ev sahibi olmayı daha da zorlaştırabilir. Bu nedenle inşaat ve arsa maliyetlerindeki artışın ve döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın henüz konut fiyatlarına tam olarak yansımaması bugün özellikle elinde biraz birikimi olan tüketiciler için çok avantajlı düşük faiz oranları ile ev sahibi olabilmeleri için en uygun zamandır.
 
 
Soner Keleş
01.07.2020
 

DETAY

26 Haziran

Konut yatırımında doğru karar vermenin yolları?

KONUT YATIRIMINDA DOĞRU KARAR VERMENİN YOLLARI?
Son 20 yılda ülkemizde gayrimenkul yatırımı yapmak diğer tüm finansal yatırım araçlarının önüne geçmiştir. 2000-2001 bankacılık krizi sonrasındaki dönemde Türkiye genelinde ve özelikle büyük kentlerde konut arzı, talebi ve fiyatları hızlı bir artış sürecine girmiştir. Kentleşme, göç, nüfus ve hane halkı sayısının artışı, gelir artışı, konut kredisi faiz oranlarının düşmesi, konut tüketim alışkanlıklarının değişmesi, kentsel dönüşüm süreci ve konut üretimindeki yüksek üretici karı gibi konut arzını/talebini etkileyen unsurlar ve konut piyasasındaki diğer gelişmeler; ertelenmiş olan potansiyel talebin istikrarlı koşullarda ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Yatırım Kararı Nasıl Alınır?
Gayrimenkul yatırım yapmak için gerekli temel nokta önce tasarruf yapabilmektir. Tasarruf yaparak ya da farklı şekillerde paranızı biriktirdikten sonra yatırım yapmak istiyorsunuz. Önce yatırımınızı ne amaçla yapacağınızı belirlemeniz gerekiyor. Ek gelir mi elde etmek istiyorsunuz, büyümek mi istiyorsunuz yoksa bireysel emeklilik sistemi gibi bir sistemle emeklilik döneminizi daha rahat mı geçirmek istiyorsunuz? Gayrimenkul yatırımları konut, arsa, tarla ve ticari alan yatırımları olmak ile birlikte doğru karar verildiğinde riski en düşük, kazandıran ve kar garantili yatırım olması nedeniyle ülkemizde en çok tercih edilen yatırım türüdür.
Emlak yatırımında kazanmanın yolları nelerdir, emlak yatırımı yaparken nelere dikkat etmeli?
1.     Şehir merkezlerinde yüksek bedeli konutlar almak yerine özellikle gelişmekte olan yerleri takip ederek ucuza konut ya da arsa satın alarak, ilerleyen zamanlarda satabilir ya da kiraya verebilirsiniz. Gayrimenkul alırken, bunun orta ve uzun vadeli bir yatırım olduğunu unutmayın.
2.     Amortisman süresine dikkat edin! Amortisman süresi konut yatırımının sağladığı kira vb. gelirlerle kendisini geri ödeme süresi olarak ifade edilir. Reidin verilerine göre Türkiye genelinde gayrimenkullerin amortisman süresi 210 aylık kiraya eşittir. Yani standart bir apartman dairesine ilişkin yatırımı 210 aylık kira geliriyle, 17,5 yılda amorti etmek mümkündür. Şehrin merkezi yerlerinde bu süre 20 yıl ve üzerine çıkarken gelişen bölgelerde 15 yıl ve altına düşmektedir.
3.     %1 ve altında düşük faizli konut kredisi kullanın. Kullandığınız konut kredisi sabit taksitlerinin aylık gelirinizin %35 ini geçmemesine dikkat ediniz. Kredi kullanım süresi olarak 60 ay vade ve altı süreleri tercih ediniz. 5 yıl ve üzeri kredi kullanımınızda konutun toplam maliyeti yatırım değerinin üzerine çıkabilir.
4.     Projenin başında, topraktan ilk çıkış fiyatlarıyla doymamış değerden satın alım yapın. Yeni başlayan projeleri takip ederek bütçenize en uygun projelerin başlangıç fiyatlarından faydalanabilirsiniz.
5.     Konut yatırımı yapacağınız bölgenin imar durumları, önümüzdeki 5-10 yıl içinde bölgenin değerini etkileyebilecek devlet yatırımları, ulaşım imkânları, bölgenin ticari değeri ve geleceği yönelik projeler olup olmadığını araştırın.
6.     Değerini koruyacak projeleri tercih ediniz. Özellikle markalı konsept projelerde satış sonrası hizmetler ve başarılı site yönetimleri ile projelerde yaşam başladıktan sonra da yoğun talep görmeye devam eder. Bu vb. projelerden konut satın aldığınızda daha hızlı kiraya verebilir ve yüksek değerden karlı satış yapabilirsiniz.
7.     Yeni başlayan projelerden konut kredisi ile topraktan ev alıp teslim alana kadar birkaç yıl ödemeleri yaptıktan sonra size olan maliyetinden daha yüksek rakama satabilirsiniz. Kredi çektiğiniz bankaya giderek evinizi sattığınız kişiye kredinizi devir ederek karınızı realize edebilirsiniz.
8.     Yine aynı şekilde bir inşaat firmasının yeni başlayan bir projesinin temel aşamsında iken konutta istenen rakamın yarısını ödeyin ve geri kalanını tapu teslimine diyerek anlaşma imzalayabilirsiniz. Tapu tesliminde konutu yükselmiş olan değerinde satın ve firmaya kalan parayı ödeyerek karınızı alın. Bekleme süresinde yatırdığınız paranın mevduat faizinden daha yüksek gelir getirecek bir değerde konutunuz satmaya dikkat edin.
9.     Kentsel dönüşüm potansiyeli olan bölgelerden değeri düşük olan eski binalardan konut satın alım yaparak dönüşüm sonrası evinizin yenilenerek daha yüksek bir bedelden satılma ihtimali oluşturabilirsiniz.
10.   Şehrin merkezi yerlerinden hızlı kiraya verilebilecek eski bir ev alın. Bu evi tadilat ile yenileyerek hem satın aldığınız değerin üzerinde satabilir hem de kolayca kiraya verebilirsiniz.
11.   Satın aldığınız evin net/brüt m2 si arasındaki farka iyi bakın. Maketten satın aldığınız bir konutta brüt m2 yi yüksek duymak hoşunuza gidebilir ancak bu konutu teslim aldıktan sonra satmaya kalktığınızda net kullanım alanları evi satmak istediğiniz değerin altına düşürebilir. Brüt m2 ile net m2 arasındaki farkın %30-35 lerı geçmemesine dikkat edin.
12.   Satın aldığınız evin brüt m2 fiyatı dışında net m2 fiyatına da dikkat edin. Projeleri kıyaslarken net m2 fiyatının da avantajlı olmasını gözden kaçırmayın.
13.   Projeden satın aldığınız konutun satış vaadi sözleşmesinde konutu başkasına devir edebilme ve satış yapabilmeniz ile ilgili bir engel olup-olmadığını sorgulayın.
14.   Sadece yatırım amaçlı değil, yaşamak için konut alanların da dikkat etmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi de evin yasal durumunu incelemektir. Yani evin tapusu kat mülkiyetli mi ya da kat irtifaklı mı?  Bankalar kredi verme aşamasında kat irtifaklı dairelerin iskanı olması şartını aramaktadır. Bu sebeple daire projeye uygun yapılmış dahi olsa, iskan almamış sadece kat irtifak tapulu bir konutu satın almak her zaman risk taşımaktadır.
15.   Tapuda satış fiyatını mutlaka evin gerçek ödediğiniz değerinden gösterin. Aksi durumda ilerleyen zamanda evinizi 5 yıldan önce satmanız gerekirse bu durumda çok fazla kar etmiş gibi gözükeceğiniz için ciddi vergi ödemek zorunda kalabilirsiniz.
 
Soner KELEŞ
25.06.2020
 

DETAY

18 Haziran

Konut kredisinde faizler düştü, fiyatlar yükseliyor!

Konut kredisinde faizler düştü, fiyatlar yükseliyor!
 
Korana virüs salgını nedeni ile ekonomide yaşanan dalgalanma konut sektörünü de olumsuz etkiledi.  Son iki yıldır konut sektöründe yaşanan talep daralması sonrasında devlet bankaları tarafından açıklanan sıfır konutlara özel yüzde 0.64 ikinci el konut kredisi paketinde ise yüzde 0.74 faiz oranı ile 180 ay vadeli 1 sene sonra ödemeli kredi paketi büyük ilgi gördü. Türkiye tarihinin en düşük oranlı konut kredi faiz oranları, 2 Haziran'dan itibaren tüketicilere sunulmaya başlandı. Yaşanan kredi faiz indirimi hamlesi sonrasında Haziran ayında konuta olan talepte büyük artış yaşanmasına yol açtı. Özellikle de ev sahibi olmak isteyen kişilerin düşen faiz oranları ve 1 sene erteleme fırsatı sonrasında konut kredisi paketine olan ilginin artarak devam etmesi bekleniyor.

Son günlerde ortaya çıkan haberlere göre bankaların konut kredisi faizinde indirime gitmesi, sadece vatandaşı değil müteahhitleri de harekete geçirdi. İkinci el piyasalarda, bazı konut projelerinde ve “yap-sat” tarzı birçok butik projede, fiyatlar yüzde 10-20 bandında yükseldiği gözleniyor. Bu durum kamu bankalarının sunduğu düşük faiz oranlı konut kredisi kampanyasının avantajını ortadan kaldırıyor. Bu noktada son iki yıldır daralan gayrimenkul sektöründe özellikle proje geliştiricilerinin, mevcut konut stoklarını ortaya çıkan müşteri talebini geri çevirmeden satışa çevirmesi için büyük bir fırsat oluştu. Özellikle fiyat artışı yapmadan mevcut fiyatları ile bu güveni sağlayan Emlak Konut projelerinde ortaya çıkan yoğun talep satış adetlerini arttırdı. Hem tüketici için hem de konut geliştiricileri için büyük bir fırsatın oluştuğu bu dönemde fiyat artışı yapmadan elindeki stokları eriten firmaların yeni projeler için daha motive olacağı kesindir. Bu kampanya bittiğinde keşke dememek için hem konut alıcısının hem de konut satıcı olan firmaların bu kredi oranlarını kaçırmadan kampanyadan faydalanmasında büyük fayda vardır. Firmaların kendi yaptığı kampanyalar da eklenince ev almak isteyen ancak uzun zamandır satın alma kararını erteleyen tüketicilere indirimden düşük faize, ödeme kolaylıklarından kira garantilerine kadar pek çok fırsat sunuluyor.
 
Ancak bu süreçte kamu bankalarının konut alıcıları  için sunmuş olduğu düşük faiz avantajını kendi lehine çevirmek isteyen ve haksız fiyat artışı yapan müteahhitler için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçti. Fahiş fiyat artışlarının tespit edilmesi ve bildirilmesi durumunda bakanlık müdahale edeceğini belirtti. Buna fırsat vermeden konut alıcılarının detaylı pazar araştırması yaparak satın alacağı konutun fiyatını dikkatli bir şekilde analiz ederek ev satın alabileceği çok uygun bir dönem içerisinde bulunuyoruz.  Konut alıcısı için %30 gerileyen kredi oranları gayrimenkul sektörünün yeniden canlanmasını sağladı. Kampanyanın devam etmesi sektörün hızlıca toparlanmaya başlamasını ve markalı konut üreticilerinin yeni projeler geliştirmek için yeniden güven ortamının oluşmasını sağlayacaktır. 
 
 
 
Soner Keleş
18.06.2020
 

DETAY

10 Haziran

Fiyatlar Artmadan Ev Almanın Tam Zamanı!

Fiyatlar Artmadan Ev Almanın Tam Zamanı!
Ev sahibi olmak için en doğru zaman konut fiyatlarının düşük seviyelerde yer seyrettiği ve konut kredisi faiz oranlarının ise %1 in altında olduğu dönemlerdir. Bu ayın başından itibaren konut kredisi faiz oranlarının son on yılın en düşük seviyelerinde olması nedeniyle konut almak için uygun zaman olduğu düşünülebilir. İnşaat ve arsa maliyetlerindeki artışın hem de döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın henüz konut fiyatlarına fiyat artışı olarak yansımaması özellikle elinde bir miktar birikim ile peşinat verebilecek olan tüketiciler için teklif vererek ulaşılabilir fiyata ev sahibi olabilmeleri için en uygun zamandır. 
Konut edinmeyi planlayanlar açısından fiyatlar daha da zamlanmadan karar alıp oturum amacıyla ev sahibi olunabileceği veya yatırım yapılması gereken bir dönem içindeyiz. Yatırımcıların, özellikle bireysel tasarruflarını değerlendirmek amacıyla, son dönemde gayrimenkul sektörüne olan ilgileri arttı. Mevduat faizlerinin düşmesi ve altın ile döviz kambiyo işlemlerinde Banka Sigorta ve Muamele Vergisi’nin artırılması, yatırım trendinde borsa ve gayrimenkule olan ilginin artmasına katlı sağladı. Özellikle yükselen kurları ile döviz yatırımını gayrimenkule çevirerek ev sahibi olanlar gelecekte konut fiyatları yükseldiğinde hem bugünkü kurdaki artıştan hem de konut yatırımından kar etmiş olacaklardır.
Kamu bankaları 180 aya kadar 0,64 kredi oranı sunuyor..
Geçtiğimiz hafta başlayan Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın kredili müşterisi olan firmaların ürettiği konutlardan satın almak isteyen bireysel müşteriler için; avantajlı faiz oranları ile kullanabileceğiniz konut kredinizi ister aylık eşit taksitlerle, isterseniz 12 aya kadar ödemesiz dönem imkânı ile 15 yıla varan vadede yüzde 0,64 faiz oranı ve %10’dan başlayan düşük peşinat oranı ile yararlanabilirsiniz.
Konut kredisi faiz oranlarındaki indirim sonrasında 180 ay vadeli 250.000 TL konut kredisinin aylık taksitleri 2.500 TL’nin altına geriledi. Oysa ki geçen yıl 3.500 TL’ye yakındı. Bir örnek vermek gerekir ise; geçtiğimiz yıl 250 bin liralık 15 yıl vadeli krediyi yüzde 1.20 faiz oranı üzerinden konut kredisi kullandığınızda, toplam maliyetiniz 610 bin lira oluyor. Bu durumda 3 bin 396  lira taksit ödemesi yapılıyordu. Şimdi ise yeni kampanya oranı ile 250 bin liralık 15 yıl vadeli krediyi 0.64 faizle kullandığınızda toplam maliyet 420 bin liraya düşüyor. Böylece, aylık taksitleriniz ise 2 bin 343 liraya kadar iniyor. Bu durumda evinizi sahibi olurken aylık 1.053 lira daha düşük taksitler ile toplamda ise 190 bin lira yaklaşık %30 daha az ödemiş oluyorsunuz.
Emlak Konut ve markalı konut projeleri kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor…
Son iki yıldır daralan gayrimenkul sektöründe talebin az olması ve son dönemde faiz oranlarının düşmesi ile birlikte firmaların sunduğu satış kampanyaların da şiddetinin artmasına neden oldu. Konut alıcısının detaylı araştırma yapması sonucunda geçmişten daha fazla fiyat avantajları ile karşılaşacaktır. Özellikle yeni başlayacak olan projelerin yükselen inşaat maliyetleri ile üretilecek olması, tamamlanmaya yakın ve devam eden markalı konut projelerinde sunulan fiyat avantajları ile konut sahibi olmak daha cazip hale gelmektedir. Özellikle Emlak Konut projelerinde yaşamaya hazır hemen teslim evinizi %10 indirim ile satın alırken sadece %5 peşinatla ödemeye üçüncü yılda başlayabiliyorsunuz. 
 
 
Soner Keleş
10.06.2020
 
 

DETAY

2 Haziran

Konut Talebinde Artış Trendi Yeniden Başladı!

Konut Talebinde Artış Trendi Yeniden Başladı!
2018 yılından itibaren daralan gayrimenkul sektöründe bu süreçte aylık %3’lere kadar yükselen konut kredisi faiz oranları ipotekli konut satışlarının toplam satışlar içindeki payını %20’lere geriletti. Yüksek faiz oranları, alımlar üzerinde baskı yaratırken konut üretimindeki maliyetleri de arttırdı. Nitekim 2015 yılından bu yana bina inşaat maliyeti yüzde 106 artarken, konut fiyatları sadece yüzde 55 yükseldi. Tüketicilerin ev sahibi olmalarını zorlaştıran yüksek kredi faizleri 1 Haziran’dan itibaren hızlı bir düşüşe başladı. 
Kamu bankalarının açıkladığı 4 yeni kredi paketiyle birlikte gözler bir kez daha konut satışlarına çevrildi. Uzun bir süredir ertelene konut talebini tekrar canlandıracak olan kampanya büyük bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank, birinci el/sıfır veya ikinci el konut alımlarında, düşük faiz oranı ve 12 aya kadar ödemesiz dönemi olan 15 yıla varan vade ile kredi fırsatlarını açıkladı. Buna göre, 15 yıla kadar vadelerde, birinci el/sıfır konutlar için aylık yüzde 0,64, ikinci el konutlar için aylık yüzde 0,74 faiz oranı ile kredi imkanı sunuldu. Vadeler ise 180 aya uzatılırken İstanbul,  İzmir  ve Ankara’da kredi kullanım miktarı 500 bin TL’den 750 bin TL’ye yükseltildi. Açıklanan konut kredi faizleri Türkiye tarihindeki en düşük konut kredisi faiz oranı olması ile birlikte “Gayrimenkul sektörünün en iyi olduğu 2013 yılında bile konut kredisi faiz oranları 0,68’e kadar inmişti” Yeni açıklanan konut kredisi oranları sektör tarihteki en düşük oran olması ile birlikte, kamu bankalarının başlattığı kampanyanın olumlu etkisi sektöre hızlı bir şekilde yansıyacaktır. 
Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart 2020’de corona virüs salgınını Küresel Pandemi olarak ilan etmesi ile birlikte dünya küresel finans piyasaları da ciddi bir şekilde etkiledi. Ülkemizde pandemi sürecinde konut satışları %55 azaldı. Ancak Haziran ayında normalleşme sürecinin başlaması ile birlikte konut talebine olan ilgi tekrar artmaya başlayacaktır. Kamu bankalarının konut kredisi faiz oranlarını indirmesinin getirdiği ivmeyle satışların hız kesmeden artmaya devam ederken bir süredir ertelenen konut talebi konut kredisi faiz indirimi sonrası canlanacak ve tüketiciler yeniden konuta alımına yönelecektir. Hem ülke ekonomisine hem de gayrimenkul sektörü için moral verici olan bu gelişme neticesinde, yılın ilk yarısında yaşanan düşüş tekrar toparlanma ivmesine girecektir.
Corona sonrası konut fiyatları yükselebilir?
Faizler düştükçe, krediler ucuzladıkça ev almak daha da kolaylaşmaktadır. Ancak kolaylaştıkça da talep artmakta ve yükselen inşaat maliyetleri ile birlikte baskı altına kalan konut fiyatları tekrar yükselmeye başlayabilir. Gündem biraz daha normalleşsin, faizler biraz daha düşsün diye beklerken, bu kez konut fiyatları yukarı gittiği için zararlı çıkma ihtimali olabilir. Dolayısıyla ev almak isteyen burada karar vermeli; fiyatlar henüz yükselmeden büyük indirimlerden yararlanarak vakit kaybetmeden konut sahibi olmak mı ya da kredi faizlerinin biraz daha inmesini bekleyerek düşük taksitler ile ev almak mı? Aslında her iki durumda da satın alma bütçesini, ödeme planını ve toplam maliyeti iyi belirleyerek harekete geçmekte fayda var. Piyasalardaki durumdan dolayı yeni inşaatlar başlamadığı için maliyet artışları fiyatlara tam olarak yansıtılmadı. Bundan sonraki süreçte yeni yapılacak olan konutlar daha maliyetli olacağından fiyatlar da daha yüksek olacaktır.
Gayrimenkul sektöründe son on yılda konut fiyatlarında artış istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Bu dönemi ikiye ayırdığımızda TCMB verilerine göre 2010-2014 arası konut fiyatları %62 artarken aynı süreçte konut fiyatları enflasyondan arındırılırmış reel getirisi %38 olarak gerçekleşti. 2015-2019 yılları arası ise konut fiyat endeksi yine %60 oranında yükselirken yıllık ortalama %5 kira ek geliri ile birlikte son iki yıldır yüksek seyreden enflasyona rağmen konut yatırımı reel getirisi %10 olarak gerçekleşti. İnşaat maliyetlerinin artmaya devam etmesi ve stokların azalması ile birlikte önümüzdeki dönemde konut fiyatlarında yükselme devam edecektir. 
 
Soner Keleş
 
 

DETAY

2 Nisan

YABANCIYA GAYRİMENKUL SATIŞI CARİ AÇIĞI AZALTACAK!

YABANCIYA GAYRİMENKUL SATIŞI CARİ AÇIĞI AZALTACAK!
 
 
Reagroups Gayrimenkul Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, yabancıya gayrimenkul satışının cari açığın finansmanında önemli bir katkısı olduğunu ifade etti..
Reagroups Gayrimenkul Pazarlama'nın Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, Türkiye’de konut piyasasının cazibesini koruması yabancılara konut satışlarında ilginin artarak devam ettiğini, konut satışlarında yabancı yatırımcı oranındaki artışın geçtiğimiz yılda sürdüğünü belirtti. Keleş, ülkemizde yabancıya konut satışları cari açığın finansmanında en önemli kaynaklardan birisi haline geldi. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’nin cari işlemler hesabındaki açık, her geçen yıl daha yüksek oranda yabancıya konut satışından sağlanan döviz girişiyle finanse edilebileceğini dile getirdi. 
Mütekabiliyet yasasının çıktığı 2012 yılından bugüne yabancıya gayrimenkul satışı artarak devam ettiğini belirten Keleş, Son on yılda olduğu gibi 2019 yılında da yabancıların gayrimenkul alımları arttı. Yabancıların satın aldığı 45 bin 483 adet konut yabancıya satışta tarihin en yüksek yılı olarak kayıtlara geçti ve  gerçekleşen döviz girişi 4.8 milyar dolara yükseldiğini ifade etti.  
Cari Açığın Finansmanında Önemli Katkı Sunuyor..
Geçen yıl küresel ekonomide görülen tüm zorluklara ve olumsuz etkenlere rağmen özellikle ihracatta kaydedilen olumlu performansın sonucunda İhracat 2019 yılında  bir önceki yıla göre yüzde 2,04 artarak 180 milyar 468 milyon dolar, ithalat ise yüzde 9 azalarak 210 milyar 394 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2019 yılı genelinde dış ticaret açığı ise bir önceki yıla göre yüzde 44,9 azalarak 29 milyar 926 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’de ihracat dışında döviz getirisinde potansiyeli en yüksek ürünlerinden birisinin gayrimenkul olduğunu ifade eden Keleş, geçtiğimiz yıl yabancıya gayrimenkul satışı ile 4,8 milyar dolarlık net döviz girdisine bakarsak 2019 yılında dış ticaret açığını kapatmadaki katkısının yüzde %16 ya yükseldiğini belirtti.
Keleş, Türkiye’den konut alan yabancıların diğer sektörlere de sağlayacağı faydalar ile bu sektör geniş bir alana hitap etmektedir. Gayrimenkul satın alan yabancılar evi ile ilgili alışverişini burada yapacak olmasının yanı sıra, çocuğunu Türkiye’de okutacak, tedavisini Türkiye’de olacak, ticaretini Türkiye ile yapacaktır. Gayrimenkul sektörü ülkemizin dış finansman ihtiyacına sadece geçtiğimiz yıl konut ve işyeri satarak 4 milyar 800 milyon dolarlık pozitif katkı sağlamaktadır. Türkiye'nin cari açığı azaltarak yönetilebilir bir düzeye çekebilmesi için gayrimenkul sektör ününde katkıda bulunması amacıyla hükümet tarafından orta ve uzun vadeli yeni teşvik programları hazırlanması gerektiğini belirten Keleş, hükümetin yabancının konut edinimindeki teşviklerinin genişletmesi, yabancıya satışın döviz kazandırıcı hizmetler ticareti kapsamına alınması ve yabancıya ev satan şirketlere ihracatçılar gibi fuar, reklam, tanıtım ve pazarlama desteği verilmesi ile birlikte sektörün daha hızlı büyüyeceğini ifade etti.
Turizmde Ortaya Çıkacak Kayıp Gayrimenkul İle Telafi Edilebilir?
 
Türkiye’de turizm gelir ve giderlerinin ülke ekonomisinin geneli açısından büyük bir yeri vardır. Ödemeler dengesi içerisinde turizmin payı, ülkenin yıllık ekonomik seyrini belirleyebilecek niteliktedir. Dünyada Corona virüsünün hızla yayılması turizmin de aralarında olduğu birçok sektörü olumsuz etkileyeceğini belirten Keleş, bu noktada 2020 yılında gayrimenkul sektöründe yabancıya gayrimenkul satışının çok daha büyük bir önem taşıdığını, gayrimenkul sektöründe yabancıya satışı sayesinde ülkeye döviz girişinin arttırılması için geniş kapsamlı teşvik çalışmaları yapılması gerektiğini belirtti.
 
 

DETAY

30 Mart

KONUT SATIŞ OFİSLERİ EVLERİMİZE GELECEK

KONUT SATIŞ OFİSLERİ EVLERİMİZE GELECEK!
 
 
Reagroups Gayrimenkul Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, gelişen şartlarda gayrimenkul sektöründe proje tanıtımlarının online satış ofislerinden yapılacağını belirtti. 
Toplum sağlığıyla birlikte sosyal hayatı ve ekonomiyi etkileyen coronavirus salgını, etkisini yitirdiğinde dünyayı yeniden şekillendirecektir. Coronavirus sonrası gelecekte üretim, ithalat, ihracat ve perakende satış stratejileri, pazarlama ve uygulamalarında köklü değişiklikler söz konusu olabileceğini belirten Keleş, bu değişim ile birlikte gayrimenkul sektöründe de konut pazarlama ve satış yöntemlerinde yeniliklerin ortaya çıkacağını, dijital platformlardan pazarlama ve uzaktan tanıtım faaliyetlerinin sektörün olağan bir parçası haline geleceğini belirtti.
Günümüzde tüketiciler konut satın almadan önce geniş ve kapsamlı bir araştırma yapma sürecine girmektedirler. Bu süreçte tüketiciler konut satın alma kararını verene kadar birçok firma ve projeyi detaylı olarak araştırmaktadırlar. Teknolojinin insan hayatındaki yerinin artması ile birlikte gayrimenkul sektöründe de tüketici davranışlarında farklıklar ortaya çıkmaktadır. Konut satın alma ihtiyacı olan tüketicilerin proje satış ofislerini ziyaret etmeden önce internet üzerinden projeler hakkında detaylı araştırma yaptıkları gözlenmektedir. Özellikle son yıllarda internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte projelerin web sayfası ziyaretçi sayıları hızla artmaktadır. Müşteriler satış ofislerine gelmeden önce web sayfalarından projelerimiz hakkında detaylı bilgi edinmektedirler. Yoğun rekabetin olduğu Gayrimenkul sektöründe projeleri tanıtan web sayfaları müşterilerin karar verme sürecinde büyük önem taşımaktadır. 
Satış Ofisleri Online Olacak!
Mevcut şartlarda gayrimenkul sektöründe konut satışları projelerin satış ofislerinden yapılmaktadır. Bu ofislerdeki süreçler de tüm projelerde ortaktır. Pazarlama ve P&R faaliyetleri ile talep oluşturulur, potansiyel müşteriler web üzerinden beklentilerine uygun olan projeleri inceler , satış ofislerine arar ya da ziyaret ederek rezervasyon yapar ve satış işlemini gerçekleştirmektedir.
Keleş, teknolojiyi yakından takip eden, yenilikçi fikir ve uygulamaları hayata geçiren gayrimenkul firmalarında ise müşteriler ile yüz yüze ve telefon üzerinden yapılan tüm görüşme ve satış işlemlerinin gelecekte görüntülü online satış platformları üzerinden de yapılabileceğini belirtti. Online satış platformları ile birlikte müşteriler evlerinden veya işyerlerinden çıkmadan satış ofislerine canlı olarak bağlanabilecektir.  Proje web sitelerini ziyaret eden tüm potansiyel müşteriler tek tıkla satış ofislerine canlı/görüntülü olarak bağlanabilecek ve satış uzmanlarıyla yüz yüze görüşmede olduğu gibi görüntülü olarak uzaktan görüşebileceğini ifade etti.
Şirketlerin CRM sistemleri ile bağlantılı çalışacak online satış ofislerinde görev alan satış danışmanları müşterilerin beklentilerine uygun daire seçeneğini , vaziyet planını, dairenin fiyatını ve ödeme alternatiflerini müşterileri ile paylaşabilecek.  Tüm bu bilgileri müşterinin talebi doğrultusunda tek bir tık ile müşterilerine teklif dosyası olarak gönderebilecektir. Projenin sunumları tamamlandıktan sonra müşterinin isteği ve seçimi doğrultusunda sanal pos uygulaması ile seçilen daire için kapora ödemesi  alınabilecektir. 
Önümüzdeki günlerde konut müşterilerine online satış ofisine tek tıkla canlı ve görüntülü bağlanma, satış temsilcisi ile görüntülü olarak yüz yüze görüşme, 360 derece sanal tur sayesinde örnek daire gösterimi ve proje maketi üzerinden projeleri inceleyebilme olanağı sunulabileceğini belirten Keleş, online satış ofislerinde hedef kitleler arasında satış ofisine gelmeden önce bilgi almak isteyen potansiyel müşteriler, şehir dışında , yurt dışında yaşayan Türkler ve yabancılara konut satışı yapan acenteler yer alacağını 

DETAY

17 Şubat

İstanbul’a yabancı yatırımcı ilgisi artıyor!

İstanbul’a yabancı yatırımcı ilgisi artıyor!

 
Gayrimenkul geliştirme alanındaki deneyimi ve yabancıya gayrimenkul pazarlama alanında başta İstanbul Anadolu Yakası olmak üzere bir çok projede başarılara imza atan Beyttürk iştiraki Reagroups Gayrimenkul Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, İstanbul’a yabancı yatırımcı ilgisinin artarak devam ettiğini belirtti.
Türkiye’de geçtiğimiz ay yabancı uyruklu vatandaşlara 3 bin 907 adet konut satışı oldu. Yabancılara yapılan satışlar bir önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, yüzde 25 oranında artışa geçtiği görülürken, yabancılara konut satışında en çok tercih edilen il İstanbul oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yabancıya konut satışında İstanbul açık farkla ilk sırada gelirken Iraklılar, Türkiye'den en fazla konut alan yabancılar arasında birinciliği korudu. Yılın ilk ayında 739 konut satın alan Iraklılar, toplam satışların yüzde 20’sini oluşturdu

Yabancılar Anadolu Yakasını keşfediyor!

Keleş, geçtiğimiz yıllarda Avrupa Yakasına olan yoğun yabancı ilgisinin, konut stoklarının azalması ve bölgede yer alan konut fiyatlarının hızla yükselmesi ile birlikte Anadolu Yakasına doğru yöneldiğini belirtti. Geniş sosyal alanları, kolay ulaşım ve güvenli yaşam standartları ile nitelikli yaşam imkanı sunan Anadolu Yakası projelerinin yabancılar tarafından da keşfedildiğini belirten Keleş, öncelikli olarak İranlıların göstermiş oldukları ilginin giderek diğer ülke vatandaşlarından de gelmeye başladığına değindi. Özellikle Kadıköy, Üsküdar ve Ataşehir  ilçelerine olan ilginin giderek diğer bölgelere de kaydığının belirten Keleş, Bağdat Caddesi, sahil yolu ve E5 hattı arasında kalan konut projelerine olan ilginin arttığına değindi. 

Geniş yeşil alanlar ve sosyal alanların zenginliği Anadolu Yakasını öne çıkarıyor..

Reagroups Yönetim Kurulu üyesi Soner Keleş; iki yakanın farklı avantajları olduğunu ancak daha az nüfusu ve geniş sosyal alanları ile Anadolu Yakası’nın daha çok öne çıktığını belirtti. Keleş “Anadolu Yakasında yer alan projelerde geniş yeşil alanlar ve doğaya daha yakın bir hayat sunulurken aynı zamanda bir çok büyük AVM ye yakınlığı ile yabancıların alışveriş ihtiyaçlarını da olanak sağlanmaktadır. Yabancılar tarafından yoğun ilgi gören ve ülkelerine dönmeden önce uğrak noktaları olan İstanbul’un en büyük outlet AVM sininde bu yakada olduğun belirten Keleş, “bu nedenle ilerleyen dönemlerde hepimiz göreceğiz ki yabancıların Anadolu Yakasına talebi her geçen gün daha da artarak devam edecektir” dedi. 

Ulaşım olanakları, yatırım tercihini belirliyor..

Yatırım için ‘ulaşım imkanlarının” önemine değinen Keleş, yabancı yatırımcıda aynı bizler gibi kolay ulaşım sağlayan bölgelerden konut satın almaktadır. Bu nedenle şehir içi ulaşım araçları ve şehir hatlarına yakın erişim sağlayan hem yaya hem araç trafiği olan ve güzergah içeren bölgelerde yer alan projeler daha çok ilgi görmektedir. Gayrimenkul sektörüne kattığı değer ile her geçen gün daha çok prim kazandıran Sabiha Gökçen Havaalanı bu anlamda verilebilecek en güzel örnek” dedi. 
Maltepe, Kartal ve Pendik bölgelerinde yer alan konut projelerinin bu açıdan ön plana çıktığını belirten Keleş, Metro ve Marmaray ile hızlı ulaşım imkanı sağlanırken diğer taraftan da bu ulaşım ağı ile Avrupa yakasında yer alan turistik merkezlere kolayca ulaşılabildiğini belirtti. 
 

DETAY

10 Şubat

YABANCI TALEBİNDEKİ ARTIŞ KONUT FİYATLARINI YÜKSELTİYOR!

YABANCI TALEBİNDEKİ ARTIŞ KONUT FİYATLARINI YÜKSELTİYOR!
 
Reagroups Gayrimenkul Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, gayrimenkul sektöründe İstanbul ve yakın çevresinde yabancı talebinin hızla artması ve arz talep dengesinin değişmesi ile konut fiyatlarının yükselişe geçtiğini belirtti.
Türkiye yakın coğrafyada bir güvenli bölge olarak gören yabancı yatırımcıların gayrimenkul alımları için uygun ortamı sunmaktadır. Özellikle komşu ülkelerden gelen yatırımcıların tercihlerinde son iki yılda ciddi artışlar yaşanmıştır. Önümüzdeki dönemde yıllar itibarı ile Türk gayrimenkul sektörüne yabancı yatırımcının ilgi- sinin artarak devam edeceği rahatlıkla söylenebilir. 
2017 yılında yabancıların gayrimenkul alımı için sağlanan teşviklerin etkisiyle bu amaçla Türkiye’ye gelen fon miktarının 2019 yılında %15 artış göstermesinde etkili olmuştur. Yabancı gayrimenkul alıcılarına ve yurt dışı yerleşik Türk vatandaşlarına yönelik hayata geçirilen KDV muafiyeti başta olmak üzere Türkiye’yeden gayrimenul alan yabancılara vatandaşlık, oturma izni verilmesi gibi uygulamaların hayata geçirilmesi geçtiğimiz yıl sektöre önemli ölçüde destek sağlamıştır. 
2019 yılında, yabancı yatırımcıların gayrimenkul alımlarında en çok tercih ettiği üç ile İstanbul, Antalya, Ankara olmuştur. 2018 yılına göre başta bu üç şehir olmak üzere yabancıların taşınmaz edinimlerinde ciddi artış görülmüştür.
Fiyatlar Yükseliyor!
Konut piyasasında bir konutun fiyatı, konut arz ve talep dengesi tarafından belirlenmektedir. Son yıllarda, konut arzı neredeyse sabit olduğundan konut fiyatlarını belirleyen temel değişken konut talebindeki artış ya da azalışlar olmaktadır. Dolayısıyla kısa dönemde konuta olan talebin artması konut fiyatlarını arttırıcı, talebin azalması ise azaltıcı yönde etki etmektedir. 
Son yıllarda gayrimenkul sektöründe yaşanan yabacı talebindeki artış başta İstanbul Avrupa Yakasında yer alan Avcılar, Beylükdüzü, Esenyurt ve Başakşehir olmak üzere konut fiyatlarında artışlara neden olmuştur. Şehrin merkezi akslarına yakın olan Şişli ve Maslak lokasyonlarda da fiyat artış hızı yüksektir. Fiyat artışındaki bir diğer etken ise mevcut ekonomik konjonktür nedeniyle yeni projelerin başlamaması ve özellikle Avrupa yakasında yer alan konut projelerinde stokların azalmasıdır. 
Anadolu Yakası daha cazip!
Anadolu yakasında tamamlanmış proje ve oturumu hazır birinci el konut stokunda arz/talep dengesinin henüz bozulmadığını belirten Keleş;  bu bölgede yabancı talebinin yeni başlaması nedeniyle gayrimenkul projelerinde henüz fiyat artışları yaşanmadığını ve projelerin cazip fiyat şartlarını koruduğunu belirtti. 
İnşaat Sektörü Tekrar Canlanacak!
Türk inşaat ve gayrimenkul sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olmaya devam edecektir. Demografik ve ekonomik gelişmeler göz önüne alınıp dünya ile kıyaslandığında sektörün daha çok potansiyel içerdiği görülecektir. Ancak fiyatlar konusunda zaman zaman yaşanabilecek dalgalanmalar ‘iniş’ veya ‘çıkış’ olarak adlandırılmamadır. Hangi tip varlık olursa olsun ne daima fiyatı artacak ne de daima düşecektir. Dolayısı ile gerek ülkemiz ile ilgili gerekse sektörle ilgili istikrar ve dinamik yapı devam ettikçe orta vadede değişim büyüme yolunda olacaktır. 
 

DETAY

24 Ocak

İranlıların Türkiye ilgisi artıyor!

İranlıların Türkiye ilgisi artıyor!

 
Beyttürk iştiraki Reagroups Gayrimenkul Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, Son yıllarda İranlıların konuta olan ilgisinin artarak devam ettiğini belirtti.
Geçtiğimiz yıl 45 bin 483 adede ulaşan yabancıya konut satışı içerisinde payı her geçen yıl artan İranlılar, özellikle İstanbul Anadolu Yakasını tercih ediyorlar. Türkiye'de konut sahibi yabancıların uyrukları dikkate alındığında Iraklılardan sonra ikinci sırada yer alan İranlılar, toplam konut edinimindeki payı geçtiğimiz yıl %13 e kadar yükseldi.

8 Konuttan 1’ini İranlılar Aldı!

TÜİK in 2015 yılından itibaren konut alan yabancıların uyruklarını açıklamaya başladığı veriler ışığında 2019 yılına bakıldığında Türkiye’de en fazla konut satın alan yabancılar içerisinde İran vatandaşlarının ikinci sırada yer aldığını belirten Keleş, geçen yılda yabancılara satılan 45 bin 483 konutun , 5 bin 423 adedini İran vatandaşlarını edindiğini ve satılan her 8 konuttan 1’ini İranlıların aldığını söyledi. İranlılar kültürel yakınlık, halklar arasındaki tarihi bağlar, Türkiye'nin sağladığı özgürlük ortamı ve turizme uygun coğrafyasının yanı sıra inşaat kalitesi nedeniyle Türkiye'de ev satın alıyorlar.
Uzun süredir ambargo altında yaşayan ve süregelen gerilimli bir dönemden geçen İran’daki kısıtlamalardan kurtuluş yolu olarak yönelen İranlıların, Türkiye’de gayrimenkul alımı ve vatandaşlık imkanı ile, hem dünyanın farklı ülkelerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ile giriş imkanı bulduklarını hem de aynı kültür coğrafyasında yaşama imkanına sahip olduklarını açıklayan Keleş, İran’ın ülkemiz ile sınır olması ve kendi ülkelerindeki kültürel yapıya daha yakın gördükleri Türkiye’deki bu avantajdan yararlanmak için daha fazla istifade ettiklerini belirtti.

Anadolu Yakasını Tercih Ediyorlar!

Bu süreçte, ticaret ilgilenen İranlıların gayrimenkulde tercihlerini İstanbul’dan yana kullandıklarını belirten Reagroups Yönetim Kurulu Üyesi Soner Keleş, yaşamak amacıyla konut arayışı içerisinde olan İranlıların daha uygun fiyatlarda geniş sosyal alanlara sahip nitelikli projelerin yer aldığı Anadolu Yakası projelerini tercih ettiklerini söyledi. Anadolu Yakasında bulunan konut ve alışveriş merkezi projelerinin doğrudan bu hedef kitleye uygun olarak tasarladığını, aynı zamanda daha az nüfusu, geniş yeşil alanları ve tarihi dokusu ile bu bölgenin İranlıların ilgisini çektiğine tanık oluyoruz. 
Reagroups olarak Anadolu Yakasında pazarlamasını yönettiğimiz konsept  projelere İranlıların gösterdiği ilginin her geçen gün aratarak devam ettiğini belirten Keleş, İranlıların konut edinimindeki en temel nedenlerin başında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazanmak olduğunu vurguladı. İranlıların şu an Türkiye’den en çok konut satın alan yabancılar sıralamasında 2'nci sırada yer aldığını hatırlatan Keleş, önümüzdeki yıllarda konut ediniminde İranlıların birinci sıraya yerleşeceklerini ifade etti.  
 

DETAY

21 Ocak

Yabancıya Konut Satışında Yeni Rekorlar Yolda!

Yabancıya Konut Satışında Yeni Rekorlar Yolda!

 
Beyttürk iştiraki olan Reagroups Gayrimenkul Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Soner KeleşYabancıya konut satışının 2020 yılında da artarak devam edeceğini söyledi.
 
 
Türkiye’de konut piyasasının cazibesini koruması yabancılara konut satışlarında farkını gösteriyor. Konut satışlarında yabancı yatırımcı oranındaki artış sürüyor. Yabancıların 2019 yılında satın aldığı 45 bin 483 adet konut yabancıya satışta tarihin en yüksek yılı olarak kayıtlara geçtiğini belirten Keleş, Geçen yıl gerçekleşen konut satışı göz önüne alındığında yüzde 15’lik artış yabancıların ilgisinin artarak devam ettiğini işaret ediyor. Bu hareketliliğin 2020 yılında da süreceğinin sinyalini verdiğini belirtti.
Ülkemizde gayrimenkul sektöründe yabancıya konut satışının gerçekleşen toplam satış içerisindeki payının halen %3,5 seviyelerinde olduğunu belirten Keleş, yabancıya konut satışında dünyanın en büyük pazarlarından biri olan İspanya’da, yıllık 100 bin konutun yabancıya satıldığını, Türkiye’de ise bu sene yabancıya konut satış adedinin 60 bine yaklaşmasını beklendiğini ifade etti. Keleş, Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de henüz kat edilmesi gereken daha çok yol var. Hükümetin yabancının konut edinimindeki teşviklerinin genişletmesi ve yabancıya ev satan şirketlere ihracatçılar gibi fuar, tanıtım ve pazarlama desteği verilmesi ile birlikte sektörün daha da hızlı büyüyeceğini vurguladı. 
 
Sadece gayrimenkul sektörü değil, Türkiye ekonomisi kazanıyor
 
Türkiye’de ihracat dışında döviz getirisinde potansiyeli en yüksek ürünlerinden birisinde gayrimenkul olduğunu belirten Keleş, Türkiye’den konut alan yabancıların diğer sektörlere de sağlayacağı faydalar ile bu sektör geniş bir alan hitap etmektedir. Gayrimenkul satın alan yabancının çocuğunu Türkiye’de okutacak olmasının yanı sıra tedavisini Türkiye’de olacak, ticaretini Türkiye ile yapacak, turistik amaçlı Türkiye’ye gelmeye devam edeceğini belirtti. 
Özellikle İstanbul’da markalı konut projeleri, yabancı yatırımcıların beklentilerine uygun olarak yüksek katma değer ve prestij arayışlarını karşılayarak büyük talep görüyor. Yatırımcıların ülkemize yatırım yapmalarını kolaylaştıran yeni düzenlemelerin etkisiyle sadece gayrimenkul sektörü değil, Türkiye ekonomisi kazanıyor. 
 
Yabancıya konut satış trendi sürecek;
 
Türkiye'de gayrimenkul sektörüne yatırım yapan yabancıların sayısının hızla arttığını, bu rakamı daha yukarılara taşıyabilmenin mümkün olduğunu kaydeden Keleş, sektörde yabancıya satılan konut rakamlarının global ölçekte hak ettiği noktaya ulaşabilmesi için önümüzde daha uzun bir yol olduğunu söyledi. Keleş, Türkiye'nin cari açığının kapanması açısından döviz girdisinin önemine işaret ederek, yabancıya konut satışının cari açığın azaltılmasına ciddi katkı sağlayabileceğini vurguladı.
 
Keleş, Reagroups olarak şu anda İstanbul’da pazarlamasını gerçekleştirdikleri 7 farklı gayrimenkul projesi bulunduğunu, Anadolu Yakası'nı Orta Doğu ve Çin pazarı ile buluşturarak her ay onlarca konutun yabancı yatırımcıya satılmasına aracılık ettiklerini belirtti.
 

DETAY

1 Aralık

Anadolu Yakası Projelerine Yabancı Yatırımcı İlgisi Artıyor!

Anadolu Yakası Projelerine Yabancı Yatırımcı İlgisi Artıyor!

 
 
Gayrimenkul sektöründe uzun süredir devam eden belirsizliğe rağmen, geçtiğimiz yıl yabancıya konut satışında vatandaşlık imkanının 250 bin dolara çekilmesi ve artan yabancı teşvikleri ile birlikte 2018 ve 2019 yıllarında yabancıya konut satışında patlama yaşandı.
Özellikle İstanbul Avrupa Yakasına olan yoğun talebin Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar lokasyonlarında sıkıştığını belirten Keleş, inşaat sektörünün daralması ile birlikte bu bölgelerde yeni inşaat projelerinin başlamaması ve mevcut stokların hızla erimesi nedeniyle yabancı talebine Avrupa Yakasında tamamlanmış proje seçeneği sunulamaz hale gelindiğini belirtti. 
Avrupa Yakasında, hemen teslim projelerde kalan konut stokların azalması ile birlikte yabancı yatırımcıya inşaatı devam eden projelerin sunulduğunu belirten Keleş, yabancı yatırımcının da yerli müşteriler gibi inşaat aşamasında olan projelere ilgisinin daha az olduğunu belirtti. 
Keleş, yabancı yatırımcının, önce Türkiye ekonomisine sonra sektöre güven duyarak konut satın aldığını kaydederek, yatırımcıların konut satın alma hareketini, onlara sunulan vatandaşlık hakkının desteklediğini, yabancı yatırımcının ağırlıklı olarak tamamlanmış, tapusu verilen ve teslimi hemen yapılan konutları tercih ettiğini anlattı. Bu noktada, İstanbul Anadolu Yakasında yer alan hemen teslim projelere karşı ilgi giderek artmaktadır. 
Sabiha Gökçen Havalimanının genişletilmesi ile birlikte Ortadoğu’dan gelen seferlerin bu havalimanında artması, Anadolu Yakasında ulaşım imkanlarının Metro ve Marmaray ile  Avrupa yakasına geçişin çok kolay sağlanması, Avrasya Tüneli ile İstanbul’un tarihi ve turistik bölgelerine kolay ulaşım imkanı, daha az trafik ve daha geniş yeşil alanların yabancının ilgisini Anadolu Yakasına doğru çektiğini vurgulayan Keleş, özellikle İran vatandaşlarının bu bölgeyi daha çok tercih ettiklerini, konut yatırımlarını Kadıköy, Ataşehir, Maltepe ve Kartal ilçelerinden yaptıklarını belirtti. 
Geçtiğimiz yıllarda Avrupa Yakasına olan yoğun yabancı ilgisi, bu bölgede yer alan projelerde konut fiyatlarının hızla yükselmesine neden oldu. Bu durum daha uygun fiyatlı konsept proje arayışında olan yabancı ilgisini Anadolu Yakası projelerine doğru yöneltti.
Anadolu Yakası konut projelerinde uygun fiyatlı ve uzun vadeli ödeme seçenekleri sunan konut stoklarının halen bulunduğunu belirten Keleş, reagroups olarak yabancıya konut satışı yapan aracı kurumlara ve yabancı yatırımcılara bu bölgenin değerini ve Avrupa Yakasına göre öne çıkan avantajlarını anlattıklarını belirtti.   
 
 

DETAY

26 Kasım

Konut Satışlarında Artış Trendi Başladı!

Konut Satışlarında Artış Trendi Başladı!

 
Satış Çözümleri kurucusu Soner Keleş “son üç aydır düşen konut kredisi faiz oranları ile birlikte konut satışlarında artış trendinin yeniden başladığını” değerlendirdi:
 
 
Ağustos ayında kamu bankaları öncülüğünde başlayan ve yüzde 1 in altına gerileyen konut kredisi faiz indirimleri Ekim ayında ipotekli konut satışlarının ciddi oranda artmasını sağladı. Kasım başından itibaren bir çok özel bankanın da konut kredisi faizlerini yüzde 1 in altına çekmesi ile birlikte bu yılın son çeyreğinde özellikle devam eden projelerden konut satışlarında artış bekleniyor.

Projeden Satışlar Artıyor!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2019 yılının Ekim Ayı konut satış istatistikleri yayınlandı. Türkiye genelinde konut satışları 2019 Ağustos-Ekim arası dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 400 bin 251 oldu. Rapora göre, son üç ayda konut satışlarında yaşanan artış ipotekli satışlardan kaynaklanırken, konut kredisi faiz oranlarının aylık yüzde 1'in altına çekilmesi ve konut fiyat endeksinde artış trendinin etkisiyle konut satışlarında olumlu etki konuşulmaya başlandı. İpotekli satışlarda, geçen yılın aynı dönemine göre adet bazında yaklaşık yüzde 92,8'lik artış, ipotekli satışların dışında diğer satışlarda yüzde 15,6 aşağı yönlü hareket izlendi. Ağustos 2019'da faiz indirimlerinin etkisiyle ipotekli satışlara ilgi yükseldi ve geçen yılın aynı ayına göre 5 kat artış yaşandı. Bu durum aynı zamanda 1.el projeden konut satışlarını da arttırdı. 
Kamu bankalarının konut kredisi faiz oranlarını indirmesinin getirdiği ivmeyle satışların hız kesmeden artmaya devam ederken bir süredir ertelenen konut talebi konut kredisi faiz indirimi sonrası canlandı ve tüketiciler yeniden konuta alımına yöneldi. Hem ülke ekonomisine hem de gayrimenkul sektörü için moral verici bu gelişme neticesinde, yılın ilk yarısında yaşanan düşüş toparlanma ivmesi kazandı.

Konut Fiyatları Yükselebilir?

Konut kredisi faiz oranlarındaki düşüş de göz önünde bulundurulunca 2.eldeki mevcut konutların değerinde artma gözlemlendi. Projelerde ise henüz maliyet artışlarının ev fiyatlarına yansıtılmadığı bu süreçte ev sahibi olmak isteyen tüketiciler için uygun fiyat ve oranlardan yararlanarak yeni projelerden ciddi bir kazanç elde edilebilir.
Toplam satış içinde 1. el konut satışının artması inşaat sektörünü tekrar canlandıracak ve dolayısıyla ülke ekonomisini hızlandıracak ve hem büyümeye hem de istihdama katkı verecektir. İnsanlar 1. el konutlarda yaşamaya başladıkça enerji verimliliği ve deprem tehdidine yönelik de çok ciddi bir fayda temin edilmiş olacaktır. 
 

Yabancının Konut Talebi Artarak Devam Ediyor!

Ekim ayında yabancıya konut satışının 4 bin 272 adet olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yabancıya konut satışının yüzde 20 ye yakın artış gerçekleşti. Geçen yıl yabancıya konut satışında vatandaşlık imkanının 250 bin dolara çekilmesiyle 2018'de yabancıya yaklaşık 40 bin konut satıldı. Bu yıl sonuna kadar yabancıya konut satışında 2018 rakamlarını rahatlıkla geçmesi beklenirken 45 bin adetlere çıkacağı tahmin edilmektedir. 
 
 
Soner Keleş
Satış Çözümleri-Kurucu
 

DETAY

21 Eylül

Ev Sahibi Olmak İçin Doğru Zaman!

Ev Sahibi Olmak İçin Doğru Zaman!

 
 
Satış Çözümleri kurucusu Soner Keleş “konut kredisi faizlerinin düşme eğilimine girmesi ile birlikte ev sahibi olmak için doğru zaman olduğunu” değerlendirdi;
 
Gayrimenkul sektöründe uzun süredir devam eden belirsizlik, kamu bankalarının faiz indirimlerini açıklamaları ile birlikte yerini indirim yarışına bıraktı. Kısa vadeli konut kredisi faiz oranları yüzde 1'in altına inerken, talep yetersizliği ile de konut fiyatları dip yaptı.
2018’in ikinci yarısı sonrasında kur etkisi ile hızla yükselerek yüzde 3’ lere kadar ulaşan konut kredisi faiz oranları yeni yılın ilk sekiz ayında da ortalama yüzde 1.5 seviyelerinde seyrettikten sonra Kamu bankalarında konut kredisi faizleri Ağustos ayı itibariyle psikolojik sınır olan yüzde 1’in altına geriledi. En uygun konut kredisi faiz oranı Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank’ın uyguladığı yüzde 0.99’a kadar düştü. Özel bankalarda ise faizler Eylül ayının ilk haftası ile birlikte yüzde 1.20 lere kadar geriledi.

Yüzde 40 varan indirim avantajı!

İnşaat sektöründe artan maliyetlerin henüz konut fiyatlarına yansımamış olması ve konut kredisi faiz oranlarındaki %40 varan düşüş ev sahibi olmak isteyenler için büyük fırsatlar oluşturuyor. 
Faizler düştükçe, krediler ucuzladıkça ev sahibi olmak daha da kolaylaşıyor. Ancak kolaylaştıkça da talep artıyor ve yükselen inşaat maliyetlerinden dolayı düşen konut fiyatlarında tekrar yükselme riski ortaya çıkıyor. Faizler biraz daha da düşsün diye beklerken, bu kez konut fiyatları yukarı yönde gideceği için zararlı çıkma ihtimali olabilir. Dolayısıyla ev almak isteyen bu noktada şu kararı vermeli; fiyatlar henüz yükselmeden büyük indirimlerden yararlanarak vakit kaybetmeden konut sahibi olmak mı ya da kredi faizlerinin biraz daha inmesini bekleyerek düşük taksitler ile ev almak mı? Aslında her iki durumda da satın alma bütçesini, ödeme planını ve toplam maliyeti iyi belirleyerek harekete geçmekte fayda var.

Oturumcu müşteri için büyük fırsat!

Faizlerin aşağıya doğru inme evresine girdiği bu günlerde Hükümetin 31 Aralık tarihine kadar geçerli olan KDV ve tapu harcı indirimi ile birlikte son 2 yıldır artan inşaat maliyetlerinin gayrimenkul fiyatlarına henüz yansımadığı bir döneme denk gelmesi, özellikle oturmak için ev almayı planlayanlara ve evini değiştirmek isteyenler için fırsat olabilir.  Ancak tüketici tarafında bekle-gör dönemi devam ederse bu sefer de faizlerin düşmesi ile birlikte konut fiyatlarının tekrar artışa geçmesi kaçınılmaz olacaktır. 
Bu dönemde kampanya maliyetlerini fiyatlarına yansıtmayan projelerden konut satın almak için harekete geçilebilir. Firmaların uzun vadeli faiz oranlarını indirmek ve kredi kullanımı için bankalara ödeyecekleri katkı paylarını tüketiciye indirim olarak sunması büyük bir avantaj olarak görülebilir. Artan inşaat maliyetlerinin ve döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın henüz konut fiyatlarına zam olarak yansımadığı bu dönemde bitmeye yakın veya tamamlanmış olan projelerden ev sahibi olmak yeni başlayacak olan projelerden ev sahibi olmaktan çok daha uygun olabilir.
 
Soner Keleş
Satış Çözümleri-Kurucu
 

DETAY

28 MayIs

Konut piyasaları nasıl canlanır?

Konut piyasaları nasıl canlanır?
 
 
Ülkemizde yaşanan ekonomik daralmadan en çok etkilenen sektörlerden biri de konut satışı piyasaları oldu. Gerek ev almayı düşünenler gerekse evini satmayı düşünen ev sahipleri sürekli olarak değişen ekonomi karşısında ciddi derecede zorluklar yaşamaya başladılar. Konut kredi faizlerinin yükselişi hem evini satmak isteyenler hem de ev sahibi olmak isteyenler için zorlu bir süreç haline geldi. 
 
Hane halkı harcaması içerisinde en büyük paya sahip olan konut satın alınırken de çoğunlukla kredi kullanılarak sahip olunuyor. Uzun süredir yıllık yüzde 20 seviyelerinde seyreden faiz oranları konut satışlarındaki azalmanın en önemli sebeplerinden birisidir. Yüksek faize karşı düşen konut fiyatları ise sadece 2.el piyasaları hareketli olarak tutmaktadır. Peşin alımlarda sunulan yüksek indirimler oturum amacıyla konut arayışı içinde olanlar için büyük fırsatlar barındırmaktadır. Ancak buna rağmen bu yılın ilk dört aylık döneminde ipotekli satışlar 68.310 adet azalarak yüzde 58.2 düştü. Buna karşılık peşin veya banka dışı finansman kanallarını kullanarak yapılan satışlarda  %1 lik artış gerçekleşti. Konut satışlarında azalmanın temel nedeni banka kredili, ipotekli satışlardan kaynaklandı. Döviz kurunun dalgalandığı, mevduat faizlerin yükseldiği ortamda düşen konut fiyatları ise satın alma teşviki için yeterli olmadı.
 
Diğer taraftan sıfır faizden sıfır peşinata, uzun vadeden toplu indirime, taksit ertelemeden kuru sabitlemeye kadar birçok farklı kampanyayı devreye sokan gayrimenkul firmaları, bir yandan küçük ve cazip fiyatlı dairelere yönelik oluşan talebi diğer konut tiplerine kaydırmaya çalışırken, diğer yandan da hiç peşinatsız, uzun vadeli kampanyalarla, baharla birlikte oluşan talebi kendi projelerine çekmenin hesaplarını yapıyor. Bu da, konut sahibi olmak isteyenler için kaçırılmayacak fırsatlar yaratıyor. 
 
Önümüzdeki dönemde konut kredisi oranları ve mevduat faizlerinin düşme eğilimine girmeye başlaması ile birlikte sektör tekrar hareketlenecektir. Ancak faizler düşmeye başladığı andan itibaren bu seferde talep artacak ve artan inşaat maliyetleri ile birlikte fiyatlar tekrar yükselmeye başlayabilir. Faizler biraz daha düşsün diye beklerken, bu kez konut fiyatları yukarı çıkacağı için zararlı çıkma ihtimali olabilir. Dolayısıyla ev almak isteyen burada karar vermeli; fiyatlar henüz yükselmeden büyük indirimlerden yararlanarak vakit kaybetmeden konut sahibi olmak mı ya da kredi faizlerinin biraz daha inmesini bekleyerek düşük taksitler ile ev almak mı? Aslında her iki durumda da satın alma bütçesini, ödeme planını ve toplam maliyeti iyi belirleyerek harekete geçmekte fayda var.
 
 
 
 
Soner Keleş
Satış Çözümleri-Kurucu

www.satiscozumleri.com
 

DETAY

25 Mart

Yabancıya Satış Artıyor, Konut Pazarlama Yöntemleri Değişiyor!

Yabancıya Satış Artıyor, Konut Pazarlama Yöntemleri Değişiyor!
 
 
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; yabancılara konutsatışı, geçen yıl her ay düzenli olarak artış gösterdi. Gayrimenkul ve bankacılık sektörünün yaptığı kampanyalar başta olmak üzere döviz kurlarındaki artışın da etkisiyle, yabancılara konut satışı tarihi seviyelerini gördü. Geçen yıl yabancılara konut satışı 2017 yıl sonuna göre yüzde 78,4 artarak 39 bin 663'e ulaştı. 2017 yılında 22 bin 234 adet konut satışı gerçekleşmişti. Bu artış 2019 yılında da aynı hızla devam ediyor. Türkiye genelinde yabancılara 2019 yılı Şubat ayında 3 bin 321 konut satıldı. Yabancılara yapılan konut satışları geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 92,1 arttı.
 
Yabancıya konut satış piyasası son dönemde büyük önem kazandı. Markalı konut piyasasının en yoğun olduğu İstanbul’daki konut projeleri yabancıya satış furyasından daha fazla yararlanmak için hızlanmaya ve pazarlama yöntemlerini değiştirmeye başladılar. Mütekabiliyet yasasının 2012 yılında çıkmasına rağmen yabancıya konut satışı konusuna yeteri kadar önem vermeyen firmalar ise geçtiğimiz yıldan itibaren bu konuya yeni yeni ağırlık vermeye başladılar. 
 
Esenyurt, Beylikdüzü Bölgesi yabancılar tarafından neden daha çok tercih ediliyor?
 
Mütekabiliyet yasasının çıktığı yıllarda gayrimenkul piyasalarının hareketli olması ve markalı konut projelerinde yerli müşteri konut satışlarının yoğun olarak devam etmesi nedeniyle yabancıya konut satışları göz ardı edildi. Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar bölgelerinde yer alan inşaat firmaları ise mütekabiliyet yasasının çıktığı yıldan beri “yabancıya konut pazarlaması” yaptıkları için günümüzde daha deneyimli olarak bu pastadan daha fazla pay almaya devam ediyorlar. 
Yabancı müşterinin ağırlıklı olarak İstanbul Avrupa yakasında bu bölgeleri tercih etmesinin temel nedeni 2012 den bugüne kadar bu lokasyonlardaki inşaat firmaları tarafından pazarlama tanıtımları yapılmış olması ve ilgi görmüş olmalarıdır. Bu bölgeleri tercih eden ve yerleşen yabancı konut alıcıları çevreleri nede bu alanları tavsiye ederek kendi gettolarını oluşturmuşlarıdır. 
 
Yabancıya konut satış pazarlamasında yatırım yapmakta geç kalan firmalar ise aradaki farkı kapatmak için büyük çaba sarf etmektedirler. İstanbul’un diğer ilçelerinde yer alan markalı konut projelerinin bu pazara girmeye başlaması ile birlikte “yabancı müşteriler” için alternatif lokasyonlar ortaya çıktı. Bulundukları bölgeleri ve projelerini tanıtan firmalar yabancı müşteri pazarından pay almaya başladılar. 
 
Konut pazarlaması değişiyor!
 
Konut alıcı profilinde yaşanan değişim ile birlikte Esenyurt-Beylikdüzü aksındaki konut projelerinde görev alan satış ekipleri de değişime uğradı. Satış ofisleri Arapça ve İngilizce bilen yabancı personellerin ağırlığını oluşturduğu bir çehreye dönüştü. Yerli müşteriler için uygulanan satış metotlarının yerini de yabancı müşterilerin konut alım tercihlerini etkilenen faktörleri öne çıkaran yeni satış stratejileri aldı. 
 
Yabancı müşterilere ulaşmak için ise bu hedef kitleye konut satışı yapan acenteler kullanılmaya başlanıldı. İç pazar için uygulanan konvansiyonel pazarlama ve reklam çalışmalarının yerini acenteler tarafından yapılan pazarlama faaliyetleri aldı. İnşaat firmalarının yabancı müşteriye konut pazarlaması konusunda yeteri kadar deneyimi olmamasından dolayı acentelerin yaptığı pazarlama çalışmalar ile satış ofislerine müşteri gelmesi beklenmeye başlanıldı.
 
Acenteler; reklam çalışmaları sonucunda ulaştıkları müşterilere öncelikli olarak çağrı merkezleri ile iletişime geçerek potansiyel müşteri oluşturmaya çalışmaktadırlar.  Oluşturulan yabancı potansiyel müşteriler ise saha satış ekipleri tarafından satış ofislerine götürülerek proje tanıtımları yapılmaktadır. Markalı konut projelerinde yapılan pazarlama ve reklam çalışmalarının yerini acentelerin yaptığı dijital reklam çalışmaları aldı. 
 
 
Soner Keleş
Satış Çözümleri-Kurucu
 
www.satiscozumleri.com
 

DETAY

11 Şubat

Konut Kredisinde Faizler Düşmeye Başladı!


Konut Kredisinde Faizler Düşmeye Başladı!
 
2018 yılının ikinci yarısında aylık %3’lere kadar yükselen konut kredisi faiz oranları geçtiğimiz yıl ipotekli konut satışlarının toplam satışlar içindeki payını %20’lere geriletti. Yüksek faiz oranları, alımlar üzerinde baskı yaratırken konut üretimindeki maliyetleri de arttırdı.
 
Tüketicilerin ev sahibi olmalarını zorlaştıran yüksek kredi faizleri geçtiğimiz haftadan itibaren hızlı bir düşüşe başladı. Kamu bankaları ile birlikte özel bankalarında oranlarını aşağıya doğru çektiği son günlerde bazı bankalarda konut kredisi oranının aylık %1,68 seviyelerine geldiği görüldü. Uzun bir aradan sonra konut kredisi faizlerindeki düşüşün daha da devam edeceği bekleniyor. 
 
Faizler düştükçe, krediler ucuzladıkça ev almak daha da kolaylaşıyor. Ancak kolaylaştıkça da talep artıyor ve yükselen inşaat maliyetlerine rağmen düşen konut fiyatları tekrar yükselmeye başlayabilir. Faizler biraz daha düşsün diye beklerken, bu kez konut fiyatları yukarı gittiği için zararlı çıkma ihtimali olabilir. Dolayısıyla ev almak isteyen burada karar vermeli; fiyatlar henüz yükselmeden büyük indirimlerden yararlanarak vakit kaybetmeden konut sahibi olmak mı ya da kredi faizlerinin biraz daha inmesini bekleyerek düşük taksitler ile ev almak mı? Aslında her iki durumda da satın alma bütçesini, ödeme planını ve toplam maliyeti iyi belirleyerek harekete geçmekte fayda var.
 
Oturumcu müşteri için fırsatlar devam ediyor!
 
Faizlerin aşağıya doğru inme evresine girdiği bu günlerde Hükümetin 31 Mart tarihine kadar geçerli olan KDV ve tapu harcı indirimi ile birlikte son 2 yıldır artan inşaat maliyetlerinin gayrimenkul fiyatlarına henüz yansımadığı bir döneme denk gelmesi, özellikle oturmak için ev almayı planlayanlara fırsat olabilir.  Ancak bekle-gör dönemi devam ederse bu sefer de faizlerin düşmesi ile birlikte konut fiyatlarının tekrar artışa geçmesi kaçınılmaz olacaktır. 
 
 

DETAY

22 Ocak

Konut Kredisi Kullanarak Ev Alınır mı?


Konut Kredisi Kullanarak Ev Alınır mı?
 
Konut sahibi olmak isteyenlerin en çok dikkat ettikleri konulardan bir tanesi de konut kredisi faiz oranlarıdır. Bireylerin ev sahibi olmak için en çok tercih ettikleri yöntemler arasında, banka kredisi kullanmak bulunuyor. Ancak 2018 yılına baktığımızda ipotekli konut satışlarının bir önceki yıla göre %40 azaldığı görülüyor. Bu durumun en temel nedeni uzun bir aradan sonra konut kredisi faiz oranlarının son yılların en yüksek seviyelerine çıktığı olarak söylenebilir. 
 
Yüksek faiz oranlarıyla birlikte uzun vadeler dikkate alındığında yüksek maliyetler ile kredili ev satın almak cazip gibi görünmemektedir. Bu durum bir çok ev sahibi olmak isteyen kişi için zorlayıcı bir unsurdur. Özellikle, ülkemizde konut sahibi olmak için çoğu kişinin kredi kullanması sebebi ile bu durum, inşaat sektöründeki hareketliliği de azaltabiliyor. Buna karşılık inşaat firmalarda yükselen faiz oranlarına istinaden alternatif ödeme planları veya cazip indirim oranlarıyla tüketicinin karşısına çıkmaktadır. 
 
Gayrimenkul sektöründe konut kredisi faiz oranları düşerken konut fiyatları yükselir, günümüzdeki gibi kredi faiz oranları yüksek iken konut fiyatları düşer. Dikkat edilmesi gereken her iki durumda banka kredisi kullanarak ev sahibi olmanın toplam maliyetinin birbirine yakın olduğudur. 
 
Örneğin; bugün 400 Bin TL değerindeki bir evi %20 indirim ile daha düşük fiyattan yüksek faiz oranı ile satın almak, geçmişte aynı evi indirimsiz gerçek değer fiyatından 0,98 gibi  daha düşük kredi oranıyla satın almanın toplam maliyetinden daha avantajlı olabilir. 
 

 
 
Önümüzdeki dönemde yükselen inşaat maliyetleri ile ev sahip olmak için daha yüksek bir bedel ödemek zorunda olmak kaçınılmaz olacaktır. Geriye dönüp baktığımızda bu yıl yapılan tüm kampanyaların ve teşviklerin konut alıcıları için tarihi fırsatlar içerdiğini görüyoruz. Son dönemlerde yapılan satış kampanyalarında bugüne kadar sunulmamış olan avantajlı ödeme planları ve peşin alım indirimleri konut sahibi olabilmek için çok büyük fırsatlar oluşturuyor.  
 
Sonuç olarak gayrimenkul sektöründe satıcının alıcıdan fazla olduğu “ alıcı piyasasının” güçlü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu noktada doğru lokasyonda gerçekten fırsat fiyat ve ödeme planları yükselen faiz oranlarına rağmen konut yatırımı yapanlar her zaman için kazançlı çıkacaklardır.
 

DETAY

25 Aralık

Vadeli Mevduat mı ? Gayrimenkul mü ?

Vadeli Mevduat mı ? Gayrimenkul mü ?
Gayrimenkul projelerinde Pazarlama ve Satış Yönetimi hizmeti sunan Türkiye’nin ön de gelen markalı konut projelerinde rol alan SATIŞ ÇÖZÜMLERİ kurucusu Soner Keleş “Yüksek mevduat faizlerine rağmen günümüzde gayrimenkul almanın neden daha cazip olabileceğini” değerlendirdi; 
 
Bu sorunun cevabı elbette ki beklentilerinizin ne olduğu ile ilgilidir. Amacınız birikimlerinizden yatırım yapmak mı yoksa uzun yıllardır hayalini kurduğunuz içinde oturabileceğiniz bir konut sahibi olmak mı? Her ikisinde de içerisinde bulunduğumuz fırsatlar döneminde gayrimenkul sahibi olmak daha karlı olabilir. 
Günümüzde birikiminizi değerlendirebileceğiniz birbirinden farklı yatırım seçenekleri vardır. Bunlar arasında konut, dükkan, ofis, arsa gibi gayrimenkul yatırımları olabileceği gibi döviz, vadeli hesap, altın gibi menkul değerler üzerine de olabilir. Bu yılın ikinci yarısından sonra vadeli mevduat faizlerinin yıllık %20-25’lere geldiği bir ortamda konut getirisi uzun bir aradan sonra ilk kez faiz gelirinin altında kaldı.
Genel bir kanı olarak birikiminizi gayrimenkul almak yerine vadeli mevduat hesabında tutmak daha avantajlı gibi görünmektedir. Yatırım yapan birey; ekonomik durumu, giderleri, yaşam şekli gibi faktörleri göz önünde bulundurarak uygun yatırıma yönelmelidir. “Konut kirası mı faiz mi daha avantajlı?” kararsızlığı yaşayan birikim sahibi, her iki yatırım tercihinin de avantajları kadar riskleri de olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Ancak son yıllarda gayrimenkul piyasalarında oluşan arz fazlası nedeniyle konut fiyatlarında kaçırılmayacak cazip fırsatların ortaya çıktığı  göz ardı edilmemelidir. 
 
Örneğin 500 bin TL lik birikiminiz ile yıllık ortalama net 90 bin TL mevduat geliri elde ederken bu birikiminiz ile sahip olabileceğiniz bir konuttan yıllık 30 bin TL kira getirisi elde edebilirsiniz. Bu açıdan bakıldığında arada uçurum olduğu düşünülebilir ancak elinizdeki birikim ile 500 bin TL değerinde bir konutu firmaların sunduğu fiyat avantajlarıyla 400 bin TL ye satın alabilirseniz durum değişebilir. Mevduattan elde edeceğiniz getiriyi satın alacağınız konut fiyatında indirim olarak alabiliyorsanız gayrimenkul yatırımı yapmak daha mantıklı olabilir. 
 
Ev almak yerine parayı mevduata yatırıp, mevduattan elde edilen gelir ile kirada oturmak mı? 
 
Oturum amacıyla ev arayışı içerisinde olanlar için ise mevduat faizlerin yüksek olması ve aylık mevduat geliri ile rahatça kirada oturulabileceği düşünülebilir. Kısa vadede mantıklı gibi görünse de kendi evinizde oturabilmeniz için günümüzde sunulan uygun fiyat ve ödeme koşulları ile ev sahibi olmak daha cazip olabilir. Öte yandan birikiminiz ve mevduat getirisi hem kira karşısında hem de enflasyonist ortamda değer kaybederken diğer taraftan konut stoklarının azalması ve yeni başlayacak olan projelerde inşaat maliyetlerinin artması ile birlikte gayrimenkul fiyatlarının sürekli artışı ise gelecekte gayrimenkul edinimini zorlaştırabilir. Bu nedenle henüz fiyatlar artmadan imkanlarınız çerçevesinde oturabileceğiniz evi satın almak için detaylı bir araştırma sonucunda 2.el piyasalardan veya markalı konut projelerinin sunduğu cazip avantajlar ile konut sahibi olabilirsiniz. 
 

DETAY

14 Aralık

Gayrimenkul sektörü uzun vadede hiçbir zaman cazibesini yitirmez!

 
Gayrimenkul sektörü uzun vadede hiçbir zaman cazibesini yitirmez!
 
 
Gayrimenkul projeleri Pazarlama ve Satış Yönetimi hizmeti sunan ve Türkiye’nin ön de gelen markalı konut projelerinin satış hedeflerine ulaşmasında rol alan SATIŞ ÇÖZÜMLERİ kurucusu Soner Keleş “gayrimenkul sektöründeki gelişmeleri” değerlendirdi;
 
Ekonomideki gelişmeler gayrimenkul sektörünü nasıl etkiliyor?
 
Dövizdeki artışının inşaat maliyetlere direkt olarak yansıması müteahhitlerin zorlanmasına ve konut fiyatlarının doğrudan artmasına neden oluyor. İnşaat firmaları şu anda bu maliyet artışını belirli bir dönem konut fiyatlarına yansıtmayacaklarını belirtiyorlar ancak önümüzdeki dönemde yeni başlayacak olan projelerde bu mümkün gibi görünmüyor. 
 
Döviz ve faizlerin yüksek seyretmesi yerli yatırımcıların gayrimenkul alım-satım işlemlerini negatif yönde ve talebi olumsuz etkiliyor. Ancak gayrimenkul sektörü uzun vadede hiçbir zaman cazibesini yitirmez. Konut talebi  her zaman güçlüdür. Sadece dönemsel olarak konut alımı erteleniyor ve talep birikiyor. Bu erteleme döneminin bitiminden itibaren ise hızlı bir ivme ile satışlar tekrar artıyor. 
 
Diğer taraftan dövizdeki dalgalanma sonucunda yabancıların mülk edinme değerlerinin düşmesi ve Türkiye’den konut alımı için yapılan teşvikler yabancı yatırımcılar için büyük fırsatlar oluşturuyor. Bu gelişmelerin sonucunda 2018 yılında yabancıya konut satışında rekorlar kırıldı.
 
 
 
Konut kredi faizlerinin aşağıya çekilmesinin öneminden bahseder misiniz?  
 
Gayrimenkul sektöründe durgunluğun ana sebeplerinden birisi konut kredisi faiz oranlarının yükselmesidir. Konut ihtiyacının halen çok fazla olmasına rağmen faizlerin aylık bazda %2 seviyelerindeki yüksek oran ve belirsizlik alım kararlarının ertelenmesine neden oluyor.Yüksek faiz oranları, alımlar üzerinde baskı yatırken konut üretimindeki maliyetleri de artırmaktadır. Diğer taraftan finansmanı güçlü olan firmaların banka kredisine alternatif olarak vade farksız taksitlendirme planları ve senetli ödeme alternatifleri üzerine kampanyalar oluşturmalarına neden olmaktadır. 
 
Faizlerin psikolojik sınır olan yüzde 1’in altına inmesi ev alma talebini erteleyen vatandaşların ve yatırımcıların harekete geçmesini sağlıyor ve biriken talep tekrar konut satışına dönüyor. Bu yılın ortasında kamu ve özel sektörün konut pazarı için düzenlediği 0,98 faiz kampanyası ile sektörün tekrar canlandığını ve konut alıcısının olumlu yönde harekete geçtiğini gördük. 
 
Gayrimenkul sektörüne nasıl katkı sağlanabilir?
 
İnşaat sektöründe sürdürülebilir, sağlıklı ve üretime dayalı büyümenin yakalanabilmesi için kısa vadeli teşvik tedbirlerinin yanı sıra kalıcı ve uzun vadeli yapısal reformların gündeme alınması gerekiyor. 
 
Kentsel dönüşümün önündeki engellerin kaldırılması, imalatta dövize bağlı olmayan yerli üretimin teşvik edilmesi, konut alıcısını ilgilendiren kredi faiz oranlarının %1 seviyelerine düşürülmesi, KDV teşviklerinin kalıcı olması, yabancı talebini arttırmak için yeni düzenlemeler getirilmesi, teşviklerin arttırılması, bürokrasinin azaltılması ve Türkiye konut piyasalarının tanıtımında etkin pazarlama ve satış stratejilerinin oluşturulması gerekiyor.
 
 
Gayrimenkul sektörünün ülke ekonomisine katkısı önemi?
 
Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren diğer sektörlerin katkısı da dikkate alındığında inşaat sektörünün GSMH içindeki payının yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olduğu görülmektedir.İnşaat sektörü, kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olup, bu yaygın etki, sektörün “ekonominin lokomotifi” olma vasfının en temel göstergesidir. Ayrıca, yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesinden ve büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanmasında dolayı istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkiliyor.
 
inşaat sektörü GSMH içindeki payı çok yüksek olduğu için ekonomik büyümeyi de olumlu yönde etkilemektedir. Geçtiğimiz yıllarda büyümeye etkisini daha net olarak gördüğümüz sektörün işsizlik oranların ada büyük bir faydası dokunuyor. 
 
Soner Keleş
 

DETAY

10 MayIs

Gözümüzden Kaçan Kampanya ve Düzenlemeler

Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan gayrimenkul sektörü için 2016 yılının ikinci yarısından itibaren günümüze kadar pek çok ciddi adım atıldı. Yapılan yeni düzenlemeler ile birlikte hem sektör oyuncuları hem de yerli ve yabancı konut alıcıları için büyük avantajlar oluşturuldu. 

Sektöre ve ekonomik büyümeye katkı sağlamak ve konut satışlarını teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen bu düzenlemeler çok kısa süreler içerisinde hızlıca uygulamaya alındı. Ancak son dönemde gayrimenkul sektörünü hareketlendirmek için yapılan düzenlemelerin art arda gelmesi, kısa sürelerde hayata geçmesi ve yeteri kadar tanıtılamaması nedeniyle birçoğumuzun gözünden kaçtı. 

Gayrimenkul sertifikası, KDV indirimi, yabancıya KDV istisnası ve tapu harcı indirimi bunlardan sadece birkaçı. Satış kampanyalarından vergi indirimlerine kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu teşvikler ile hem sektörün tekrar hareketlenebilmesi hem de konut alıcılarının ev satın alma hayallerini gerçekleştirebilmeleri için kaçırılmayacak fırsatlar oluştu. Sırasıyla aşağıda yer alan yeni düzenlemeler ve bütünleşik satış kampanyalar ile gayrimenkul sektörü eski günlerine dönmeye başladı.. 

Devlet Destekli Konut Kredisi 
İlk kez ev alacaklara devlet katkısı getirildi. Konut sahibi olmayanlar ya da ilk kez konut satın alacaklar, konut hesabı açtırabilecek. Bu kişilere 3 yıl sistemde kalmaları koşuluyla 15.000 TL’yi geçmemek üzere devlet katkısı sağlanacak. Konut satın almak için tasarruf yapmak isteyenleri teşvik etmek amacıyla devlet katkısı uygulaması geçen yıl 26 Ağustos’ta başladı. Bankada konut hesabı açarak 75 bin lira biriktirenlere devlet de 15 bin lira katkı sağlayacak. 

Gayrimenkul’de Güç Birliği Kampanyası-I 
Emlak Konut GYO projeleri ve GYODER üyesi 39 firma, projelerini 10 yıl vadeli ve aylık %0.70’lik bir kredi faizi ile tüketiciye sundu. Ayrıca kampanya kapsamında satılacak konutlar için peşinat %25 yerine %20 olarak uygulandı. Geçen yıl 1-31 Ağustos tarihleri arasında uygulanan bu kampanya sonucunda yüksek satış cirolarına ulaşıldı. 

150 m2 üstü olan konutlarda %10 KDV indirimi 
Net alanı 150 metrekareden büyük olan konutların satışında KDV, 31 Mart 2017’ye kadar yüzde 8 olarak uygulamaya alındı. Daha önceden %18 olan KDV oranında %10 indirim yapıldı. 150 metrekarenin altındaki konutların satışında yüzde 1 ve yüzde 8 olarak uygulanan KDV oranlarında ise herhangi bir değişiklik yapılmadı. 

Gayrimenkul Yatırım Fonlarının Önü Açıldı 
Kasım 2016 tarihli yeni tebliğe göre ‘Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, İller Bankası A.Ş., belediyeler ile bunların bağlı ortaklıkları, iştirakleri ve/veya yönetim kuruluna aday gösterme imtiyazının bulunduğu şirketler tarafından gerçekleştirilen inşaat ruhsatı alınmış projeler kapsamındaki bağımsız bölümler, inşaatın tamamlanma oranına bakılmaksızın, fon portföyüne dahil edilebilir’ hükmü getirildi. Yapılan değişiklik ile GYF’lerin yapı kullanma izin belgesi alınmış gayrimenkuller dışında yukarıda bahsedilen ve kamu tarafından gerçekleştirilen projelerdeki ruhsatı alınmış bağımsız bölümlere ve inşaat projelerine de yatırım yapabilmesinin önü açılmış oldu. Sermaye piyasalarına olan ilgiyi artırmak ve gayrimenkule dayalı finansal ürün yelpazesini geliştirmek üzere SPK tarafından önü açılan GYF’ler sayesinde nitelikli yatırımcılar sermaye piyasaları üzerinden ve borsa dışında gayrimenkule yatırını yapabilecek. GYF’lerde yatırımın en az yüzde 80’nin gayrimenkule dayalı olması gerekecek. 

Ev Alan Yabancıya Türk Vatandaşlığı 
Türkiye’de 2 milyon dolarlık yatırım yapan, en az 1 milyon dolarlık gayrimenkul satın alan veya 3 milyon dolarlık mevduat hesabı açan yabancılar Türk vatandaşı olabilecek. Ocak ayında yürürlüğe giren kanun ile yabancıların Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmaları için yeni teşvikler oluşturuldu. 

Konut satışlarında KDV hesaplamasına esas olan arsa rayiç bedellerinde yeni düzenlemeye geçildi 
01.01.2017 tarihinden sonra yapı ruhsatı alınan konutlarda belediyedeki metrekare değeri 500 TL-1000 TL arasında olan arsalarda KDV oranı %1, 1000 TL-2000 TL arasında olan yerlerde KDV oranı % 8, 2000 TL ve üstü olan yerlerde % 18 olarak düzenlendi. Önceki uygulamaya göre 01.01.2013 tarihinden sonra yapı ruhsatı alınan konutlarda KDV oranı, belediyedeki değeri 0-500 TL arasında olan yerlerde % 1, 500 TL-1000 TL arasında olan yerlerde % 8, 1000 TL ve üstü olan yerlerde % 18 idi. 

Tüketiciler 24 ay içerinde gerekçesiz olarak sözleşmeden dönebilecek 
Maketten konut satışına yeni bir düzenleme getirildi. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun’da 23 Ocak tarihinde yapılan değişiklik ile tüketici sözleşme tarihinden itibaren 24 aya kadar gerekçe göstermeden sözleşmeden cayabilecek. Sözleşmeden dönülmesi durumunda konut satıcısı konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk 3 ay için sözleşme bedelinin yüzde 2’sine, 3 ile 6 ay arası için yüzde 4’üne, 6 ile 12 ay arası için yüzde 6’sına ve 12 ile 24 ay arası için ise yüzde 8’ine kadar tazminat isteyebilecek. Tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç 180 içinde tüketiciye geri verilecek. 

Yabancıların konut ve işyeri alımlarında KDV doğmayacak 
İnşaat şirketlerinin yabancı bir gerçek kişiye veya bir şirkete, bir işyeri veya konut sattığında, bunun yüzde 18’lik KDV’si istisna edilecek. Dövizin yurtdışından getirilmesi kaydıyla, Türkiye’de yerleşik olmayan yabancılara yapılan sıfır nitelikteki konut ve işyeri satışlarında yabancılardan KDV alınmayacak. 

Taşınmaz noter satış vaadi sözleşmelerinde damga vergisine istisna getirildi 
Konut projelerinde noterde düzenlenmesi zorunlu olan satış vaadi sözleşmelerinde Damga Vergisi istisnası getirilmiş olup sadece noter işlem bedeli ödenmesi yeterli olacaktır. 3 Şubat 2017 tarihinden itibaren bu düzenleme ile tüketiciler, konut satış bedelinin %1,5 ile %2 arasında bir rakama tekabül eden damga vergisinden muaf oldu. 

Yurtdışında yaşayan Türk Vatandaşlarına KDV İstisnası 
Çalışma veya oturma izni alarak 6 aydan daha fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları da yabancılar gibi, Türkiye'de aldıkları ilk konut ve iş yeri için KDV ödemeyecek. KDV istisnasından yararlanarak Türkiye'de konut veya iş yeri satın alanlara, bu gayrimenkullerini bir yıl satmama şartı getirildi. Bu konut ve iş yerlerinin bir yıl içerisinde satılması halinde, zamanında alınmayan vergi tahsil edilecek. 

Gayrimenkulde Güç Birliği Kampanyası-II 
Emlak Konut GYO ve GYODER projeleri 1 Şubat 31 Mart tarihleri arasında geçerli olmak üzere konutta ikinci ‘Güç Birliği’ kampanyasını başlattı. Markalı konut projelerinden ev alma konusunda sınırlı imkânları olan ve daha uzun vadeleri tercih eden tüketiciler için 20 yıl vade ile birlikte %0,75 lere inen düşük faizli konut kredisi imkânı sunuldu. 

Tapu Harcı Düştü, Damga Vergisi Sıfırlandı 
30 Eylül 2017 tarihine kadar uygulanacak olan düzenleme ile alıcı ve satıcıdan yüzde 2’şer olmak üzere toplam yüzde 4 oranında olan tapu harcı konut ve işyerlerinde (kat irtifakı tesis edilmiş olanlar dâhil) %25 indirime gidilerek artık yüzde 3 oranında tahsil edilecek. 

Gayrimenkul Sertifikası Dönemi Başladı 
Vatandaşların bir ev veya iş yerini satın almalarını kolaylaştıran, gayrimenkul şirketlerinin de faizsiz finansman elde etmelerine imkân sağlayan finansal bir araç olarak Gayrimenkul Sertifikaları devreye girdi. Mart Ayında uygulamaya alınan Gayrimenkul Sertifikası ile özellikle orta ve alt gelir sınıfına sahip olan tüketiciler için imkân ve bütçelerine göre yerli veya yabancı yatırımcıların projelerinden pay sahibi olma imkanı oluşturuldu. Bu sertifika ile birlikte tek başına gayrimenkule yatırım yapamayan orta ve alt gelirli tüketiciler yerli ve yabancı yatırımcılar ile birlikte projelerde bütçelerine göre pay sahibi olabileceklerdir. Türkiye’nin ilk gayrimenkul sertifikası TOKİ öncülüğünde 29-30-31 Mart tarihlerinde halka arz edildi.

DETAY

3 Nisan

Emlak Yatırımında Kazanmanın 14 Yolu!

Karma projeleri eskinin mahalle kültürünün günümüze uyarlanmış hali olduğunu söyleyen, Gayrimenkul Satış ve Pazarlama Direktörü Soner Keleş," Yatırımcılar için çok cazip olan ve kazandıran bu projeler oturum amacıyla konut satın alanlar için de renkli bir yaşam alanı sunuyor. 

MALİYET ARTIYOR 
Ancak birçok fonksiyonu içerisinde barındırdığı için bu projelerde aidatlar başta olmak üzere maliyetler artabiliyor" ifadesini kullandı. Keleş, normal konut projelerine göre aidatların yüzde 30 -45 daha fazla olduğu bu projelerde sunulan site yönetim hizmetlerinin de standartların üzerinde olduğuna dikkat çekerek, "Kent merkezlerinde yer alan karma projelerden yatırım amacıyla konut veya ofis satın alırken en çok dikkat edilmesi gereken husus bu projenin ve yer aldığı lokasyonun oturmak için mi yoksa ticari ofis hayatı için mi daha uygun olduğunu iyi kestirebilmek gerekiyor. 

ARAŞTIRILMALI 
Projenin yapıldığı bölgenin sadece konut için değil, ofis ya da ticari alan için de uygun olup olmadığının araştırılmasında yarar var" uyarısında bulundu. 

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, konut kullanıcılarının yeni şeylere hemen adapte olduğunu belirterek, Vatandaşlar, karma projelerdeki yaşam standardını ve yansıttığı kolaylığı görünce sevdi ve alışmaya başladı. 

GELİŞİM İÇİNDE 
Muhtemel aksaklıklar ise profesyonel yönetimler tarafından gideriliyorsa karma projelerde yaşam tercihi de artış olacaktır. İyi yerde yapılmış, doğru planlanmış, profesyonelce işletilen bir karma proje başarılı oluyor. Son 6 yıldır bu tür projeler yatırımcıları memnun edecek gelişim içerisinde" dedi. 

YABANCI İLGİSİ VAR 
Yabancıların karma kullanım projelere ilgisinin Türklerden daha fazla olduğunu söyleyen gayrimenkul uzmanları, "Bu durumda projenin bütünü ile satılabilir alanlarındaki çeşitliliği cezbediciliği artırıcı ana faktörlerden birisi. Tabi ki ister yabancı olsun ister yerli her yatırımcının bir alım yaparken dikkate alacağı öncelik prim potansiyeli ve getirisidir" değerlendirmesinde bulunuyor.

DETAY